Aganta'nın Hikayesi...

Aganta'nın Hikayesi...

10 yaşındaydım ve büyük bir dünya haritam vardı ve o haritaya bakıp dururdum.

1985 yılında Kırıkkale'de doğdum. Kırıkkale'de yaşıyorum. Kale Haber Gazetesi’nde Seyir Defteri adlı bir köşem var.  Bilimsel Denizcilik Vardiya Zabitliği ilk mezunlarındanım bunu gururla söylüyorum, ifade ediyorum. Devre arkadaşlarımla ve zabit arkadaşlarımla yıllar geçse de halen görüşüyoruz. 10 yaşındaydım ve büyük bir dünya haritam vardı ve o haritaya bakıp dururdum. Dünyayı keşfetmek o yaşlarda bana çılgınca geliyordu. Daha sonra ise bu keşfi nasıl yapabileceğim konusunda ancak bunu gemiler ile yapacağıma inandım. Tek başıma bunu yapabilecek bir gücüm yoktu. Çok büyük gemilerde de çalıştım  tonaj olarak küçük gemilerde de bulundum  250'ye yakın insanla çalışma fırsatım oldu.

Mavide olmak  yunuslarla birlikte seyir etmek farklı limanlara yanaşmak… Dünyayı keşfetmek güzel bir şey ama bunu istikrarlı bir şekilde yapmak güzel olurdu, bunu bir özeleştiri olarak söyleyebilirim. Bir gemide bulunmak, çalışmak  sadece bedensel olarak değil mental olarak da oraya ait olmakla olabiliyor. Şunu samimi olarak söylüyorum;  ilk kez gemiye çıktığımda  kamerası bile olmayan küçük bir telefonum vardı  ve kamaraya gittiğimde ağlıyordum.

Kitabımda "Hüznün Tarifi" adlı bir şiirim var o şiirde Adriyatik Denizi’nde seyrederken 2011 Şubat ayına hep birlikte bir dönüş yapalım  istedim. Gemide duygusal olmak, ailenize olan özleminiz memleketinize olan özleminiz hasretiniz ile bu mesleği başarıyla icra etmek çok zordur. Psikolojik olarak oraya ait olmalısınız 2011 yılında mezun oldum ama stajım biraz zor geçti diyebilirim. İstikrarsız bir grafik çizdiğimi açık yüreklilikle söyleyebilirim ama olaya farklı bir bakış açısıyla da bakarsak şiirlerim sayesinde kitabım sayesinde herkese denizcilik sektöründen herkese ulaşabiliyorum kimse ben bu kitabı istemem demiyor. 

Denizcilik alanında eseri olan kıymetli büyüklerimin eserlerini okumak hoşuma gidiyor. İsterim ki onlarda benim eserimi okusun, eleştirsin. Şiirler benden size ulaştıkça beğenmeyebilirsiniz ve eleştirebilirsiniz zaten şiir bana sorarsanız biraz hüzündür... Bundan önce hem iş hayatımda hem özel hayatımda eleştirildiğimde duygusallaşabiliyordum, üzülüyordum. Kitabım çıktıktan sonra kendimde görüp mutlu olduğum bir şey var ki  eleştirilmek hoşuma gidiyor. İnsan kendini geliştiriyor ve hayat bana şunu öğretti:  Eleştiriyi hazmetmek kendini geliştirmek için gerekli yegâne şeydir.

Tüm şiirlerim benim için kıymetlidir!

Kitabımı Kırıkkale'de 300 hemşerime hediye ettim. Kapısını bana açıp vaktini ayıran benimle şiir konuşan edebiyattan konuşan herkese teşekkür ederim. Kitabım çıkmadan önce satılacak mı diye bir kuşkum olmadı. Çok satanlar çok kusursuz mudur? Ya da çok satılmayan eserler çok kıymetsiz midir? Denizcilik Sektöründen armatörler, kaptanlarım, mühendisler,  genel müdürlerim, personel müdürlerim  beni tanıyan, tanımayan herkese kitabım ulaştı diye düşünüyorum.

Bundan sonra da isteyen herkese kitabım ulaşacak. Şairlik haddime değil ama eleştirilmek çok hoşuma gidiyor 

En son çalıştığım "M. Sahin" gemisinde babamın aniden ortaya çıkan rahatsızlığı nedeniyle gemiden ayrılmak zorunda kaldım. O an için bir karar vermem gerekiyordu hayatın karşıma çıkaracağı zorlukların farkındaydım. Pişman değilim ailemin yanında olmam gerektiğini düşündüm.

“Gemiden kaçış planı yaptım…”

Bir gece güvertede yürürken bir plan yaptım planın içinde sadece ben vardım. "Kaçış Planı" şiirim aslında o gece ortaya çıktı diyebilirim. Ertesi sabah dışarı çıkacaktım sağlık raporumun süresi bitmişti  ve gemi Ukrayna'ya gidecekti. Bir karar vermem gerekiyordu. Kaçacaktım ve ilk otobüse binip memleketime dönecektim. Güverte Reisi kıymetli dostum  Mehmet Can Gündüz'e bir söz vermiştim. Kaçmayacağıma dair ama içim içimi kemiriyordu.

Avukatımı aradım  durumu anlattım yapma dedi daha sonra denizcilik sektöründen Ali Can Çebi ağabeyimi aradım. Kaçma dediler  yapma dediler. Ve kaçmadım. İlk Türk limanında gemiden ayrıldım. Gemiden ayrıldıktan sonra yıllardır biriktirdiğim hatıraları, anıları  nasıl değerlendirebilirim diye düşündüm.

Kitabımın çıkış noktası en fazla kaldığım gemi 2018 yılında bulunduğum "İlke Mete" gemisidir (Şu anda Ali Işık gemisi olarak seyre devam ediyor). Gemi kaptanım Sayın Mustafa Doğan Aydın'a Allah selamet versin bana güvenirdi ve o gemide güzel seyirler yaptık güzel limanlara yanaştık.

Köprüüstünde adeta bir stajyer olarak değil bir zabit gibiydim. Stajyerlere güvenin demek istiyorum öz güvenini yitirmiş bir stajyer gelecekte iyi bir kaptan olamaz. Stajımın son virajıydı  7. yılıydı ama şunu söylemek isterim 2015 yılında  çalıştığım bir gemide yaşadığım iş kazasından dolayı 3 sene mesleğe ara verdiğimi söylemek isterim. 2018 yılında stajım bitti 

Lyon Körfezi'nde gemici arkadaşım Alper Toktaş'ın yaptığı keki unutamam.

Aganta nasıl ortaya çıktı?

Soğuk bir kış günüydü. Kıymetli dostum Baturhan Çetin'i aradım ve ben bir şeyler yazıyorum dedim. Kale Haber Gazetesi’ne gitmemi söyledi. Kapıdan içeri girdim ve ben bir şeyler yazıyorum dedim. Sağ olsunlar bana bir köşe verdiler. Köşemin adı Seyir Defteri olmuştu. Kitabımın çıkış noktası da bu köşe oldu. 

Her hafta bir şiir yayınladık yerine göre iki şiir yayınlandı okuyucuyu bunaltmak istemedim. Güzel bir geri dönüş olduğunu söyleyebilirim. Şiirlerim insanlara ulaşıyordu  daha sonra bu şiirlerim “Neden kitap olmasın?” diye konuşuldu. Kırıkkale Medya ve Gazeteciler Cemiyet Başkanı Sayın Ercihan Çakmak'ın  manevi destekleriyle 

Kitabım Aganta Temmuz 2020 tarihinde Kutlu Yayınevi etiketiyle raflardaki yerini almıştır.

Kitabıma birçok kişi emek vermiştir. Kapak için Musa Hacıbaloğlu'na, Editörler Kıymetli Nusret Kılıç ve İsmail Çakmak'a, Dizer  Aliye Aybüke Uluç'a teşekkür ederim. Kutlu Yayınevi'nin bir yazarı olmaktan dolayı son derece mutluyum. Klişe bir tabir vardır ama bunu yürekten söylüyorum.

Yazmadığım zamanlar kendimi rahatsız hissederdim ben bunun için yazdım ve pişman değilim. Şiirin süresi bitmez.

Eserimi Türkiye’nin birçok yerinden isteyen oluyor “Bu kitaba nasıl ulaşabiliriz?” diyenler oluyor. Eserimi satın alanlar oldu hediye ettiğim insanlar oldu. Herkese teşekkür etmek istiyorum. Ve şımarmadan yoluma devam etmek istiyorum. Bu mutluluğun iktisadi bir karşılığı yoktur.

Bir insanın kendi eserini bir kitabevinde raflarda görmek ya da şehrinde görmek insanı mutlu eden yegane şeydir. Babamın Erciyes Yayınları’nın yıllar önce çıkardığı "İmece" adlı şiir kitabında yayınlanmış şiirleri vardır. Ağabeyim edebiyat ile iç içedir edebiyat öğretmenidir. Ben biraz amatör olarak o ruhla yazdığımı söyleyebilirim. Gece balkonda oturuyorum ve birden ağlamak isteği geliyor ve bu bana sorarsanız şiirdir. Hayatta kaybettiğiniz her şey aslında bir şiirdir.

Sicilya'daydım ve sevdiğim birisi vardı ona mesaj atmak istiyordum yazamadım ve "Hayallerim Sicilya ve Ben" şiiri ortaya çıktı.  Yine olsa herhalde yine mesaj atamam galiba!  Biraz utangaç olduğumu söyleyebilirim. Bunu bazı insanlar yetenek olarak görüyor. Çok yeteneklisin diyorlar.  Ben öyle düşünmüyorum! Yazdığım zaman mutlu oluyorum.

35 yaşındayım ve bir kuruş para biriktirmedim hayat böyle devam etmez biliyorum, farkındayım ama cebimde ne varsa ne kadar varsa harcadım. Cimri olmadım. Paraya değer veren bir insan olmadım. Kitabımın ilk baskısı yakında bitecek bitmeyedebilir de yani sorun değil! Ama 2018 yılında bir kurgu yazmaya başlamıştım… İlke Mete gemisinde, Tarragona şehrindeydik. Gecenin üçünde Microsoft Word'a bir şeyler karalıyordum. Yazmadığım zaman mutsuz oluyordum.  Her limana yanaştığımızda bir bölüm daha yazıyordum ve güzel bir eser çıkacağına inanıyorum. O yazılanlar benim için çok kıymetliydi hepsi belleğimde ve defterimde duruyor. O eserden önce Aganta çıktı. 2021 sonbaharında Venedik'te Maskeli Balo çıkacak. O eserin de konuşulacağına yürekten inanıyorum. Bana değer verip vaktinizi ayırdığınız için teşekkür ederim. Tüm denizcilere Allah selamet versin. 

Denizleriniz sakin  pruvanız neta olsun