"Akdeniz’de kıyıdaş olan ülkelerin birbiriyle daha çok konuşması, ortak formüller bulması gerekiyor"

"Akdeniz’de kıyıdaş olan ülkelerin birbiriyle daha çok konuşması, ortak formüller bulması gerekiyor"

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında gerçekleştirilen Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısının ardından önemli açıklamalarda bulundu.

adscode

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, “Mısır, Akdeniz’de hidrokarbon arama bölgelerine izin verince Yunanistan bundan büyük bir telaşa düşerek yine bir Türkiye karşıtı bir faaliyete başladı. Yunan Dışişleri Bakanı Kahire’ye gitti, Mısır Dışişleri Bakanı ile görüştü. Bu faaliyetini de Yunanistan’ın not ediyoruz. Dostluk forumu adı altında Türkiye’ye bir husumet formu organize etmeye çalışıyor. Bunu da not ediyoruz. Gerekli şekillerde gerekli karşılıkları diplomatik düzeyde ve sahada vereceğimizden kimsenin bir kuşkusu olmasın” dedi.

Çelik, bir gazetecinin, “Mısır ile ilişkilerin normalleşmesine yönelik mesajlar var. Bu konu MYK’da gündeme geldi mi?” şeklinde yönelttiği soruya şu cevabı verdi: “Mısır önemli bir ülke. Mısır devleti ve halkıyla tarihten gelen çok güçlü bağlarımız var. Mısır ile olan süreç bu diplomatik ilişkilerin akmasa sürecinin neden olduğu bellidir. Burada Mısır halkının geleceğine ve Mısır’da demokrasinin yerleşmesine dönük kaygılarımız ve bu konudaki siyasi tutumumuz net bir şekilde ifade edilmiştir. Şimdi Akdeniz’de yeni bir durum var. Sadece gaz meselesi ile ilgili olarak değil, Suriye meselesi söz konusu olduktan sonra Akdeniz’de dünyadaki bütün ülkelerin savaş gemileri yerleşmişti. Arkasından Libya meselesi söz konusu olduğunda bu daha da arttı. Bu hidrokarbon kaynaklarının kullanılması ile ilgili ortaya çıkan büyük hareketlilik Akdeniz’de kıyıdaş olan ülkelerin birbiriyle daha çok konuşmasını, ortak formüller bulmasını gerektiriyor. Mısır’la bunları konuşabilecek zeminlerimiz vardır. Türkiye geçmişteki ilkeli tutumundan herhangi bir şekilde vazgeçmiş değildir. Fakat bölgedeki bu gelişmelerin konuşulması ile ilgili zaruretler açısından da bu mekanizmalar her aşamada mümkündür. Bu karşılıklı olarak aynı yaklaşımın söz konusu olmasına bağlıdır.”