Balıkçılar her gün denize attıkları ağlardan ancak yunuslardan geride kalanlarını toplayabiliyor.
Sinop'ta balıkçı işiyle uğraşan Mithat Altunel, “Yunuslar yediği için hem ağları bulamıyoruz hem de balıkları bulamıyoruz. Hem ağa zarar veriyorlar hem maddi açıdan zararımız var hem de tuttuğumuz balığı alamıyoruz. Bu şekilde sıkıntımız var ama mecburen çalışıyoruz. Ekmek parası. Ama çalıştığımızı da genellikle ağ parası olarak geri ödüyoruz. Ağ yapmaya da yetiştiremiyorsun. Sürekli senden daha hızlı yırtıyor. Bir akşamda senin 3-4 bin TL’lik 5 bin TL’lik ağını hallediyor. İşte bunlarda ağdan kalanlar. Onun bıraktıkları yemedikleri. Ya da yedikten sonra ağın çalışmasıyla tuttuğu balıklar” ifadelerini kullandı.

Her gün yunuslarla bir yarışa girdiklerini söyleyen Altunel, "Biz akşam kuruyoruz sabah çekiyoruz. Gece ağlar denizde kalıyor. Mesela akşam 17.00'de kuruyoruz sabah 05.00’te hava aydınlanmadan çekmeye başlıyoruz. Hava aydınlanmadan başlarsak ‘yunus zaten giriyor da’ bir şekilde kalanları kurtarıyoruz. Yunus girdikten sonra kalanları kurtarıyoruz. Erken çekerek kurtarmaya çalışıyoruz. Yoksa biraz daha bıraksak ağı daha net gördüğü için daha çok yiyor. Bu sefer hiçbir şey bırakmıyor. Bazen öyle bir oluyor ki ne balık alabiliyorsun ne ağ. Sadece şu kurşunuyla, mantarı kalıyor. Gerçekten yunuslardan çok sıkıntımız var” dedi.

Son zamanlarda bunun çoğaldığını belirten Balıkçı Mithat Altunel, “Yunuslarla ilgili geçmiş yıllarda devlet teşvikiyle bazı şeyler yapılıyormuş. Galiba yağı falan kullanılıyormuş. O zamanlar yunuslar kıyılara pek gelemiyormuş. Ağlara da hiçbir şekilde zarar veremiyormuş. Ama son zamanlarda artık koruma altında olduğundan durum böyle. Az önce yunuslar limanın içinde geziyordu” diye konuştu.