Salih Zeki Çakır, Koster Yenileme Projesindeki son durumu anlattı

Salih Zeki Çakır, Koster Yenileme Projesindeki son durumu anlattı

İMEAK Deniz Ticaret Odası Meclis Başkanı Salih Zeki Çakır, ‘Koster Yenileme Projesi’ hakkında son durumu anlattı.

adscode

Salih Zeki Çakır yaptığı konuşmada: “Koster Filosunun ülkemiz için, bölgemiz için, firmalarımız için ve denizciliğimiz için ne kadar önemli olduğuna yönelik oluşturduğumuz algı hemen hemen bütün kesimler tarafından hüsnü kabul gördü. Özellikle bu anlamda hayata geçirmeye çalıştığımız ‘Koster Yenileme Projesi’ yapılan çalışmalar sonucunda bir devlet projesi haline getirildi. Bugüne kadar denizciliğimizde nadir bir çalışma ve gelinen sonuç devlet bu işin önemini kavrayıp bu işe taraf olmak gerektiğini anlayarak bir ortak şirket kurulma kararı verildi ve Koster Denizcilik A.Ş. %49 devletin, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın bir kurumu olan Türk Patent Enstitüsü ile değerli üyelerin o gün itibariyle de kısa süre içerisinde karar verip ortak olmak isteyen arkadaşlarla bir yapı kuruldu. İlk ihtiyaç olan kuruluş sermayesi 1 Milyon TL ortaklar tarafından yatırıldı. Müteakip aşamada öz kaynak oluşturulması ve dizaynın geliştirilmesi yönündeki çalışmalara geçildi.” ifadelerini kullandı.

“Deniz Ticaret Odası’nda iki önemli çalışma yaptık”

Seçimlerin ardından sürecin değiştiğini belirten Çakır şöyle devam etti: “Hükümet ve Bakan değişti. Tekrar biz o süreci yeni gelen ekibe, kadroya ve Bakana anlatmak, tanıtmak ve önemini idrak ettirmek için gayret içine girdik. Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı sorumluluğunda bir proje olduğu için ilk yaptığımız toplantıda etraflıca konuşma fırsatı bulduk. Takdir edersiniz ki her yiğidin yoğurt yiyişi farklı. Sayın Bakanımızın da genel ekonomik görüşü, olaylara bakışı takdir ediyoruz farklı. Bize önerisi ‘Evet. Bu bir devlet projesi. Ben bu projenin yapılmaması yönünde hiçbir şekilde bir çalışma içinde olmam. Tam tersi yapılması yönünde desteklerim. Ama ben serbest ekonomi, liberal ekonomi, devletin bugünkü işleyişiyle alakalı devlet bu işin içinde olmazsa nasıl olur, başka alternatifler nedir, buna bir çalışalım’ şeklinde önerisi oldu. Biz bir ödev alarak çalışmalara başladık. Bundan sonrasında Deniz Ticaret Odası’nda alternatif, farklı bir oluşum nasıl olur diye iki önemli çalışma yaptık. Bu biraz da işe sıfırdan yeniden başlamak anlamına gelmekteydi. “



“Bu tip projeleri şirketlerin hayata geçirmesi hemen hemen imkansızdır”

Biz bu aşamaya son 10 yıldır getirdiğimizde genel kanı tecrübelerimiz, tüm görüşmelerimiz, stratejik öneme haiz, sektörlerin de krizde olduğu dönemlerde devletler, hükümetler, bakanlıklar, idareler işin içine girmeden bu tip projeleri müteşebbislerin münferit şirketlerin hayata geçirmesi hemen hemen imkansızdır. Armatör arkadaşlarımız münferit olarak içlerinde imkanları iyi olan böyle bir yatırımı kendisi yapar ve filosunu büyütebilir. Ben şahsen bu projeye hiçbir zaman Ahmet’i, Mehmet’i gemi sahibi yapmak olarak bakmadım. İmkanı olan, öz kaynağı kafi olan, ipotekleri, gayri menkulü, finansal ilişkileri ve kredibilitesi iyi olan firma zaten bunu kendisi yapar. Biz bunu bölgemizde nasıl tarihte Karadeniz – Akdeniz özellikle askeri açıdan bir Türk gölü haline gelmişti, bizim de yıllardır yapılan yatırımlar ve özverili girişimlerle Karadeniz – Akdeniz’i ticari olarak Türk gölü haline getirme hedefimiz var. Karadeniz – Akdeniz bölgesinde Türk Koster filosunun payı biz çalışmalara başladığımız 2008 yılında %38’lerdeydi. An itibariyle %30’lara düşmüş bulunuyor.

“Bu yapıdan büyük güç çıkmaz”

Fakat bu maalesef sadece sayısal bir güç, toplu bir güç olmadığını bizler günlük hayatta tecrübelerimizden biliyoruz. Benden birçok kez dinlemişsinizdir. Firma başına 1,5 gemi, her gemi başına bir brokerin düştüğü bir yapı sürdürülebilir değil. Biraz işi iyi bilen bu yapıda hayatiyetini sürdürür. Ama bu yapıdan büyük bir güç çıkmaz. Bölgesel güç çıkmaz. Stratejik güç çıkmaz. Denizciliğin önünü açmaz. Bizim hedeflediğimiz devletin de, hükümetin de, idarenin de desteklediği büyük bir oluşumu hayata geçirmek. Bu gücü bölgede rekabet edebilir, birbirinin üzerine basıp navlunları aşağıya baskılayan bir yapıdan çıkartıp piyasa oluşturan, insan kaynaklarını zenginleştiren, Türk Bayrağını bölgede gururla dalgalandırabilen genç ve çevreci gemilerle örnek bir yapıyı ortaya çıkartmak. Bunları bu şekilde, daha da derinliğiyle, gerekçelerini çok iyi anlatarak, finansal rakamlarla, ekonomik göstergelerle besleyerek 200 sayfalık bir proje hazırlamıştık. Her platformda Sayın Başbakanımız, Sayın Cumhurbaşkanımız, tüm Bakanlar bu projeye sahip çıktı. Ardından imzalar atıldı. Çok faaliyette bulunan birisi olarak oradaki heyecanı başka bir faaliyette, başka bir oluşumda görmedim. Belki de biz işin içinden geldiğimiz için bizi daha çok heyecanlandırdığı için bu işin hayata geçeceğine olan inancımız ciddi bir şekilde pekişmişti.



“Devlet işin içinde olmayınca bu işin olmayacağını herkes anlıyor”

Geldiğimiz noktada Bakan Bey’in tavsiyesi doğrultusunda Deniz Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Kıran Bey’in yaptığı ikili görüşmede bizim çalışarak ortaya koyduğumuzun dışında daha somut bir alternatif ortaya çıkamadı. Çünkü devlet işin içinde olmayınca bu işin olmayacağını herkes anlıyor. Bir şekilde bu projenin bir aşamasında ya öncesinde ya ortasında ya sonrasında teşvik edilmesi lazım. Teminatlandırılması lazım. Desteklenmesi lazım. Böyle bir teşvik, teminat, destek ve garanti olmayınca böyle bir projeyi hayata geçirmek hepimiz işin içindeyiz, ülkemizin finansal yapısını, derinliğini hepimiz biliyoruz gerçekçi değil maalesef. Tamer Bey muhtemelen önümüzdeki meclis toplantısında sektörü bilgilendirecektir. Yaptıkları görüşmenin özeti ‘Bakan Bey bu ortaklığın dışında sektöre belli sayıda bir gemiyle başlaması şartıyla KOSGEB üzerinden teşvik ve kredi verelim’ şeklinde. Onun rakamları üzerinde bir görüşme oldu. Şimdi biz KOSGEB Genel Müdürü’nden randevu bekliyoruz. KOSGEB’in bu projeye sağlayabileceği imkanları tartışıp paylaşacağız. Oradan bir çıkış yaparsak sektörümüzün menfaatine gelişmeler olacak. 

“Ülkemiz için olmazsa olmaz proje”

Hiçbir zaman biz bu projeye kişisel bir menfaat, birkaç firmayı – tersaneyi iş yapma 50-100 kişiyi istihdam etme şeklinde bakmadık. Bu ülkemizin geleceği için, deniz taşımacılığımızın geleceği için, bölgesel güç olma iddiasında olan ülkemiz için hayata geçirilmesi olmazsa olmaz bir projedir. Bunu her kademede böyle aldık bundan sonra da bana göre böyle almalıyız. Münferit olarak Ahmet’e – Mehmet’e gemi yaptırmak bir an için şirin gelebilir. Birileri buna ikna olabilir. Ama uzun vadede buna kimse sahip çıkmaz. Devlet de kimsenin stratejik/iş birliği/ güç birliği değeri olmayan küçük oluşumlar için hiçbir zaman imkanlarını seferber etmez. Gerçekçi olmak zorundayız. Yıllardır ülkemizin, denizciliğimizin özellikle ön taraflarında olan vizyonsuz, çapsız birtakım kendi küçük kabile menfaatlerini önde tutmayı alışkanlık haline getirmiş bir zümreye ve kişiler bu projenin aleyhinde sanki Salih Zeki Çakır, üç-beş arkadaşıyla bir oluşum kurup, devlete bir hortum atıp oradan kaynakla kendilerine menfaat temin edecekler gibi bir düşük düzeye indirgeyerek bu projenin önünü kesmeye çalışıyorlar. Çalıştılar. Bununla ilgili girişimler de yaptılar zaten. Yeri ve zamanı gelince bunları kamuoyuna ifşa edeceğim. Çünkü bugüne kadar yapılan çalışmalara, verilen emeklere, harcanan kaynaklara büyük bir saygısızlık. Bu anlamda ben başarılı olacaklarını düşünmüyorum. Bu işin peşini bırakmayacağım. Allah’ın izniyle, ömrüm yettiği sürece, Allah sağlık sıhhat verdiği sürece bu projeyi hayata geçirmek için kendi imkanlarımla, bana inanan, çevremde bu projeye inanan, büyük bir deniz ticaret gücünü ortaya çıkaracağız Allah’ın izniyle…


“Arayışlarımıza devam ediyoruz”

Yerli – yabancı tüm arayışlarımıza devam ediyoruz. İlgi alaka görüş öneri ve alternatifleri bekliyoruz. Süreci zorlamaya şartları zorlamaya devam edeceğiz. Biz bugünlere şartları çok zorlayarak geldik. Hepimizin yaşanmışlıkları var. Ödediğimiz bedeller faturalar var. İnşallah bundan sonra herkes şimdiye kadar ödediği faturaları tekrar ödemez. Bunları paylaşalım. Bir araya gelmek önemli. Yaşamış olduğumuz olumsuzlukları paylaşalım. Aynı gemide aynı kaptan aynı baş mühendis, aynı İşletme Müdürü, aynı DPA, aynı hataları tekrar edip ülkenin, şirketlerin, ailelerimizin kaynakları heba olmasın. Güçlerimizi bir araya getirelim. Birleşelim. Ülkeler, sektörler güçlü oluşumlarla büyür. Bundan sonra bize düşen büyük düşünüp, büyük projelere taraf olup, onları hayata geçirmek için çalışmaktır, gayret göstermektir. İyi bir hoş seda bırakmaktır. 

Bu anlamda biz Koster Armatörleri ve İşletmecileri Derneği’ni kurduğumuzda böyle yapılanmaların altyapısını sağlamlaştırmak için destekleyici çalışmaları hayata geçirdik. Koster Yenileme Projesi ve Koster sektörünün ne olduğunu ölçebilmek için İstanbul Navlun Endeksi (ISTFIX) diye bir çalışma yapmıştık. Yıllardır bu çalışmayı benim şirketlerimle finanse ediyoruz. Sizlere hiçbir yük olmadan çok sınırlı bir üyelik aidatıyla bugüne kadar bu çalışmayı getirdik. Bütün bu projenin temel verilerini üreten, güncelleyen ve paylaşan en sağlıklı, en özgün, güncel, güvenilir veri/bilgi sahibi olmak her proje ve sektörlerin olmazsa olmazı olduğunu bilerek ve bu boşluğu gidermek için İstanbul Navlun Endeksi’nin (ISTFIX) kurduk. Denizcilikte bundan ayrı da bir veri kaynağı yok. Son değişiklikle ‘IDEAS’ (İstanbul Denizcilik Stratejileri ve Araştırmaları Enstitüsü) diye bir deniz strateji-haber portalı haline getirdik. Burada sektörümüzle ilgili ideal bir ortam var. denizstrateji.com adresiyle yayın yapıyor. Buranın takip edilmesini öneriyorum. 

Bir diğer web sitemiz de www.turkdeniz.com . Sektörel haber portalını denizciliğimizin kullanımına sunduk. Bu iki web sitemizi takip etmenizi öneriyorum.

TURKDENİZ.COM