Salih Zeki Çakır: "Mavi Vatan, Mavi Ekonomi ile güçlendirilmeli"

Salih Zeki Çakır: "Mavi Vatan, Mavi Ekonomi ile güçlendirilmeli"

İMEAK Deniz Ticaret Odası Meclis Başkanı Salih Zeki Çakır, Denizcilik Dergisi'ne 'Mavi Vatan' ve 'Mavi Ekonomi' konularını değerlendirdi.

adscode

Salih Zeki Çakır'ın röportajı şu şekilde: 

Mavi Vatan Mavi Ekonomi ile güçlendirilmeli

Tarih boyunca yüzünü hep denize dönen, denizden mümkün olduğunca faydalanmaya çalışan Türk milleti; bu zamana kadar belki de hiç karşı karşıya kalmadığı bir fırsatın eşiğinde... Geçmişte toprak için yapılan savaşlar, şimdilerde küresel ekonomik kriz ve artan rekabet ortamıyla birlikte, yerini ekonomi alanında yapılan mücadelelere bıraktı.  Ülkemiz, elinde bulundurduğu jeopolitik avantajlara doğru orantılı olarak, denizden kazanılacak büyük bir ekonomiyi elde etmek için tüm imkânlarını seferber etmiş durumda. 

Günümüzde Türkiye, denizcilik sektörünün ana ve alt kategorilerinde tam olarak yakalayamadığı ekonomik hedefleri çok farklı bir alandan yakalamak üzere. Ülke gündeminin ilk sıralarında yer alan sondaj ve sismik araştırma çalışmalarımız, dünyada da büyük bir yankı uyandırmış durumda. Özellikle bu çalışmaları yürüten gemilere yaptığımız yatırımların karşılığında aldığımız müjdeler, denizlerimizde sismik araştırma ve sondaj konusunda doğru politikaların yürütüldüğünün en açık göstergesi. Öyle ki; Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın açıkladığı; Fatih Sondaj Gemisi’nin Karadeniz’de keşfettiği 320 milyar metreküplük doğal gaz ve akabinde açıklanan ikinci müjde, ülke ekonomimiz ve sektörümüzün geleceği adına bizleri umutlandırıyor. Diğer yandan Akdeniz’de de atılan sağlam adımlar, bu konudaki beklentilerimizi artırıyor. 

Mavi Ekonomi çok önemli

Temelde ‘Mavi Vatan’ Türkiye’nin; Karadeniz, Marmara, Ege ve Akdeniz’deki sınırlarını belirleyen bir kavram olsa da, bulunduğumuz zaman diliminde daha da önemli bir hal almış durumda. Önceleri Türkiye’nin askeri güce dayalı stratejisinde belirleyici unsur olan bu doktrin, son dönemde yaşananlar çerçevesinde, ülkemize her alanda katma değer sağlayacak bir unsur olarak ön plana çıkıyor. Özellikle deniz/denizcilik alanında oluşan farkındalık, bu araştırmaların; ‘denizciliğimizin her açıdan yeniden keşfinin’ önünü açacağına dair beklentilerimizi kuvvetlendiriyor. Bu tespit; Türkiye’nin Mavi Vatan’da güçlü ve aktif olabilmesinin ‘Mavi Ekonomi’de de doğru politikalar yürütmesiyle’ mümkün olacağını bizlere açıkça gösteriyor. 

Mavi Ekonomi, insan faktörü de dahil içerisinde birçok bileşeni barındıran, ülke ekonomileri adına büyük önem arz eden aktörlerin başında geliyor. A’dan Z’ye her faaliyet alanıyla ‘ulusal kazanım’ olarak nitelendirebileceğimiz deniz ticareti, ‘mavilerin ekonomiye dönüştürülmesinde’ ana argüman olarak karşımıza çıkıyor. 

Denizcilik sektörünün sınırları ortadan kaldıran yapısı, Mavi Ekonomi’yi Mavi Vatan kavramından farklı kılan başlıca faktör olsa da, bu iki kazanım bir bütün olarak ele alınması ve bu çizgide hayata geçirilecek ‘Denizlerde Başarı ve Ulusal Refah’  politikası Türkiye’nin gelişiminde garantör model olacaktır.Dünya ölçeğinde hatırı sayılır bir konumda yer alan Türk deniz ticaret filosu, önemli bir bölümünde egemen olduğumuz Karadeniz/Akdeniz havzasında taşımacı lık faaliyetlerini sürdüren kosterlerin yaşlanmasıyla sıkıntılı bir süreç içerisine girdi. Türk denizciliğinin altyapısını oluşturan koster gemilerinin, çağın gerekliliklerine uygun ve teknolojik imkânlarla donatılarak yenilenmesi Mavi Ekonomimizin öncelikle bölgemizde ve kendi kıyılarımızda büyümesine imkân tanıyacaktır. 

TCG Anadolu gücümüze güç katacak

Denizciliğimizin gücünü ortaya çıkaran ve ekonomimizin bir diğer önemli sacayağını oluşturan Savunma Sanayi yatırımları ise, kısa sürede karşılığını aldı. Mavi Ekonomimizin desteğiyle Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nın envanterine katılacak olan Çok Maksatlı Amfibi Hücum Gemisi TCG Anadolu, Mavi Vatan’da destek unsuru olarak donanmamıza güç katacak.

Diğer yandan Türk tersaneleri de yeni inşa ve tamir-bakımda ‘denizcilik gücümüzün’ uluslararası arenada açıkça belirginleştiği ciddi atılımlar gerçekleştiriyor. Özellikle, yat inşasında dünyada ilk 5 sırada yer almamız bizleri heyecanlandıran ayrı bir unsur. Bu olumlu gelişmelere rağmen gemi inşada ve yan sanayide ‘yakalayamadığımız yerlilik oranı’ sektörümüzün kanayan yarası olmaya devam ediyor. Ülke olarak çözüme kavuşturmamız gereken bu husus, ‘ulusal sermayenin tüketilmesinin’ önünü kesecek ve üretimde ‘milli kontrol’ mekanizmasının hayata geçirilmesini sağlayacaktır.

İstihdam konusunda da önemli bir noktada yer alan sektörümüz, 300 bin kişiye doğrudan iş sahaları açarak ülkemiz adına ciddi bir eksikliği gideriyor. Bununla birlikte; yılın 8-9 ayı deniz turizminden faydalanabilen Türkiye, bu alanda da azami oranda çaba sarf etmeli ve hedeflenen maksimum faydaya ulaşmalıdır. 


Sonuç olarak; tüm bu ifade ettiklerimiz ışığında, Mavi Vatan ve Mavi Ekonomi her anlamda birbiriyle ilişkilendirilmelidir. Türk denizciliğinin topyekün gelişimi açısından sektör paydaşlarımızın sıkıntıları ve çözüm önerileri dikkate alınarak uygun bir bilimsel model tespit edilmeli ve bu model/politika ivedi bir şekilde uygulamaya konmalıdır. Mavi Vatan ve Mavi Ekonomi’nin ortak paydası olabilecek ’Mavi Büyüme’nin orta ve uzun vadede gereklerinin yerine getirilebilmesi için devlet-özel sektör eşgüdümü öncelikli olarak değerlendirilmelidir.  Özellikle; orta ve uzun vadede belirlenecek amaçlara uygun, planlı yaklaşımın hayata geçirileceği ve yeni bir strateji ortaya koyacak kurumsal yapılanmaya ihtiyacımız olduğu da ayrıca dile getirilmelidir.