SİNOP CEZAEVİ'NDEN ÇIKAN SANAT: KOTRACILIK
Eski mahkumların yanlarında çalışan çıraklara da kotra yapımını öğretmeleri neticesinde bu el sanatı il merkezinde hızla yayıldı.
1950'li yıllarda Sinop Cezaevi'nde yatan iki mahkum tarafından başlatılan kotracılık mahkumların cezaevinden çıktıktan sonra da Sinop'ta kalarak bu sanatı devam ettirmeleri ile şehrin simgesi haline geldi.
Eski mahkumların yanlarında çalışan çıraklara da kotra yapımını öğretmeleri neticesinde bu el sanatı il merkezinde hızla yayıldı. Şehre gelenlere hediyelik eşya olarak sunulan kotralar zamanla ünlenerek, il dışına da hediyelik eşya olarak gönderilmeye başlandı. Yurt içi ve yurt dışından talep gören kotracılık Sinop’a özgü bir ürün haline geldi. Yapımı oldukça meşakkatli olan kotralar kütük halinden başlayarak adım adım son şeklini alıyor. Bu sanatı devam ettirenler el işçiliği ile üretimlerini gerçekleştiriyor.
Kardeşleriyle birlikte bu işi yapan Ceyhun Bilgici, “Bu sanatın geçmişi 1950 yıllarına dayanıyor. 1950 yılında cezaevinde bir mahkum bunları cezaevinde yapmaya başlıyor. Daha sonra genel aftan yararlanan mahkum dışarı çıkıyor ve dışarıda da bu işe evinin altında küçük bir dükkanda devam ediyor. Tabi ondan sonrasında burada yapan bazı büyüklerimiz var. Biz de onların yanında belli bir sene çalıştık. Daha sonrasında bu işi kendimiz yapmaya karar verdik ve oradan ayrıldık. Bu işi biz yurtiçi ve yurtdışına pazarlıyoruz. 2 kardeş sanayide, bir kız kardeşim dükkanda olmak üzere 3 kardeş başladık bu işe devam ediyoruz” dedi.
Yaz sezonunun açılmasıyla birlikte talebe yetişmekte zorlandıklarını belirten Bilgici, “Şimdi sezonumuz geldi. Sezonda istekler biraz daha arttığı için yoğun bir tempoda çalışıyoruz. Ürünleri yetiştirmekte de biraz zorlanıyoruz. Günlük modeline göre değişiyor. Mesela günde 150 tane yaptığımız model de var. 20 tane yaptığımız model de var. Modelin işçiliğine göre değişiyor. 150 adet olan bir ürünü bitirmemiz en az 3 günü buluyor. 1 günde ancak kesim, boya ve dolgularıyla uğraşıyoruz. Daha sonra bu iş bağlamaya geliyor. Daha sonra tekrar vernik ve bir sürü aşaması var. En son şeklini dükkanda bez kesimi, şerit çekimi, boyası rötuşları gibi süslemelerini yaparak veriyoruz. Türkiye’de tek Sinop’ta yapılıyor bu sanat. Başka illerde hobi olarak yapan vardır ama tabii ki bu kadar çeşit yoktur. Bizde 40-50 adete yakın çeşit var. Karadeniz’e özgü gemiler ve kendi tasarladığımız göze hoş gelen modellerimiz var. 10 TL’den başlıyor 1500’e kadar hatta özel yapımlarda 3-4 bin TL’ye kadar yapımına işçiliğine göre fiyatlar değişebiliyor” diye konuştu.
0 Yorum