ÜNAL BAYLAN: "KARADENİZ'DEKİ DENİZ TAŞIMACILIĞI EVRİME UĞRADI"

ÜNAL BAYLAN: "KARADENİZ'DEKİ DENİZ TAŞIMACILIĞI EVRİME UĞRADI"

Denizcilik Genel Müdürü Ünal Baylan; İstanbul'da yapılan Okyanus Hukuku ve Politikası Konferansı'na katıldı.

adscode

Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Denizcilik Genel Müdürü Ünal Baylan, Dünyanın önde gelen deniz hukukçularının katılımıyla her yıl farklı bir ülkenin ev sahipliğinde gerçekleştirilen ‘Conference on Ocean Law and Policy (Okyanus Hukuku ve Politikası Konferansı – COLP) etkinliğine katıldı.

Etkinliğin açılış konuşmalarını yapan Ünal Baylan; etkinlikte denizcilik sektörü ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.

"DENİZLERİN SÜRDÜRÜLEBİLİR KALKINMADAKİ ÖNEMİ TARTIŞILMAZ"

Deniz taşımacılığının önemine vurgu  yapan Ünal Baylan: ""Dünyadaki taşımacılığın yüzde 85’i deniz yoluyla yapılmakta. İktisadi tabirle ortak mal olarak nitelendirilen denizlerin önemi olağan zamanlarda olduğu kadar yakın geçmişte yaşanılan pandemi ile bir kez daha ortaya çıkmış, yakın coğrafyamızda yaşanan savaş durumunda da bu durum değişmemiştir. Dünya ticaretindeki öneminin  yanı sıra denizlerin sürdürülebilir kalkınma ve okyanus temelli ekonomiler; yoksulluğun ortadan kaldırılması, gıda güvenliği, beslenme ve geçim kaynakları ile bunlar gibi direkt ve dolaylı bir çok alan için de önemi tartışılmaz…

Küreselleşmenin etkisini her geçen gün biraz daha hissettiğimiz günümüzde dünyanın herhangi bir yerinde vuku bulan bir gelişme diğer alanları direkt veya dolaylı olarak etkilemektedir. Covid-19 gibi bazen tüm dünyayı etkileyen bir olay olabildiği gibi bazen de Rusya – Ukrayna savaşı gibi bölgesel olan özellikle yakın bölgelerde azımsanmayacak etkileri ortaya çıkaran durumlar ortaya çıkmaktadır." ifadelerini kullandı.

"KARADENİZ'DEKİ DENİZ TAŞIMACILIĞI EVRİME UĞRADI"

Rusya - Ukrayna savaşı nedeniyle Karadeniz'deki deniz taşımacılığının evrime uğradığını ifade eden Ünal Baylan: "Yakın coğrafyamızda bir buçuk yılı aşkın süredir bir savaş durumu mevcuttur. Bu savaş sebebiyle Karadeniz’deki deniz taşımacılığı bir nevi evrime uğramıştır. Halen kapalı limanlar bulunmakta ve savaştan dolayı gemiler bölgede beklemeye devam etmektedir. Savaş halinde olan iki ülke dünyanın tahıl, gıda, gübre enerji kaynakları ve benzeri birçok ihtiyacının tedarikinde çok önemli bir yere sahiptir. Dünyanın genelinde ihraç edilen toplam buğdayın yüzde 30’undan fazlası sadece savaş halindeki iki ülke tarafından yapılmaktadır. Diğer bazı ürünlerde de benzer durumlar mevcuttur. Savaşın başlamasıyla birlikte yaşanan kriz ve uygulanan yaptırımlar dünyadaki gıda arzında sıkıntılara sebep olmuştur. Bu durumun sadece gıda krizi olarak adlandırılabilir olmadığını düşünüyor yaşanan bu tür sıkıntıları en başta dünya enflasyonunu da olumsuz yönde etkilediğini dolayısıyla sınırlı olan kaynakların etkin kullanımını sekteye uğrattığını hepimiz biliyoruz. Dünya ülkelerinin refahı için Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere ülkemizin ilgili kurumlarının yoğun orta yolu bulma düşüncesi sonucunda 1 Ağustos 2022 tarihinde Denizyolu Tahıl Koridoru oluşturulmuştur. Hem Rusya hem de Ukrayna bu koridoru kullanan gemilerin Türkiye’nin yetki alanında Türk yetkililerin de katıldığı şekilde kontrol edilmesini kabul etmiş ve yaklaşık bir yıl boyunca bu koridordan 1000’den fazla gemiyle 33 milyon tondan fazla tahıl ürünü taşınmıştır. Koridorun oluşturulmasıyla birlikte yaklaşık bir yıl boyunca herhangi bir anlaşmazlık olmadan işletilmesi ülkemizin ilgili kurumlarının üstün özverisi sayesinde gerçekleştirilmiştir. Savaş durumunun sona ermesi önceliğimiz olmakla birlikte gıda konusunda sıkıntıların büyümemesi, tedarik zincirinin devam edebilmesi adına tahıl koridoru uygulamasının devam ettirilmesi en önemli önceliğimiz ve arzumuzdur." şeklinde konuştu.

"TÜRK BOĞAZLARININ ÖNEMİ BİR KEZ DAHA ORTAYA ÇIKTI"

Rusya ile Ukrayna'daki savaşın başlamasıyla birlikte Türk boğazlarının ve Montrö Sözleşmesinin öneminin bir kez daha ortaya çıktığına vurgu yapan Ünal Baylan: "Savaş durumunun başlamasıyla birlikte özellikle Türk boğazlarının Karadeniz için önemi bir kez daha ortaya çıkmıştır. Türk boğazları Asya’yı Avrupa’ya bağlamasının yanı sıra fiziki yapısının da etkisiyle dünyada deniz ulaştırması için kullanılan doğal ve dar su yollarından birisidir. Yine Türk boğazları hakkında uluslararası sözleşme olan ve halen bu sözleşme hükümlerine uygun şekilde yönetilen nadir su yollarından birisidir. Hepimizin bildiği üzere bu sözleşme Montrö Sözleşmesidir. Büyük stratejik, siyasi ve ekonomik öneme haiz tüm dünyayı yakından ilgilendiren Montrö Boğazlar Sözleşmesi imzalandığı tarihten bu yana ayakta kalabilen nadir ve çok taraflı anlaşmalardan biridir. Montrö Sözleşmesinde barış durumunda ve savaş durumunda gerek ticari gerek de askeri gemilere geçiş izinleri düzenlenmiştir. Bu yönüyle de savaşın başlamasıyla birlikte Montrö Sözleşmesi çok daha fazla önem kazanmış Karadeniz’de halihazırda bir savaş durumu mevcut ancak Türkiye’de bu savaşın bir tarafı değildir.   Bu durumda da ticaret gemileri açısından herhangi bir boğaz geçişi kısıtlaması söz konusu olmayıp bu gemiler sözleşmede yer alan Türkiye’nin güvenliğini dikkate alan geçiş serbestisinden faydalanmaktadırlar. Askeri gemiler için de süreç zaten kamuoyu tarafından yakından takip edilmekte bu bağlamda yaklaşık bir buçuk yıldır dünya görmüştür ki Türkiye Montrö Sözleşmesi hükümlerini 87 yıldır istisnasız bir şekilde uygulamış ve uygulamaya devam etmektedir." diye konuştu.

"TÜM UYGULAMALARIMIZ MONTRÖ SÖZLEŞMESİNE UYGUN BİR ŞEKİLDE YÜRÜTÜLMEKTEDİR"

Boğazlardan emniyetli geçiş adına çalışmaların devam ettiğini dile getiren Baylan: "Gemilerin Türk boğazlarından emniyetli geçişini sağlamak üzere hem idari hem de teknolojik düzenleme ve yatırımlar Bakanlığımız tarafından yapılmaktadır. Türk Boğazları Gemi Trafik Hizmetleri Sistemi kurulmuş ve halihazırda görev yapmaktadır. Bu sistem sayesinde dünyada deniz trafiğinin en yoğun olduğu bölgelerden boğazlarımızda seyir, can, mal ve çevre emniyeti artırılmış herhangi bir seyir emniyetsizliğine izin verilmemektedir. Sistem geliştirme ve güncelleme bakanlığımız tarafından yerli ve milli imkanlarla tamamlanmıştır. Türkiye’nin 87 yıldır tam bir tarafsızlık içinde titizlikle uyguladığı Montrö Sözleşmesi ülkemizin yanı sıra Karadeniz’e kıyıdaş devletlerin de makul ve uygulanabilir çıkış dengesi oluşturmaktadır. Montrö Boğazlar Sözleşmesinin ikinci maddesi Türk boğazlarından uğraksız geçen gemilerden alınacak vergi ve harçları düzenlemektedir. Buna göre; Türk boğazlarından uğraksız geçecek gemilerden sağlık, fener ve tahlisiye olmak üzere üç farklı ücret alınmaktadır. Bu ücretlerin hesaplanmasında 1936 tarihli Montrö Boğazlar Sözleşmesi hükümlerinde belirtilen altın frank birimi esas alınmaktadır. 1983 yılından bu yana herhangi bir güncelleme yapılmayan uğraksız bir şekilde geçen gemilerin ödedikleri ücretlerde 2022 itibariyle yaklaşık 40 yılın ardından bir güncelleme yapılmıştır. Bu konuda tüm uygulamalarımız Montrö Sözleşmesine uygun bir şekilde yürütülmektedir." dedi.

"OTONOM TEKNOLOJİLERİ YAKINDAN TAKİP EDİYORUZ"

Bakanlık olarak otonom teknolojileri yakından takip ettiklerini ifade eden Ünal Baylan: "Dünya denizciliğinde önemli yer tutan otonom gemiler ve sistemler de denizcilik idaremiz tarafından dikkatle takip edilmektedir.

Otonom gemiler için en önemli husus hukuki düzenlemelerdir. IMO bünyesinde konuya ilişkin ciddi çalışmalar yapılmakta ve ülkemiz de etkin bir rol oynamaktadır. IMO bünyesinde öncelikle bir mevzuat kapsamı çalışması yapılarak mevcut mevzuatların otonom gemi faaliyetleri ile alakalı etkileri değerlendirilmiştir. Bu kapsamda dört otonom seviyesine göre IMO mevzuatı analiz edilmiş ve otonom gemilerin halihazırda IMO mevzuatlarına uyumu gözden geçirilmiştir. Bu çalışmanın sonucunda otonom gemileri IMO mevzuatlarını en iyi şekilde karşılamak için zorunlu olmayan bir müstakil bir gemi kodu oluşturulmasına karar verilmiştir.  Biz ülke olarak da otonom gemilerin deniz ticaretinde var olma sürecini çok yakın bir gelecekte olmasa da 2050 yılına kadar yaygın olarak kullanılacağını ön gördüğümüzden bu çalışmalara IMO’da liderlik ediyoruz. Ülkemizde de bunlarla ilgili çalışmalar yürütüyoruz. Ülkemizde gelişmiş gemi inşa sanayinde iki yerli gemi inşaat firmamız tarafından uzaktan kumandalı römorkör, hizmet kontrol botları ve otonom feribotlar projesi başlatılmış ve devam ettirilmektedir. " şeklinde konuştu.

"DOĞU AKDENİZ GEMİ TRAFİK HİZMETLERİ PROJESİNDE İMZALAR BU YIL ATILACAK"

Ünal Baylan konuşmasının son bölümünde bu yıl içinde KKTC'de Doğu Akdeniz Gemi Trafik hizmetleri projesinin hayata geçirileceğini belirterek: "İlgili bakanlıklarımızla iş birliğiyle Mavi Vatan doktrini doğrultusunda her türlü hak ve çıkarımızı ısrarlı bir şekilde korumaya devam edeceğiz. Bunun dışında KKTC ile yürüttüğümüz çalışmalar kapsamında deniz alanındaki seyir, can, mal ve çevre emniyetiyle deniz güvenliğinin artırılması amacıyla Doğu Akdeniz Gemi Trafik hizmetleri projemizi yerli ve milli imkanlarla hayata geçirmeyi planladık ve bu projemizi bu yıl içinde imzalayarak faaliyete başlatacağız." dedi.

HABERİN KAYNAĞI: TURKDENİZ.COM