DENİZCİLİK EĞİTİMLERİNDEKİ BAKIŞ AÇIMIZI DEĞİŞTİREBİLİR MİYİZ? DENİZCİLİK SEKTÖRÜNDEKİ PAYIMIZI ARTTIRABİLİR MİYİZ?

DENİZCİLİK EĞİTİMLERİNDEKİ BAKIŞ AÇIMIZI DEĞİŞTİREBİLİR MİYİZ? DENİZCİLİK SEKTÖRÜNDEKİ PAYIMIZI ARTTIRABİLİR MİYİZ?

Türkiye bulunduğu genç insan kaynağı ve lojistik konumu sebebiyle nakliye ve ulaşım sektörü için deniz, kara ve hava açısından fırsatlar bulunduruyor.

 Dijital dönüşümü yakalayamayan ülke insanları ise maalesef bu alanlarda hak ettiği değeri alamıyor. Dünya ticareti mallarının yüzde 90'ının taşındığı denizcilik sektöründe denizcilik lisesi müfredatının sektör ihtiyaçları ile eşleştirilmeleri gerekiyor. Acilen her yıl kaç mezun veriliyor ve bunların yüzde kaçının ne iş yaptığının istatistik bilgilerinin çıkarılması gerekiyor. Binalara değil beyinlere yatırım yapılması kaçınılmaz gözüküyor. Eğitim kurumlarındaki malzemelerin yılda kaç saat kullanıldığının istatistik bilgileri ile mezunların çalıştığı sektörler karşılaştırılarak maliyet analizi yapılması kaçınılmaz durumda. Okullar arası ortak malzeme, mekân kullanımı ve işbaşı eğitimlerinin gözden geçirilmesi kaynakların verimli kullanılması adına anlamlılık ifade ediyor. Dünya deniz ticareti açısından önemli bir yeri olan Akdeniz dolayısıyla ülkemiz konumu düşünüldüğünde Türkiye payının Yunanistan yanında yok denecek kadar az olması denizcilik eğitiminin baştan sona sorgulanmasını gerektiriyor. Denizci bir milletin çocukları sadece kaptanlık ile sınırlandırılmamaları gerekiyor. Zaten hızla gelişen otonom denizcilik sektörü ile kaptanlığın küresel pastadaki payı her gün azalıyor.

Küresel ekonomide deniz taşımacılığının ihracat ve ithalatın belkemiği durumundadır. Sektörde kıyasıya bir rekabet devam etmektedir. Teknoloji kullanımı (bilişim, elektronik vs.) düşük maliyet ve verimlilik anahtar kelimeler olarak karşımıza çıkıyor. Dijitalleşen sektör için dijital eğitilmiş insan kaynağı (emek yoğun değil, zihin yoğun işler) için zaman kaybedilmeden adım atılması kaçınılmaz görünüyor. 2019 yılında Milli Eğitim Bakanlığı ve İstanbul teknik Üniversitesi arasında yapılan bir protokol ile açılan İTÜ MTAL (www.itumtal.itu.edu.tr) benzeri okulların hızla yaygınlaşması küresel insan kaynağı yetiştirme için bir fırsat gözüküyor. Küresel iklim değişikliği ve güvenlik sorunları beraberinde iyi yetişmiş insan kaynağı ile denizcilik sektörünün rekabetçi dünyadan pay alabileceğinin işaretlerini veriyor.

 

Sahip olduğumuz verilerin toplanması, yapay zekâ ve büyük veri analizi gibi teknolojiler ile incelenmesi, farklı açılardan raporların oluşturulması ve stratejik planların çıkarılması elzem durumdadır. Dijitalleşmeyle birlikte deniz ticaretinde iş ve işlemlerin birçoğunun elektronik ortama taşınmasında ülke olarak öncülük edebiliriz. Otonom deniz araçları sektörde büyük bir dönüşüm oluşturacaktır. Teknolojik gelişmeler ve çevre dostu uygulamalar sayesinde karbon emisyonları azaltılarak sektördeki verimlilik artacak ve dünyamız daha sürdürülebilir hale gelecektir.