Türk Denizcilik Sektörü, Artan Maliyetler ve Engellerle Zorluk Yaşıyor

Türk Denizcilik Sektörü, Artan Maliyetler ve Engellerle Zorluk Yaşıyor

Türk denizcilik sektörü, artan maliyetler ve bürokratik engeller nedeniyle küresel rekabette kan kaybediyor.

adscode

Türk deniz ticaret filosunda %6’ya yakın payı bulunan Ciner'in Yunanistan’a taşımasının yankıları sürerken, “B planı” yapan başka grupların da bulunduğu belirtiliyor.

Pandemiyle birlikte yeni fırsatlar yakalayan Türk denizcilik sektörü, artan maliyetler ve bürokratik engeller nedeniyle küresel rekabette kan kaybetmeye başladı.

Dev denizcilik grupları farklı ülkeye taşınırken, yakın bir döneme kadar Türkiye’nin küresel lider olduğu özel amaçlı gemi inşa alanında da tehditler artıyor. Son olarak, Hindistan hükümetinin bu sektöre yönelik açıkladığı teşvikler, yerli tersanelerde büyük endişe yarattı.

Ciner Grubu bünyesindeki Türkiye’nin en büyük denizcilik şirketlerinden Ciner Shipping’in geçen hafta şirketini Yunanistan’a taşımasının yankıları sürerken, sektördeki farklı firmalar da benzer hazırlık içerisinde.

Küresel rekabet gücü aşınan birçok yerli armatörün, ülke seçiminden ofis yatırımına kadar yatırımını yurt dışına taşımak için “B planı”nı yaptığı ifade ediliyor.

Ciner Grubu şirketlerinden Ciner Denizcilik, Türkiye’deki şirketini Atina’ya taşıma kararını geçen hafta çalışanlara tebliğ edilmişti.

Karar sonrası şirket yetkililerinden ilk açıklama geldi.

Ciner Ship Management İcra Kurulu Başkanı Vassilis Papakalodoukas, filoyu daha verimli yönetebilmek için bu kararı aldıklarını söyledi.

Atina’daki yeni ofisinde İngiliz denizcilik yayını Tradewinds’e demeç veren Vassilis Papakalodoukas, “Filomuzun büyüklüğü iki katına çıktı ve değeri katlandı. Filomuzu daha etkin bir şekilde yönetebilmek için daha büyük bir insan kaynağı havuzuna erişmemiz gerekiyor. Yunanistan’da bu tür kaynaklar bol miktarda mevcut. Hizmet kalitesini artırmak için sabırsızlanıyoruz” açıklamasını yaptı.

Türk Armatörler Birliği (TAB) temsilcileri, Ciner Denizcilik dışında farklı grupların da şirketini yurt dışına taşımasının muhtemel olduğunu dile getirirken, Türkiye’nin küresel deniz ticaretinde rekabet gücünü koruyabilmesi için acilen AB normlarında yeni bir yasal düzenlemeye ihtiyaç olduğu görüşünde.

Armatörlerin öncelikli beklentisi ise küresel rakipler ile yasal ve finansal zeminde eşit rekabet koşullarının sağlanması. Yaklaşık 40 ülkede olduğu gibi tonaja göre vergi sistemi, sektörün öncelikli talepleri arasında yer alıyor. Pandemiyle birlikte küresel deniz ticaretinde atağa geçen ve 4 yılda 3 sıra atlayarak küresel filoda 12. sıraya yükselen armatörler, ilk 10 hedefine hızla koşuyordu. Ciner Denizcilik, 36 gemiden oluşan 2,7 milyon DWT’lik filosuyla Türk sahipli filonun yüzde 6’ya yakınını oluştururken, 20’yi aşkın yeni inşa siparişiyle de küreselde ilk 5 armatör arasında yer alıyor.

Ancak, Ciner’in gidişi yerli gemi filosunu da küresel listede geri sıralara düşürecek.  Ciner, son yıllarda büyümesinin büyük bir bölümünü finanse etmek için başta Çin olmak üzere Japonya ve ABD’de de denizaşırı kiralama finansmanına yöneldi.

Ciner’in son beş yılda gerçekleştirdiği ikinci el ve yeni inşa faaliyetlerinin 1 milyar dolardan fazlasını tek başına Çin’deki kiralama işlemleri oluşturuyor. Yeni inşa programı CCB, CMB, AVIC, JSFL ve SPDBL gibi büyük Çin finansal kiralama şirketleri aracılığıyla finanse ediliyor.

■ Gemi inşada Hindistan tehdidi

Türk denizcilik sektörüne yönelik bir başka tehdit de Hindistan’dan geldi. Hindistan’ın 3 milyar dolarlık denizcilik geliştirme fonu kuracağını açıklaması, artan maliyetler ve finansmana erişimde yaşanan zorluklar nedeniyle özel amaçlı tekne inşasında küresel liderliği AB ülkelerine kaptıran yerli tersanelerde tedirginliği artırdı.

Konuyla ilgili konuşan Gemi ve Yat Hizmet İhracatçıları Birliği Başkanı (GYHİB) Başkanı Cem Seven,

Bu gelişme Türk gemi inşa sektörü için büyük bir tehdit oluşturuyor. Keza sadece büyük tonajlı değil, bizim iddialı olduğumuz özel maksatlı özel yapım gemilere de bu durum sirayet edecek. Römorkör inşasında Hindistan’ın daha aktif olacağını zaten duymuştuk ve ihracatlarında da artış başlamıştı. BDDK TL kredisi yasağı çözüldü ancak diğer problemler devam ediyor Özellikle enflasyon kadar yükselmeyen kurların işçilik maliyetlerimizi çok arttırması nedeniyle lider olduğumuz pazarlarda şiddetli pazar kayıpları yaşanmaya başlandı” açıklamasını yaptı.

Haberin Kaynağı: Ekonomim / Aysel Yücel