DÜNYANIN DENİZCİLİK MİRASI, RAHMİ KOÇ MÜZESİ'NDE
Rahmi M. Koç Müzesi, bine yakın denizcilik objesinden oluşan geniş koleksiyonu ile ziyaretçilerine tarihi, kültürel ve sanatsal açıdan önemli bir miras sunuyor.
İki kıtanın birleştiği yerde konumlanan İstanbul’un Haliç kıyısında eşsiz bir manzaraya sahip Rahmi M. Koç Müzesi, Türkiye’nin ilk ve tek sanayi müzesi olma özelliğini koruyor. Sanayi, iletişim ve ulaşım tarihindeki gelişmeleri yansıtan Rahmi M. Koç Müzesi'nin zengin denizcilik koleksiyonu müzenin büyük bir bölümünü oluşturuyor. Koleksiyonda gemi modellerinden gezinti tekneleri ve yelkenlilere, efemeralardan kanolara, Saltanat Kayığı’ndan buharlı yatlara kadar bine yakın obje sergileniyor. Geçmişten günümüze denizcilik tarihi ve kültürel mirasını ziyaretçilerine aktaran Rahmi M. Koç Müzesi’nin denizcilik koleksiyonundaki ‘en’ler de hayli dikkat çekici. İşte o objeler:
En yaşlı obje: Rosalie, Avrupa’nın bilinen en eski buharlı römorkörü. 95 HP gücündeki orijinal bileşik buharlı makinesi dolayısıyla türünün tek örneği. Gemi, 1873 yılında, Hollanda’da, Kinderdijk, J & K Smit Tersanesi tarafından, Hollanda Savunma Bakanlığı için inşa edilmiş ve 1924’e kadar “Den Briel” adı altında, Brielle’deki Torpido Teşkilatı’nda hizmet vermişti.
En genç obje: RMK Marine Tersanesi’nde 2020 yılında inşa edilen İttir Kaktır, içten motorlu bir gezinti teknesi ve aynı zamanda römorkör. 10,06 metre uzunluğundaki teknenin 150 beygir gücündeki motoru Ford Otosan tarafından üretildi.
En eski obje: Müzenin kuruluşundan bu yana koleksiyonda bulunan kafası karışık bir denizciye ait ahşaptan oyulan gemi başı tasviri müze koleksiyonun en eski parçası. 20’nci yüzyıla kadar kullanımları devam eden gemi baş figürlerinin gemileri koruduğuna inanılıyordu.
En yeni obje: Atatürk bölümünde sergilenen ve Acar Vapuru’ndan alınmış olan gemi dümeni. Acar Motoru, Atatürk için 1937’de Almanya’da yaptırıldı. Başta Atatürk olmak üzere, Boğaz, Adalar ve Yalova arasında yapılan geziler için devlet büyükleri tarafından kullanıldı. Yabancı devlet başkanları ve misafirlerin ağırlanması esnasında protokol teknesi olarak da hizmet verdi.
En hafif obje: Müze koleksiyonunda yer alan cam şişede küçük gemi modelleri. 1860’lardan itibaren üretilmeye başlayan cam şişelerin içine yerleştirilen küçük gemi modelleri, deniz insanları için önemli bir hobiye dönüştü.
En ağır obje: Uluçalireis Denizaltısı. 1944 yılında Portsmouth Tersanesi'nde USS Thornback (SS-418) adıyla 93 metre uzunluğunda 2 bin 400 ton olarak inşa edildi. 2 Temmuz 1971'de Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'na katıldı, TCG Uluçalireis adı ve S-338 borda numarası verildi.
En büyük ve en güçlü obje: Turgut Alp vinci. 32 metre yüksekliğindeki obje, 1887’de Bremen, Almanya’da inşa edilen ve Türk Deniz Kuvvetleri’nde hizmet veren TCG Turgut Alp mavnasının, buharla çalışan ve 85 tonluk yük kaldırma kapasitesi bulunan maçunasıdır.
En küçük obje: Bezard üretimi cep pusulası. Pusulanın yüksekliği 7.5 cm, eni 5.2 cm ve derinliği ise 6 cm.
En ilgi gören obje: Fenerbahçe Vapuru. Fenerbahçe Vapuru, kardeşi Dolmabahçe Vapuru’yla birlikte 1952 yılında İskoçya Glasgow'da inşa edildi. “Bahçe tipi” vapurların bir üyesi olan vapur, Şirket-i Hayriye'de (bugünkü adıyla Türkiye Denizcilik İşletmeleri) 14 Mayıs 1953’te hizmete girdi. Uzun yıllar Sirkeci-Adalar-Yalova-Çınarcık arasında sefer yapan vapur, 22 Aralık 2008 tarihinde Veda Turu isimli son seferini gerçekleştirdi.
En ilginç obje: Nehir Gezgini Clodia. Gezgin Giacomo de Stefano’nun Londra’dan İstanbul’a uzanan, 6 ay süren ve toplamda 5 bin 200 km yol kat ederek 12 ülkeyi gezdiği motorsuz tekne Clodia, 2012 yılından beri müzede sergileniyor.
En özel obje: Dünyada mekanik kuvvetle çalışan buharlı teknelerin günümüze ulaşan en eski örneği olan Steam Launch Dolly’nin 1:8 ölçekli modeli.
En uzaklara giden obje: Müzede sergilenen Kısmet. 1965-1968 yılları arasında Kısmet adlı tekneleriyle dünyayı dolaşan Sadun Boro ve eşi Oda Boro, Türk Bayrağı’nı dünya denizlerinde dolaştıran ilk Türk yatçıları olarak denizcilik tarihine geçti.
Kaynak: TURKDENİZ.COM
0 Yorum