KIZILDENİZ KRİZİ, TÜRKİYE'NİN TEDARİĞİNDEKİ ENDİŞELERİ BÜYÜTÜYOR...
Kızıldeniz’de ticari gemilere yönelik artan saldırılar, Türkiye’nin tedarik ve özellikle ithalat taşımalarında da endişeleri büyütüyor.
Kızıldeniz’deki saldırılar ilk olarak kimya ve otomotiv yan sanayii sektörlerini vurdu. Ara mamul ve hammadde teslimatları ocak sonuna ertelenen sanayici, üretimin sekteye uğramasından endişe duyuyor.
Kızıldeniz’de ticari gemilere yönelik saldırılar, Türkiye’nin dış ticaretine yansımaya başladı. Gelişmelerden ilk etkilenenler kimya ve otomotiv yan sanayii sektörleri oldu. Aralıkta yapılması beklenen ara mamul ve hammadde teslimatları, ocak sonuna ötelenirken, bu durumun üretimde aksamalara neden olabileceği dile getiriliyor. Hazır giyim gibi işlerin kötü gittiği sektörler ise krize stokla yakalandığı için kısa vadede bu konuda büyük bir sorun beklemiyor. Sektör yetkilileri, tedarik zincirindeki son gelişmeleri değerlendirdi.
İsrail-Hamas savaşına bağlı olarak Kızıldeniz’de İran destekli Husiler, aralık başından bu yana Süveyş Kanalı’ndan geçen gemilere saldırı düzenliyor. Hedefte İsrail’e giden gemiler olsa da bu durum kanalı kullanan tüm gemiler için risk yaratıyor. Süveyş’ten geçen gemilerin büyük çoğunluğu Çin başta olmak üzere Uzakdoğu’nun ihracat yükünü Avrupa’ya taşıyor. Uzakdoğu’dan Türkiye’ye gelen gemiler de Kızıldeniz’den geçiyor. Ancak bölgedeki saldırılar nedeniyle birçok firma rotasını yaklaşık yüzde 40 uzatarak Ümit Burnu’nu dolaşmaya başlamıştı. Rotaların uzaması konteyner taşımacılık navlunlarını da hızla yukarı çekiyor. Danimarkalı konteyner operatörü Maersk, ABD öncülüğündeki çok uluslu güvenlik girişiminin Kızıldeniz'de faaliyete geçmesi sonrası, bünyesindeki gemilerin Kızıldeniz rotasını kullanmalarına izin vermeye hazırlandığını duyururken, ancak gerekli görüldüğü takdirde bir kez daha yönlendirme planlarını devreye almaktan çekinmeyeceklerini açıklamıştı. MSC gibi diğer bazı denizcilik devlerinin ise bölgede güvenlik tamamen sağlanmadan Süveyş’e dönmeyeceği konuşuluyor.
“EK MALİYET YÜKÜ İHRACATÇIYA KALABİLİR”
İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) Başkanı Adil Pelister, Kızıldeniz'deki kaosun sektörü etkilemeye başladığını belirterek, “Firma temsilcilerimizin aktardığı bilgiye göre, bu ay gelmesi planlanan ürünlerin teslimatı ocak sonuna ertelenmiş. Sanayimizin ihtiyacı olan ara malı ve hammadde tedarikinde yaşanan bu gecikme, üretimde ve ihracat sevkiyatlarında da gecikmelere sebep olabilir. Söz konusu gecikmeler yine bir konteyner sıkıntısı doğurabilir” diye konuştu. Bir yandan teslimatlar gecikirken diğer yandan Uzakdoğu ülkelerinden alınan ürünlerde navlunun şimdiden 3-4 katına çıktığını dile getiren Adil Pelister, “Navlun maliyetlerinin bu artışı firmalarımızı döviz bazında olumsuz etkileyebilir, özellikle ihracatçılarımız kontratlı satışlarda fiyat değişimi yapamayacağı için maliyet yükü ihracatçılarımız üzerinde kalabilir” dedi.
OTOMOTİV YAN SANAYİ HAVA KARGOYA YÖNELDİ
Bu yıl yurt dışı satışları iyi giden bir diğer sektör olan otomotivde de tedarik sıkıntıları başladı. Ana sanayi henüz Kızıldeniz krizinden etkilenmese de yan sanayi tarafından kötü haber geldi. Taşıt Araçları Tedarik Sanayicileri Derneği (TAYSAD) Başkanı Albert Saydam, konuyla ilgili şunları söyledi: “Öncelikle maliyetlerimiz arttı. Şimdi de teslimat süreleri uzadı. Bu durum üretimde aksama noktasına gelebilir. Birçok firma bunu yaşamamak adına bedelini düşünmeden hava yoluna yöneldi. Ancak bunu sürekli yapmak mümkün değil.”
HAZIR GİYİMCİ STOKA GÜVENİYOR
TOBB Hazır Giyim ve Konfeksiyon Sektör Meclis Başkanı Şeref Fayat, Kızıldeniz’de yaşanan problemlerin henüz hazır giyim ihracatına yansımadığını belirtti. Fayat, “Ancak Uzakdoğu’dan ithal ettiğimiz tekstil hammaddeleri tedarikinde sıkıntı yaşanabilir. Bu krizin ne kadar süreceğine bağlı. Çünkü hammadde tedariki yapan firmaların çoğunda daralma var. Dolayısıyla bu firmaların kısa vadede stokları yeterli durumda” diye konuştu.
TİM Başkan Vekili Bayrak: Çin askeri destek için devreye girebilir
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkan Vekili Başaran Bayrak, rotaların uzaması nedeniyle navlunun yükselişe geçtiğini ve tedarik zincirinde aksamalar yaratmaya başladığını dile getirdi. Bayrak, sorunun kısa vadede çözülmesini öngördüklerini ifade ederek, “Ancak Süveyş’inin alternatifi olan Ümit Burnu, çok zaman ve para gerektiren bir rota. Dolayısıyla çok çabuk önlem alınarak bu hattı açacaklarını düşünüyorum. Süveyş Kanalı'nın kapalı tutulması başta Çin’in ticaretini olumsuz etkileyeceği için Çin bile askeri önlemlere başvurabilir. Kaldı ki, ABD bölgeye askeri gemilerini sevk etmiş ve tanımlanamayan 12 kadar drone'u düşürdüğünü deklare etmişti” açıklamasını yaptı.
Navlun hızlı yükseliyor
Gelişmeler navlun endekslerine yansımaya başladı. Yılbaşından bu yana hızlı düşüşlere sahne olan, aralık başında ise mevsimsel etkilerle kısmen yukarı yönlü hareketlenen Drewry’nin Dünya Konteyner Endeksi, 21 Aralık’ta başlayan haftalık periyotta yüzde 9 artışla 40ft konteyner başına 1.661 dolara yükseldi. Endekste rotalar bazında ise en fazla artış Şanghay'dan-Rotterdam hattında görüldü. Bu hatta navlun oranları yüzde 16 artışla 40'lık konteyner başına 1.667 dolara yükselirken, Şanghay'dan Cenova'ya navlun oranları yüzde 15 artışla 40’lık konteyner başına 1.956 dolara çıktı. Drewry, Kızıldeniz/Süveyş durumu nedeniyle Doğu-Batı spot fi yatlarının izleyen haftalarda artmasını bekliyor.
“Armatör fırsatçılık yapıyor"
Bazı sektör temsilcileri, armatörlerin Kızıldeniz’deki durumu bahane ederek, navlunda fırsatçılık yaptığını iddia ediyor. Bu görüşü destekleyen isimlerden biri olan TOBB Plastik, Kauçuk ve Kompozit Sanayi Meclis Başkanı Yavuz Eroğlu, “Rota değiştiren gemi sayısı, Süveyş’ten geçen toplam gemi sayısının yüzde 2’sini oluşturuyor. Yani yine spekülasyon yapıldığını düşünüyoruz” dedi. Şeref Fayat da bu konuda, “Maalesef pandemi ve ekonomik durgunluk sonrası taşımacılık fi yatları çok düşen firmaların, saldırıları bahane ederek navlunu fırsatçılık yapacak oranda artırdıklarını üzülerek gözlemliyorum” dedi.
Haberin Kaynağı: Ekonomim / Aysel Yücel
0 Yorum