Deniz Ticaret Odası'nda 'Koster Yenileme Projesi' ile ilgili bilgilendirme toplantısı yapıldı.

Armatörlük ve Gemi İşletmeciliği ile ilgili Meslek Komitelerine yönelik yapılan bilgilendirme toplantısının ilk bölümünde İMEAK Deniz Ticaret Odası Meclis Başkanı ve KOSTER A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Salih Zeki Çakır, sürecin işleyişiyle ilgili üyelere bilgi verdi.

Çakır: "Koster Filosunun yenilenmesi gerekliliğini her platformda gündeme taşıdık. Bu meselenin öne çıkartılması için her şeyi yaptık. Önemli bir şeyi başardığımızı düşünüyorum.

Bu ihtiyacın fiiliyata geçmesine neden olan gelişme 2008'de ISTFIX'i kurmamızla oluşturmamızla başladı. Araştırmalarımızda yaş ortalaması ve bayrak dağılımının analizini çıkarttık. Yaş ortalamasında ciddi bir yaşlılık olduğunu gördük. Altı ay sonrasında da kriz başladı. Buradan hareketle bir yenileme projesi 2000'li yılların başında bir çalışma olduğunu gördük. Bunun yazışmalarına ulaştık. 2010'da Türk Loydu'nda yoğun bir katılımla bir organizasyon gerçekleştirdik. Orada sunum yaptık. Projenin hayata geçirilmesi için çalışma grubu oluşturulması kararı ortaya çıktı. 7-8 kişilik çalışma grubu oluştu.

İlk çalışmamızla birlikte bakan bey ile toplantı yaptık. Sektörümüz için faydalı olacağını anlattık. Kendisi ilgileneceğini söyledi. O dönemde Hollanda Ulaştırma Bakanı Ankara'ya geldiğinde Binali Bey, projeyi kendilerine anlattı. Ardından Hollandalılarla toplantılar yaptık. Hollandalılarla protokol yaptık. Biz Turkish Star dedik. Onlar da Dutch Star isimli 35 kişilik girişim kurdu. Teklifleri şuydu: "Biz bu projeyi finanse ederiz fakat %60 tedariği ve ekipmanını bizden alırsanız." Aramızda yaptığımız değerlendirmede rasyonel olmadığını gördük. Protokol metninden "İki yıl geri ödemesiz, 12 vade ve sabit %3 faiz. 'Düşünülebilir' diye protokolü imzaladık. Sonraki süreçte tekrar görüştük. Deniz Ticaret Odasına bankaları davet etti. İlgilenen banka ile görüşmemizde '7 yıldan fazla vade yapamayız' cevabını aldık. Özkaynakın %30'un altında olmaması gerektiğini ve faizin minimum % olacağını bildirdiler. Yine de gündemimizden çıkartmadık.

Binali Bey'in ardından Lütfi Bey'in Ulaştırma Bakanı olduğu dönemde de girişimlerimiz sürdü. O dönemde 'Hurda teşviki' ile ilgili çalışmalar yapıldı. Bürokratlarla toplantılar yaptık. 2014 yılıydı. O dönemde KOSDER'i de kurmuştuk. Dernek olarak da tüzel kişilik olarak da takip ettik. Hurda teşvikiyle ilgili kanun taslağı metni hazırlandı Maliye Bakanlığı, Hazine ve Ekonomi Bakanlığıyla görüşüldü. Bu şekilde çıkarsa işe yaramayacağını ve düzeltilmesi gerektiğini söyledim. Sonraki süreçte tekrar Binali Bey'in Bakanlığı döneminde çalışmalarımıza devam ettik. Ulaştırma Bakanlığı'ndan sektöre uygun bir teşvik çıkacağı izlenimini aldık. GİSBİR'de 'Nerede Kalmıştık' konulu toplantı yaptık. Kaldığımız yerden çalışmalarımıza devam ettik. Finansman arayışlarını sürdürdük. Bu projeden Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü'ye bahsettik. Proje ile ilgilendi. Genel Müdürü ve ekibi ile bir toplantı yaptık. Orada bir süreç başladı. Bunun Sanayi Bakanlığının imkanları ile nasıl yapılabileceği şeklinde çalıştık. Bunun Sanayi Bakanlığının bu işe girmesi için bir gerekçe oluşturması gerekiyordu. Bunun da yerli sanayi, yan sanayi ve teşvik vardı. O dönemde yerli üretim reform paketi hazırlanmıştı. Bizim projemiz o pakete uyuyordu. Sanayi Bakanlığı ve bürokrasi çalışmamıza sahip çıktı. Türkiye Patent Enstitüsünün böyle bir kaynağı olduğunu söylediler. Bunu sektöre nasıl kullanırızın çalışmaları başladı. Ortak şirket kurulsun, Patent Enstitüsü bu şirkete ortak olsun, kurulan şirket bir kamu şirketi olmasın şeklinde talebimiz vardı. Onun için hisse oranı %49'da kalsın dedik. %51'i de sektörden bu işle ilgilenen bu işe yatırım yapacağına inanan tarafta kalsın dedik. Ana fikir bu... Prensip karar verilince Bakan Bey Bakanlar Kurulu'na müracaat etti. Sayın Faruk Özlü, bir gezide Cumhurbaşkanımıza bu projeden bahsetti. Sayın Cumhurbaşkanı proje ile ilgilendi. 'Bunu geliştirin' dedi. Ankara'da projenin detayları ile ilgili çalışmalar yapıldı. Böyle bir sözü fiiliyata geçirmek için harekete geçtik. İstanbul Denizcilik A.Ş. şirketi kuruldu. Bakanlar Kurulu kararını önümüzdeki Perşembe günü Meclis Toplantısında üyelere göstereceğiz. Seçim manifestosuna bu projeyi koydurtmaya çalıştık. Bunun için şirketi kurup tescil ettirdik. Sonrasında Başbakanımız ve Bakanlarımızla lansman yapıldı. Son Başbakanın son projesi olarak imzalandı. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının kurumu olan Türk Patent Enstitüsünün %49 ortak olduğu kalan kısmın denizcilik camiasının tek bir şartla ilk katılım sermayesi 100.000 Dolar olarak şirketin tescili ve sözleşmesi Bakanlık yetkilileri ile yapıldı. Koster Denizcilik A.Ş. olarak şirket kuruldu. Şu anda bu aşamadayız. Bundan sonraki yol haritasını imza töreninde Bakanlarımız ve Başbakanımız anlattı. Sonrasında araya seçim girdi. Bundan sonra kabine oluşacak. Bakanlık yapılarını da görmek durumundayız. Projenin işler hale gelmesi için kilit rol Ekonomi Bakanlığında. Bu proje süper teşvik kapsamına giren projeler var. O projeler kapsamına alınacağı kapsamında Ekonomi Bakanımız değerlendirmede bulundu. Biz de ilgililerle süper teşvik kapsamına projemizin girmesi için toplantılarımızı sürdürüyoruz. Ekonomi Bakanlığının vereceği teşvikleri ve hurda teşvik kanunu bu projeye eklenecek. Kabine açıklandıktan sonra bu konuda çalışma yapacağız.

İşin önemli bir kısmı aşıldı. Bu proje artık kamuya mal oldu. Sadece biz konuşuyorduk sektör olarak şimdi devletle birlikte çalışıyoruz. Bundan sonra işimiz daha kolay. Sayın Cumhurbaşkanımız seçim öncesinde vadettiğimiz tüm projeleri hayata geçireceğiz açıklamasında bulundu. Bu projelerin içinde bizim de projemiz var. Biz de bunun takipçisi olacağız. Son durum bu şekilde. Kurulan şirketin %49’u devletin, 3 Yönetim Kurulu üyesi ile teslim ediliyor. %51’lik özel sektör 4 Yönetim Kurulu üyesi ile temsil ediliyor. Teşvikler netleştiğinde kamuoyunu bilgilendirme çalışmaları yapılacak.

"Bundan sonra hep birlikte daha iyisini nasıl yapabiliriz diye çalışacağız"

Yatırım yapmak isteyenler için ön şartı olmayan bir çalışma… Bu şartlarda olabilecek en iyisi… Bundan sonra hep birlikte daha iyisini nasıl yapabiliriz diye çalışacağız. Buradaki kilit konu projeye yatırımı cazip hale getirebilecek teşvikleri netleştirmek. Burada münferit müteşebbislerin gemi sahibi olması şartı getirilmedi. İnşa maliyeti ekonomik olan bir gemi, işletilirken de maliyetlerinin en düşük olabilecek gemiyi hedefledik.  Sea River Type, 5000 ton yükleyecek dizayn var. Onu gündemimize aldık. Konuyu yönetim ile paylaşıp karar vermek durumundayız. Bundan sonra yapısal değişiklik yapmamız mümkün değil. Bu aşamaya gelinmesi denizcilik için önemli. Son dönemde somut bir adım atılamamıştı. Şu anda elimizdekiyle daha iyi neler yapabiliriz diye düşünüyoruz.

"Devletin bu projeye ne kadar inandığını ve destek olduğunu imza töreninde gördük"

İMEAK Deniz Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Kıran da bilgilendirme toplantısında yaptığı konuşmada şu açıklamalarda bulundu: “Sahiplik modeli ve işletim modeli konusunda, bundan sonra projenin nasıl yürütüleceğine dair toplantılar yapılabilir. Bunları tartışabiliriz.

Devletin bu projeye ne kadar inandığını ve destek olduğunu imza töreninde gördük. Bir Başbakan, Bakanlarıyla proje lansmanına geldi. Sanayi Bakanlığının Türk Patent Enstitüsü elinde olan imkânı Bakanlar Kurulu kararıyla taahhüt etti. Bir yandan devlet ticaretten çıkmalı deniyor ama inandığı projeye de destek veriyor. Deniz Ticaret Odası bu projenin olmazsa olmaz kurumu. Sektörü temsil eden kurum Deniz Ticaret Odası. Bu kurum çok ciddi olarak devletin sektör bazında tanıdığı bildiği en üst kurum. Deniz Ticaret Odasının da tam desteği olması gerekiyor.”

TURKDENİZ.COM