NAKLİYECİ, RUSYA'YA ULAŞMAK İÇİN KARDEŞ ÜLKELERDEN DESTEK BEKLİYOR

NAKLİYECİ, RUSYA'YA ULAŞMAK İÇİN KARDEŞ ÜLKELERDEN DESTEK BEKLİYOR

Lojistikçiler, Gürcistan hattındaki yığılmayı azaltmak için Türkmenistan'ın transit geçişe yeniden açılmasını ve Azerbaycan’ın ek geçiş ücretlerini kaldırmasını istiyor.

adscode

Rusya-Ukrayna savaşı sürerken bölgeye yönelik taşımalarda başlayan kriz büyüyor. Ukrayna hattı kapandığı için nakliyecinin Gürcistan- Rusya hattına yönelmesi, bu güzergahı da kullanılamaz hale getirdi. Sınırda TIR kuyrukları giderek daha da uzarken, teslimat süreleri de 25 güne yakın arttı. Navlundaki yükseliş de sürüyor. Lojistikçiler, alternatif güzergahlardaki engellerin kaldırılması için acil çözüm bekliyor.

Lojistik krizinin büyümesinin önemli bir nedeni de yabancı markaların ülkeden çekilmesi ile Rusya’da Türk ürünlerine olan talebin artması. Rusya’da mağazaları bulunan bazı markaların satışlarının son bir haftada iki kata yakın arttığı belirtiliyor. Bu durum Türkiye’nin bu ülkeye ihracatını da artırdı. Diğer yandan, Gürcistan-Rusya hattında yaşanan tıkanma, sadece Rusya’ya yönelik nakliyeyi değil, bu ülke üzerinden Orta Asya’ya yapılan transit taşımalar da büyük sekteye uğratıyor. Uluslararası Nakliyeciler Derneği (UND) ve Uluslararası Taşımacılık ve Lojistik Hizmet Üretenleri Derneği (UTİKAD), alternatif çözüm yolları için harekete geçti. Önceki gün, Ticaret Bakanı Mehmet Muş’un katılımı ile gerçekleştirilen TOBB Türkiye Sektör Meclisleri Müşterek Toplantısı’na katılan 11 sektörden biri de lojistik oldu. Lojistik sektörü yetkilileri, Rusya ve bölge ülkelere yapılan taşımalarda yaşanan sorunlar ile alternatif çözüm önerilerini içeren raporu bakanlığa sundu. DÜNYA, bakanlığa sunulan raporun ayrıntılarına ulaştı.

Navlundaki artış devam ediyor

Türkiye’den Rusya’ya yapılan ihracat taşımalarının yüzde 50’den fazlası karayolu ile yapılıyor. Türkiye’den Rusya’ya yıllık yaklaşık 40 bin TIR seferi gerçekleşiyor. Bu taşımaların da yüzde 60’a yakını Ukrayna üzerinden gerçekleştiriliyordu. Savaş nedeniyle Ukrayna hattı kapanınca hacmin neredeyse tamamı alternatif bir güzergah olan Gürcistan hattına yönelmişti. Ancak bu hattın terminal alt yapısı zayıf olduğu için 2 haftada TIR kuyruğu 60 km’ye kadar çıktı. Çünkü bu hat aynı zamanda Orta Asya taşımaları için de kullanılıyor. Transit süreler 25 günden fazla uzarken, navlun da bu süreçte yüzde 50’den fazla arttı. Lojistikçiler, bakanlığa sundukları raporda, buradaki yoğunluğu azaltacak önmelere dikkat çekildi. Bunlardan biri, mevcut kapının altyapısının güçlendirilmesi için gerekli girişimlerin yapılması, diğeri ise alternatif rotaların önündeki engellerin kaldırılması. Rusya’ya taşımalarda için alternatif güzergahlardan biri de Gürcistan- Azerbaycan-Rusya hattı. Ancak bu güzergahta en büyük problem Azerbaycan’ın uzun süredir sadece Türk taşımacılardan sefer başına aldığı 500 dolarlık ek geçiş ücreti. Zaten teslimat süresi uzayan taşımacılar, bir de ek ücret ödemek istemediği için bu yolu kullanmak istemiyor. Lojistikçiler, bu geçiş ücretinin kaldırılmasını talep ediyor. Bu konuda hükümetten ve Azerbaycanlı yetkililerden destek bekleniyor.

Savaştan dolayı sadece Rusya değil, Orta Asya taşımaları da sıkıntıya girdi. Orta Asya Türkiye’nin önemli ihracat pazarlarından biri konumunda. Özbekistan başta olmak üzere Kırgızistan, Tacikistan ve Kazakistan’a da yıllık 40 bine yakın ihracat seferi yapılıyor. Pandemi öncesinde Türk nakliyeciler Orta Asya seferlerinin yüzde 90’ını İran üzerinden Türkmenistan’a, oradan da diğer ülkelere geçerek yapıyordu. Ancak salgın nedeniyle Türkmenistan tüm dünyaya transit geçişi kapattı. Lojistikçiler bu kapının yeniden açılması için yetkililerin harekete geçmesini istiyor.

Rusya’ya acilen bir Ro-Ro hattı kurulması talebi de devam ediyor. Lojistikçiler savaşın başladığı ilk günlerde Türkiye ile Rusya arasında bir Ro-Ro hattı kurulmasının aciliyetini gündeme getirmişti. sektörün bir diğer talebi hizmet ihracatçılarına da ek yeşil pasaport verilmesi.

Savaş risk primi, armatörü zorluyor

Denizyolunda Rusya'ya sınırlı sayıda gemi gidiyor. Sadece belli limanlara taşıma yapılıyor. Lojistikçiler, gemilerin daha sık sefer yapabilmesi için bürokratik işlemlerinin azaltılması istiyor. Öte yandan, sigorta risk primleri de armatörleri bölgeye gitme isteğini azaltıyor. Bölgeye giden armatörden, geminin bedelinin yüzde 7'si kadar risk primi isteniyor. Ayrıca risk kapsamına giren bölge de giderek genişliyor. Bu nedenle çok sayıda armatör bölgeye gitmek istemiyor. Bu da taşıma krizini büyütüyor.

“Akaryakıtta KDV ve ÖTV sıfırlansın”

Üst üste gelen akaryakıt zamları lojistik krizini derinleştiriyor. UTİKAD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Emre Eldener, hem ihracat taşımalarında hem de yurt içi nakliyede artan yakıt maliyetinin firmaları zorladığını ifade ederek, “UTİKAD olarak ticari araçların kullandığı yurtiçi yakıtta KDV ve ÖTV’nin sıfırlanmasının veya bu yapılamıyorsa minimum hale getirilmesinin çok önemli olduğunu düşünüyoruz. Kısmen enfl asyonu biraz daha kontrol altında tutmanın en etkin metotlarından biri olduğunu belirtmekte fayda görüyoruz” dedi. Eldener, akaryakıt maliyetlerinin navluna yansımasının kaçınılmaz olduğunu dile getirerek, “Akaryakıtta birbiri ardına gelen zamlar lojistik sektörünü de endişelendiriyor. Ocağın ilk haftasında Kapıkule’de gümrüksüz mazot fiyatı 0,56 Euro iken iki ay sonra martın ilk haftasında 0,95 Euro’ya çıktı. Bu olağanüstü artışın özellikle Avrupa’ya girişte Kapıkule’den gümrüksüz yakıt alan TIR filo operatörlerini çok olumsuz etkilediğini görüyoruz. Maalesef özellikle tekstil, konfeksiyon, otomotiv, yedek parça gibi zamana karşı yarışan ve Avrupa pazarında çok ciddi payı olan sektörlerimizi taşıma maliyeti anlamında olumsuz etkileyeceğini, ihracat navlununu yukarı çıkaracağını düşünüyoruz. İhracat navlunları zaten yüksekti mazottaki global artış nedeniyle taşımaların biraz daha pahalı olacağını görüyoruz. Ancak bir başka problem de yurtiçi taşımalarda yaşanıyor. Zamlar nedeniyle taşıma firmaları fiyat veremiyor. Bir hafta sonra taşıma maliyetinin ne kadar olacağını bilemeyen bir sektörle karşı karşıyayız ve taşıma maliyetleri tüketici fiyatlarını doğrudan etkilediği için mevcut şartların enfl asyona da olumsuz etkisi olacağını düşünüyoruz” diye konuştu.