Salih Zeki Çakır'dan gündeme ve sektöre dair önemli açıklamalar

Salih Zeki Çakır'dan gündeme ve sektöre dair önemli açıklamalar

İMEAK Deniz Ticaret Odası Meclis Başkanı Salih Zeki Çakır, Denizcilik Dergisi'ne özel açıklamalarda bulundu.

adscode


Salih Zeki Çakır'ın açıklamaları şöyle:

Otonom gemi çalışmaları hızlanacak

KOVİD-19 tahmin edilemeyen ve ölçümü zor yapısıyla sadece deniz taşımacılığını değil ticaretin diğer faaliyet sahalarında da tahribata neden oldu. Virüsle birlikte büyüyen kriz dalgası yaşamı büyük oranda etkisi altına aldığı gibi sağlık, bilim, teknoloji alanında ve daha önemlisi insan hayatını her türlü riskten azami oranda korunması adına yeni gelişmelerin yaşanacağı düşüncesini de ortaya çıkardı.

Odağında insan olan denizcilik sektörü, bu gelişmeleri yakından takip edecek ve diğer alt sektörlerle birlikte değişime muhakkak ayak uyduracaktır. Tabii ki bu beklentilerin ışığında, Türk ve dünya denizciliğini yakından ilgilendiren otonom gemi teknolojisi önümüzdeki süreçte Çin, Norveç, Danimarka, Finlandiya ve Japonya’da olduğu gibi diğer ülkelerin de gündeminin ilk sıralarına yerleşecektir. Kovid-19’un oluşturduğu gereksinimler ve hâlihazırda otomon gemi teknolojisine duyulan ihtiyaç, dönüşüm sürecini olabildiğince hızlandıracaktır. Bunun yanında yaşadığımız çağın gereklilikleri ve küresel gelişim göz önünde bulundurulduğunda gemi teknolojisiyle birlikte denizcilik mekanizmasını oluşturan diğer etmenlerde de köklü bir yapısal yenilenmeye gidileceğini ön görüyorum.

Diğer taraftan teknolojiyle insan zihninin tamamen ayrı tutulamayacağına da dikkat çekmekte fayda var. Birbirini tamamlamayan bu iki faktör, dünya denizlerinde otonom gemi sayısının artmasıyla sektörümüzde daha da efektif bir şekilde kullanılacaktır. Sonuç olarak, Kovid-19 otonom gemi konusunda uyarıcı olma vazifesi görmenin yanında, gemi insanı sağlığını psikolojik ve fiziksel yönden etkileyen diğer problemlerin çözüme kavuşmasının da önünü açacaktır.

Revizyon gerekiyor

Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) Kovid-19’u ‘pandemi’ olarak ilan etmesiyle birlikte devletler, dünya denizciliğinde söz sahibi kurum/kuruluşlar ve ulusal bazda karar verme yetkisine sahip mekanizmalar gemi insanı sağlığını koruma adına ek tedbirler aldı. Bahsi geçen otoriteler bunun yanında deniz ticaretinin devamlılığı için taşımacılık risklerini baz alarak alternatif stratejiler belirledi. Tüm bunlara rağmen virüsün yüksek yayılım hızı ve bilim insanlarının tedavi konusunda net bir sonuca varamamaları nedeniyle; sadece denizcilik sektörü değil  dünya ticaretinin diğer aktörleri de sürecin oluşturduğu boşluğu kanaatimce tam olarak doldurmayı başaramadı. Büyük resim dikkate alındığında sorunun geniş kapsamlı olması sebebiyle, kısmi bir teknoloji ve sağlık revizyonundan ziyade küresel çapta topyekün bir değişimin yapılması gerektiği düşüncesi ortaya çıkıyor.

İnsanlığın tamamını tehdit eden yaşanan veya yaşanması muhtemel sıkıntılara karşı ne tür önlemler alınacağı konusu çok daha geniş bir yelpazeyle tartışılması gerekiyor. Ancak meseleyi daha mikro dairede yani kendi  coğrafyamız üzerinden ele alacak olursak; sağlık önlemleri konusunda devletimizin Türk denizcilerine olabilecek en iyi desteği verdiğine inanıyorum. Global bir çaresizliğin yaşanıldığı ortamda gerek idarecilerimizim gerekse sektör bileşenlerimizin yüksek duyarlılıkla gerekli önlemleri aldıklarını düşünüyorum.

Dünyanın gelişimiyle birlikte teknoloji konusunda da sürekli bir yatırım yapma ihtiyacı doğacaktır tıpkı bulunduğumuz zaman dilimde olduğu gibi. Pandemi sürecinde de problemin büyüklüğüyle doğru orantılı olarak denizcilik sektöründe teknoloji açısından eksik kalan taraflar olduğu aşikar. İleriki dönemlerde artacak dijital teknoloji verimliliği,  yapay zeka kullanımı ve mobil takip sistemleri özellikle olağan üstü durumlarda daha rasyonel kararlar almamızı kolaylaştıracaktır. Bununla birlikte bilgi ve iletişim teknolojileri daha aktif bir şekilde sektörümüze entegre edilerek maksimum düzeyde zaman ve kaynak tasarrufu sağlanabilir. Denizcilik şirketlerinin kara operasyonlarına da katkı sunacak bu çalışma halk ve gemi adamı sağlığını da azami oranda teminat altına alacaktır.

14 günlük süre yeterli

İdarenin, sağlık bakanlığının direktifleri doğrultusunda uyguladığı 14 günlük karantina süresinin ‘sağlıkla kalma’ konusundaki bütün hassasiyetlere uygun olduğu açıkça görülüyor. Bu süre zarfında sektör paydaşlarıyla iletişim içerisinde olan ilgili kurumlar, anlık taleplere de kayıtsız kalmadı ve ortaya çıkan sorunlara da ivedi bir şekilde müdahale etti. İdaremiz aynı zamanda, karantina mekanlarının belirlemesi konusunda da sektörümüzün çatı kuruluşu olan İMEAK Deniz Ticaret Odası ve denizci Sivil Toplum Kuruluşlarıyla dirsek temasında kalarak doğru stratejinin belirlenmesi konusunda kolektif bir şekilde çalışmalarını yürüttü. Şu an ki durumda ise; yeni normalleşme kararlarıyla birlikte gemiden ayrılan personellerimiz hava alanlarında ve limanlarda muayeneleri yapıldıktan sonra 14 günlük izolasyon süresini evlerinde geçirebilecekler.

Diğer yandan Sağlık Bakanlığı’nın bünyesinde oluşturduğu bilim kurulu, ideal karantina sürecini güncel veriler ışığında kamuoyuna detaylı bir şekilde izah etti. Bizler de bu süreci ‘tedbir alma ve alınan tedbirleri uygulama’ olarak kısaca tanımlayabiliriz. Son olarak; Türkiye’deki güncel koronavirüs tablosunu değerlendirecek olursak sadece sektörümüz de değil ülkemizin neredeyse tamamında; “sağlık ordusu”nun üstün gayreti ve halkımızım dikkatiyle salgının kontrol altına alındığı sonucuna varmamız mümkün.