TÜRK DENİZCİLİK EĞİTİMİNDE YAŞANAN SORUNLAR VE SEKTÖRE ETKİLERİ...

TÜRK DENİZCİLİK EĞİTİMİNDE YAŞANAN SORUNLAR VE SEKTÖRE ETKİLERİ...

Mustafa Topal: "Türk denizciliğinde personelle ilgili çok ciddi problemler olduğunu düşünüyorum."

Türk denizciliğinde personelle ilgili çok ciddi problemler olduğunu düşünüyorum. Bu problem; elbette tek taraflı değil. Bana göre, en önemli problemlerimizden bir tanesi; eğitim ile ilgili olan problemlerdir. Özellikle ortaöğretimde “Denizcilik Meslek Lisesi” olmasına rağmen İngilizce eğitimi verilemeyen ve İngilizce konusunda bir çözüm arayışı olmayan hadiseler yaşanıyor.

Aslında çözümü oldukça basit. Bu bağlamda; meslek liselerinin yetkilileri gemi armatörleri ile temas kurmaları gerekiyor. Armatörler, her bir enspektör için haftada bir gününü orada İngilizce eğitime ayırabilir. Tabii ki buradaki en önemli şart, enspektörün iyi bir İngilizce bilgisine sahip olmasıdır. Enspektör konusunda da ayrı bir parantez açmamız gerekiyor. Bu konuya da önümüzdeki yazılarımızda detaylarıyla değineceğiz. 

20 armatör birleşip 20 günlük aralıkla birer gün eğitim verilmesine yardımcı olsa; denizcilik meslek liselerindeki İngilizce problemi rahatlıkla çözülecektir. 

Böylelikle sektör, sorunu kendi içerisinde çözmüş olur. Hem yardımcı olur hem de gelecekte istifade edeceği öğrencileri deniz hayatına hazırlamaya da katkı sağlar. Bu çok ciddi bir avantajdır. Liselerdeki öğrenciler aldıkları eğitimi staj ile pekiştirerek gelecekte Türk denizciliğine hizmet etmiş olurlar. Armatörlerin bu konuda kendi aralarında kurdukları Sivil Toplum Kuruluşları ile değerlendirme yapmalarında fayda olacağını düşünüyorum.

İkinci büyük problem; armatörlerin kendi ceplerinden çıktığı hâlde farkında olmadıkları, envanterde gördükleri, gemilerin yolda kaybettiği zaman ve bu durumlara sebebiyet veren personel kaynaklı kayıpların çok iyi değerlendirilmesi gerekiyor. 

Benim kanaatim bir havuz oluşturulabilir. O havuz bir elek sistemi olarak kullanılabilir. Defolu olanlar elemine edilir. Elemine edilenler örnek olur. Denizcilerimiz de kendilerine daha çok çeki düzen vermiş olurlar. Bu vesile ile istihdam konusunda bizim insanımızdan daha çok faydalanabiliriz. 

Bazı armatörlerimizin yaptığı ama birçoğunun çeşitli nedenlerle yapamadığı durumlar var. Gemi adamlarını gemiye hazırlamada eğitim konusunda gerçek bir femilizasyon yapamadıklarını düşünüyorum.  Gemilerin bu manada çok fazla eksiklikleri olduğunu görebiliyoruz. 

Port State kontrollerinde, inspectionlarda, ISM’de bir zayıflık görünmektedir. Bunların tümü personel ve planlı bakım çerçevesindeki -insana dayalı hadiseler olarak göze çarpmaktadır. Bunlar da bizim eksikliğimizdir. Olaya, gemi adamı ya da armatörün eksikliği olarak bakmıyorum. Ülkemizin eksikliği olarak baktığım için ikisini aynı kabın içerisine koyuyorum. Herkes o kabın içerisinde payına düşeni almak zorundadır. 

Kosterler ve büyük tonajdaki filoları değerlendirmede çok ciddi eksikliklerimiz var. Deneyimlerimden biliyorum ki; yabancı gemi adamları gemiden ayrılırken bir valizle geldikleri gemiden üç valizle çıkıyorlar. Bunların büyük bir bölümü de gemi içerisinde değerli olan malzemelerin kaybolması. Diğer ifadeleri telaffuz etmek istemiyorum. Ancak bu yaşananlar maalesef gerçek. 

Epsilon, Marlow ve Olympia’nın gemi adamı temininde birinci sınıf gemi adamlarını kendi bayrağındaki ve kendi vatandaşlarının sahipliğindeki gemilere gönderdiklerini biliyorum… İkinci sınıf gemi adamlarını ise Türk gemilere gönderdiklerini rahatlıkla söylüyorum. Bu durumu görmemezlikten gelemeyiz. Bunun çözümü armatörlerin bir araya gelerek Filipinler, Hindistan hatta Vietnam’da kendilerine ait ofis açarak işe başlamaları gerekiyor. 

Orada deneyimli kaptan, başmühendis, deneyimli personel müdürlerini belli periyotlarla istihdam ederek kendi gemi adamlarını temin etmeleri Türk denizciliğinin avantajına olacaktır. 

Aracılara verecekleri fazla ücret meselesi bu şekilde çözümlenebilir. Böylelikle maliyetler daha da aşağıya çekilebilir. Gemi personelleri, mesleki ve ahlaki minvalde sektöre kazandırılmış olur. Bunu başarmak mümkün. 

Bu sistemin organizasyonunu yapacak ve yaptıracak potansiyele sahibiz. Armatörlerin güçlü bir irade koyması gerekiyor. Gemilerde Türk gemi adamları ile yabacı personelini bir arada çalıştırarak Türk mürettebatın kendisini geliştirmesine de yardımcı olabilirler. Bu yarın için bir görevdir. 

Yarının denizciliğinde kaptanların ve başmühendislerin elektronik ya da elektrik mühendisleri olduğu döneme geçilecek.  Köprü üstü ve makine dairesi tamamen dijital sistemlerle donatılacak. Buna da hazırlıklı olmak ve buna göre altyapı oluşturmak gerekir. Fosil makinelerin ömrünün bittiği sürece giriyoruz. İklim şartları ve çevre kirliliği nedeniyle bu durum kaçınılmaz görünüyor. 

Gemi adamı yetiştirme ve eğitim sistemimizi de o yönde revize etmemiz lazım. İlgili bakanlıklar, genel müdürlükler bununla ilgili adımlar atmalı. Bugünün problemini çözerken yarının gemi adamları ve armatörleri de kendilerini bu koşullara göre geliştirmelidir.

Okuyucularımızı sıkmamak adına yazıyı kısa tutmaya çalıştım. Bu konuyla ilgili yorum kısmından görüşlerinizi tarafıma iletebilirsiniz.

Mustafa Topal Kimdir?

1972 İTÜ Makine mezunu olan Mustafa Topal; DB Deniz Nakliyatta Başmühendislik, Enspektörlük, Yakıt Enspektörlüğü, Personel Enspektörlüğü, Onarım Enspektörlüğü, Genel Müdürlük ve İşletme Müdürlüğü görevlerinde bulundu.

Denizcilik sektörü ile ilgili yurtiçi ve yurtdışındaki tüm kurslara katılım sağladı. 

Dünyanın en önemli tersanelerinde gemi sörveyörlüğü ile yeni inşa gemilerde P&I adına konsultantlık görevlerinde bulundu.

Oras Denizcilik’te İşletme Müdürlüğü yapan Mustafa Topal, İngilizce ve İtalyanca bilmektedir.