Doğru Bilinen Yanlışları, Yanlış Bilinen Doğruları İle Deniz Bilimleri I. Bölüm

Doğru Bilinen Yanlışları, Yanlış Bilinen Doğruları İle Deniz Bilimleri I. Bölüm

Deniz ve deniz bilimlerinin önemi, yeryüzünde kısıtlı kaynaklarının insanoğlu hizmetine daha faydalı olarak sunulması ve dünya deniz taşımacılığı ile lojistiği sağlanan dünya ticaret unsurlarının emniyetle seyir yapabilmesi için araştırmalar gereksinimleri ile artmıştır. Amerikalı tarih bilimci ve araştırmacı Daniel J.Boorstin’in Keşifler ve Buluşlar ismini verdiği yayınında, Haritacılık bilimi denizlerde filizlenmiştir, şeklinde açıklamıştır. (Daniel J.Boorstin; Keşifler ve Buluşlar,s.146) Deniz bilimlerinin temellerini oluşturan disiplinler sıralanırsa Hidrografi, Oşinografi, Kartografi başlıca olarak gelmektedir. Bu tabirler her ne kadar söylemde kulağa aşina gelse de, ne anlama geldikleri tam olarak bilinmemektedir. Aslında çok önemli ve bilinmesi gereken disiplinler, günümüzde gelişen teknoloji ile denizlerin daha detaylı araştırılması ve azami verimlilikle kullanılması gerektiğinden dolayı önemlidir. Genel itibar ile bakılırsa insanoğlunun temel gereksinimi beslenme ile başlayan denizcilik serüveni daha sonrasında keşifler ve deniz yollarının kullanımı ile gelişmiş ve aslında gelişmeye mecbur kalmıştır. Deniz yatağı, coğrafyası, deniz canlıları mevcut ve etkilenebilen ekosistemi insanoğlu için merakı engellenemez bir dürtü olmuştur. Başka bir bakış açısıyla deniz bilimleri ve temel alt disiplinleri bu merakı gidermek için ve denizleri daha açıklayıcı hale getirmek için çalışmıştır.

Şekil 1.1. Yeryüzünün vektör yapı olarak 3 boyutlu (3D) ifade edilmesi İstanbul Boğazı örneği.

Bu açıklama ışığında IHO kısaltmalı Uluslararası Hidrografi Örgütü (International Hydrographic Organisation) tarafından Hidrografi; okyanusların, denizlerin, kıyı alanlarının, göllerin ve akarsuların fiziksel özelliklerinin ölçülmesi, tanımlanması ve aynı zamanda seyrüseferde güvenliğin ve ekonomik kalkınma, güvenlik ve savunma, bilimsel araştırma ve çevre koruma dahil olmak üzere diğer tüm denizcilik faaliyetlerini desteklemek için zaman içindeki değişimlerinin tahmin edilmesi ile ilgilenen uygulamalı bilimlerin bir dalı olarak tanımlanabilir. (https://www.iho.int/srv1/index.php?option=com_content&view=article&id=299&Itemid=289&lang =en) AFAD’ın yaptığı tanımlama ise; yer altı ve yer üstü sularının oluşum ve dağılımlarını araştıran ve insan yaşamı üzerine etkilerini inceleyen bilim dalı. Fiziki coğrafyanın bir kolu olan hidrografya, okyanus ve deniz çanaklarının morfolojik karakteriyle bunları dolduran su kütlesinin yüzeyinde ve içinde meydana gelen olayları (deniz suyunun sıcaklığı, tuzluluğu ve hareketleri) ve karalar üzerindeki göllerin nasıl oluştuğunu, göl sularını ve göllerdeki seviye değişikliklerini, kaynakları ve akarsuları (bilhassa akarsu rejimlerini) inceler, şeklindedir. (https://www.afad.gov.tr/tr/23792)

 

Gelişmiş denizci devletler daha güvenli ve etkili denizcilik yapabilmek için kendi deniz yetki sahalarında ve uluslararası izinler verilebilen deniz alanlarında sualtı veya deniz dibi topoğrafyasını tanımlamalı ve güncel bilgiler ışığında kullanmayı hedeflemektedir. Bu araştırmalar deniz dibi yüzeyini, derinliğini, akıntı hızı ve yönü gibi birçok parametreye dikkat edilir. Bu tip veriler dip yapısı ile ilgili bilgi verirken aynı zamanda seyir emniyeti ile ilgili bilgilendirmeyi de yapmaya yardımcı olur. Hidrografi bilimi bu araştırmaları yaparken altında Matematik, Fizik, Kimya, Geometri, Hidroloji vb. birçok disiplin ile sıkı çalışmayı gerektirmektedir.

Şekil 1.2. Hidrografik araştırma gemisi ile çok sinyalli (Multi Beam) deniz araştırması.

Bu bağlamda araştırmalar alt disiplinler ile sıkı sıkıya çalışmaktadır. Mesela araştırmalar için öncelikli kullanılan el iskandili ile belirli derinliklerin araştırılması fiziksel şartlara göre engellendiğinden gelişen teknoloji sayesinde ses ve sesbilimi ya da akustik bilimi kullanılmaya başlanarak derin su ölçmeleri yapılmaya başlanmıştır. Fakat genel olarak bakılırsa, fizik ve akustik yöntemler denizcilikten havacılığa, haberleşmeden sağlık ve tıp bilimlerine kadar birçok sektörde kullanılmıştır. Yani deniz dibi haritası için yüzey tanımı yapmaya izin veren ses yapısı, hava araçlarında pozitif yüksekliği belirten ve uçar unsurlara derinlik bilgisi verirken, haberleşmede ve sinyal gönderme işler sayesinde arama kurtarma işlerinde yardımcı olurken, sağlık sektöründe böbrek taşı bulup kırmaktan, heyecan ile beklenen bebeklerin varlığını ve cinsiyetini tespit için bile çalışabilmektedir. Hidrografinin önemi ile ilgili konuşulması gerekirse; gemilerin güvenli ve emniyetli seyir yapılamasının yanında,

• Deniz kaynak yönetimi ve araştırmaları, balıkçılık, deniz kimya kaynakları vb.,

• Deniz çevre koruma ve yönetimi,

• Deniz yetki alanları ve sınır belirleme,

• Ulusal veri toplama ve işleme yapısı belirleme,

• Tekne modelleme ve yenileme çalışmaları,

• Deniz yetki sahaları savunma ve emniyet tedbirleri alma,

• Deniz kaynaklı afetleri belirleme ve olağan tedbirleri alabilme,

• Kıyı alan yönetimi,

• Deniz terörizmi ve etkileri vb. birçok konu için deniz bililmleri ve araştırmaları yapılması bir gereklilik olmuştur.

 

Uluslararası zorunluluk olarak dikkate alınırsa; Temmuz 2002 tarihi itibariyle IMO denizde güvenlik ve emniyet ile ilgili temel yayını SOLAS’ın yenilenen V.bölümü yürürlüğe girmiştir. 9. Maddesi gereği IMO ve deniz emniyeti ile ilgili sözleşmeye tabi taraflar yüzer unsurları için kullanılan tüm yayınların Hidrografi Dairelerince ve Uluslararası akreditesi olmuş IHOkuralları gereğince olmasına hüküm getirmiştir. (https://www.iho.int/srv1/index.php?option=com_content&view=article&id=299&Itemid=289&lang =en) Gelişmiş ülkeler deniz bilimleri ile ilgili çalışmaları önemsedikleri için bunula ilgili kendi iç işleyişlerinde ulusal ve uluslararası kurallara uygun davranmak zorunda kalmıştır. Bu bağlamda üretilen deniz haritaları, iskandil planları, kıyı ölçümleri, taktik, stratejik ve ticari durum haritaları, akıntı haritaları vb. notik (İngilizcesi Nautic’ten gelen ve deniz ile ilgili olduğu düşünülen anlamında kullanmaktadır.) neşriyatları üretip kullanıma sunarken bir standart getirmek zorunda kalmışlardır. Bu bağlamda uluslararası bir kurum ve kuruluş ile ortak dili kullanmayı hedeflemişlerdir. IHO kısaltmalı, Uluslararası Hidrografi Örgütü ortak dil ve işleyiş için çalışmaktadır. Bu dil gereği ölçme tekniklerinden üretim tekniklerine, renklendirmeden dağıtıma kadar birçok özellik standartlaştırılmıştır. Bu ortak ve standart yapıda ülkemizde bahse konu sorumluluk, T.C.Deniz Kuvvetleri Komutanlığı bağlısı, Seyir, Hidrografi ve Oşinografi Dairesi Başkanlığı tarafından yapılmaktadır. Resmi anlamda ilk hidrografi organizasyonu 1909 yılında deniz mesahaları ve seyir bürosu adı altında kurulmuş ve bahriye bakanlığına bağlanmıştır. Büronun görevleri seyir fenerlerinin organizasyon ve idamesi ile denizcilere ilanlar ve bahriyenin seyir aletleri ihtiyacını karşılamaktı. İki yıl sonra 1911'de büro yeniden organize edilerek seyir ve deniz haritaları bürosu adı ile nispeten daha bağımsız bir statüye kavuşmuştur. Büro 1928 sonlarında şimdiki adı Harita Genel Komutanlığı olan jeodezik Mesahalar Genel Müdürlüğüne bağlanmış ve onun deniz haritaları şubesini oluşturmuştur. 1950 yılında Seyir ve Hidrografi Dairesi adı altında tekrar Deniz Kuvvetleri Komutanlığına bağlanarak Kasımpaşa/Haliç'e nakledilmiş, çalışmaları geliştirilerek, modern deniz harbi ile ilgili konulara daha çok önem verilmeye başlanmıştır. 1956'da daire bugün bulunduğu, Çubuklu'daki yerine taşınmıştır. Dairenin adı 1972 yılında Seyir, Hidrografi ve Oşinografi Dairesi Başkanlığı olarak değiştirilmiştir. (http://www.shodb.gov.tr/shodb_esas/index.php/tr/genel/tarihce)

Kendi araştırma gemilerine sahip olup, derin ve sığ su araştırmaları yaparak ülke karasularına ait tüm deniz yayınlarını 1738 sayılı Seyir ve Hidrografi hizmetleri yasasının uygulamasına ilişkin yönetmelik gereğince ulusal kanuna uygun olarak icra etmektedir. ( http://www.mevzuat.gov.tr/MevzuatMetin/3.5.717725.pdf)

Mevcut yasal düzenleme teknik olarak IHO ve uluslararası teknik yönetmelikler dikkate alınarak ve tüm dünya üzerinde tek tiplik kazanabilme adına önemli bir ulusal hukuki adımlardan olarak nitelendirilebilir.

Bu sayede IHO ve IMO ülkeleri aynı anda ve aynı deniz yayınları üzerinde anlaşabilmeyi başarmış ve en azından dünya detaylarının düzleme aktarılması sonucu oluşan haritaları hangi ülkelerden temin ederseniz edin anlaşılabilir olmasını sağlamıştır.