Nereden nereye, kâğıttan elektroniğe; deniz haritaları

Nereden nereye, kâğıttan elektroniğe; deniz haritaları

Denizlerin insanoğlu ile tanışması milattan öncesine dayanmaktadır. Yeryüzünün  yüzde 70’inin sular ile kaplı olduğu ve bu oranın  yüzde 90’nın okyanuslar ve taşımadan ticarete türlü amaçlar ile denizciler tarafından kullanılması denizlerin ve tabiatının bilinmesini zorunlu hale getirmiştir. 

 

Aslında dünya denizcilik tarihi belgeleri, günümüze gelen eşsiz bir arşivin değerli parçalarını oluşturmaktadır. Bu belgeler konu edildiğinde akla ilk geleni şüphesiz deniz haritalardır. Çeşitli amaçlar ile yapılan haritalar sadece yol göstermez üretildiği zamanın tarihsel ve coğrafik özelliklerini içeren belge niteliğindedir. Kabaca harita veya haritalama faaliyeti, yeryüzü için mevcut tüm detayları düzlem üzerine ulusal ve uluslararası ortak dile uygun olarak iz düşürülmesi olarak nitelendirilir. Günümüzde teknoloji, sadece 2 boyutlu değil 3 boyutlu ölçülebilen tüm detaylar ile gösterilebilme imkânına sahiptir.  

 

Teknolojinin, günümüzde sundukları düşünülürse, neredeyse 7’den 70’e herkesin kullanabildiği akıllı cep telefonları ve tabletler, araçlarda kullanılan seyrüsefer kılavuzları (navigasyon cihazları) bir yerlere varmak isterken ve adres öğrenmek için ne kadar yardımcı olmaktadır. Peki çok eski çağlarda bu ihtiyaçlar nasıl giderilmekteydi hiç düşündünüz mü? Cevap olarak, o zamanın bilirkişileri, coğrafyacıları, haritacıları, bilim adamları ve onların günümüz ölçüm hassasiyetinden uzak ölçme aletlerinin ürünü kitap, yazı ve haritaları sayesinde verilmekteydi.  

 

Tarih boyunca medeniyetler şekillenirken, insanoğlu önce kendini sonra yaşadığı veya yaşayabileceği coğrafyaları keşfederken kıyı boylarınca suya yakın yaşamış ve iktisat bilimi konusu olan sonsuz insan ihtiyaçlarının gidermesi amacı ile başlayan ve kıtaları bulmak ile şekillenen hareketlerinin ilk manevralarını yapmışlardır. Bu esnada sürekli kayıt ve yollarını kaybetmemek adına izler ile işaretlenmiş haritalar çizmişlerdir. Aslında kronolojik değerlendirme yapılırsa başlangıç her ne kadar kara haritacılığı ile başlamış olsa da geç başlayan deniz haritacılığı, daha hızlı gelişmiştir. Deniz taşımacılığı önceleri yemek ihtiyaçlarını gidermek için başlamışken sonrasında keşifler ve kara taşımacılığına göre daha fazla taşıma kapasiteleri nedeniyle insanoğlunun ilgisini çekmiştir. Önceleri kıyı seyri yaparak ilerlenmiş olsa da, açık sulara gidildikçe daha fazla bilgi ve yönteme ihtiyaç duyulmuştur. İşte bu ihtiyaçlar, deniz haritacılığı ile ilgili çalışmaların daha hızlı ve kapsamlı olmasını sağlamıştır. Yön bulma ve anlık konumlandırma teknikleri geliştirilmeye başlanmıştır. Bu sayede astronomik detaylar dikkate alınarak çalışmalar yapılmıştır. O zaman bahse konu ihtiyaçlar nedeniyle kullanılan pusula, karalar ve denizlerde yön bulmayı ve istikamet bilgisini, güneş, ay ve gözlemlenebilen yıldızlar aracılığıyla yapılabilmekteyken, güneşin doğuş ve batışı; ayın doğuş ve batışı özellikle kullanılan ölçüm parametrelerindendir. Fakat, rüzgarın esmediği rüzgarsız günlerde, dünyanın hareketinden ve meteorolojik etkenlerden dolayı güneşin, ayın ve yıldızların gözlemlenemediği zamanlarda olduğundan daha fazla bilgiye ve araştırmaya ihtiyaç duyulmuştur. Amerikalı tarih bilimci ve araştırmacı Daniel J. Boorstin’in Keşifler ve Buluşlar ismini verdiği yayınında, “Haritacılık bilimi denizlerde filizlenmiştir” şeklinde açıklamıştır. (Daniel J. Boorstin; Keşifler ve Buluşlar,s.146) 

 

Osmanlı ve Türk tarihinde, incelenirse, ilk yazılı eserlerden Katip Çelebi’nin Tuhfetü'l-Kibâr fî Esfâri'l-Bihâr isimli kitabı dikkat çekmektedir. Deniz savaşları hakkında büyüklere armağan anlamına da gelmektedir. Yönetim organizasyondan, denizciliğe, taktik ve stratejik bilgilerden coğrafyaya birçok konuda bilgi vermektedir.  

 

 

Şekil 1. Tuhfetü'l-Kibâr fî Esfâri'l-Bihâr 

Türk araştırmacı, (E). Harita Müh. Tümg. Cevat ÜLKEKUL’un kaleminden Türk Seyir, Hidrografi ve Oşinografi çalışmalarının 1909 öncesi tarihi isimli kitabında bahsettiği üzere, günümüzden yaklaşık 2.500 yıl öncesi, M.Ö. 5. yy’dan beri denizciler özellikle Akdeniz ve çevresinde denizcilik yapmakta olan denizci uluslardan denizciler, kıyısal özellikleri ve kıyı seyri sonucunda elde edilen bilgiler ışığında haritaları çizerek düzleme indirmişlerdir. (Türk Seyir, Hidrografi ve Oşinografi çalışmalarının 1909 öncesi tarihi, s.3, (E). Harita Müh. Tümg. Cevat ÜLKEKUL) 

 

Şekil 2. Türk Seyir, Hidrografi ve Oşinografi çalışmalarının 1909 öncesi tarihi 

Dünya üzerinde bilinen birçok araştırma ve araştırmacılar dünyayı tanımlamada yardımcı olmuşlardır. Çin’e doğru 24 yıllık bir yolculukla ulaşan ve yolculuklarını kitap haline getiren ve son olarak Kubilay Han’ın talebi üzerine 21 yıllık gezi araştırma yapan Marco Polo, Asya ile Avrupa kıtalarının arasından bir yol bulmak için çalışan Giovanni Caboto, ismi tarihte bulunmakla beraber pek dikkat çekmemiş olsa da o zaman denizcilerin çok fırtınaya maruz kalmasından adını Fırtına Burnu olarak alan ve yıllar için de Ümit Burnu olarak değişen mevkiyi keşif eden Bartolomeu Dias, zamanın teknolojisi ile Hindistan’ı keşfettiğini zannederek ayak basan fakat Amerika kıtasına ayak basan Kristof Kolomb, Hindistan’a ayak basabilen ilk Avrupalı araştırmacı Vasco De Gama, Atlas Okyanusu ve Büyük Okyanus’u birbirine bağlayan ve daha sonra ismini veren Macellan, Avustralya’yı ve Antarktika’yı keşfeden James Cook bilinen araştırmacılardandır.  

Fakat dünya üzerinde tanınmışlığı ve keşifleri olduğu kadar tarihimiz ve milletimiz için ayrı bir gurur kaynağı olan Türk denizcisi, amirali ve bilim adamı Pîrî Reis’in yeri çok büyüktür. Muhiddin Pîrî asıl adıdır. Kitab-ı Bahri ve dünya haritaları bulunmaktadır. Ve günümüz bilinenleri dikkate alınırsa yaklaşık eşitliği hayret verici yakınlıktadır. 

 

 

Şekil 3.Piri Reis ve 1513 Dünya Haritası 

Önce hayvan derilerine işlenen sonrasında gelişen teknoloji ile kâğıt haritaya işlenen haritalar, dönemin yazılı rehber kaynakları olmuşlardır. Deri üzerine işleme ile başlayan serüven, kâğıt üzerine işleme ile devam etmiş ve günümüzde dijital hale gelmiştir.  

Denizci ulusların her biri, öncelikli olarak kendi deniz yetki sahalarının deniz araştırmalarını yapıp uygun ürünler ile denizcilerin hizmetlerine sunmaktadır. Bunun için ortak bir dil kullanmaları gerekmektedir. Bu gereksinim için teknik başkanlığını (E) Tuğamiral Mustafa İPTEŞ’in yaptığı Uluslararası Hidrografi Örgütü (International Hydrography Organisation) ismi verilen kurum çalışmaktadır. Deniz araştırmalarında dikkati çeken ve tamamen bilinmediği görünen bazı kavramlar bulunmaktadır. Bu kavramlar; hidrografi, oşinografi, akustik deniz araştırmalar, meteoroloji gibi pek çoktur.  

Hidrografi; kaba bir tabir ile su bilimidir. Denizlerin derinliği, akıntı durumu, deniz ile ilgili detayları belirten kavram olarak karşımıza çıkmaktadır. 

Oşinografi; genel bir tabir ile okyanus bilimidir. Denizin fiziksel ve kimyasal özelliklerini incelemektedir. Fiziksel, Kimyasal, dinamik gibi çeşitleri bulunmaktadır.  

Akustik deniz araştırmaları ise, deniz bilimlerinin ses ve akustik ölçme parametreleri dikkate alınarak icra edilmesine denmektedir.  

Kartografya, karada ve denizde ölçülmüş tüm detayların düzlem üzerine yerleştirilmesini sağlayan kısımdır. 

Tüm araştırmalar öncelikle belirlenmiş ölçekler dahilinde hidrograf ve oşinografi ölçümleri ile değerlendirilir. Eski ve bilinen ismi Mesaha’dır. Eski dilde saha ölçümü anlamına gelmektedir. Ölçülen sahalar birleştirilerek deniz detayları, kartografik işlemler ile kara ve deniz detayları eklenerek uygun datum ve projeksiyon ile 2 ve 3 boyutlu hale getirilirler.  

Datum: herhangi bir noktanın yatay ve düşey konumunu tanımlamak için başlangıç alınan referans yüzeyi aynı zamanda yeryüzünün şeklini ve boyutunu tanımlayan bir referans sistemidir. 

Projeksiyon: fiziksel yeryüzünün geometrik bir yüzey üzerine iz düşürülmesidir. 

 

Küresel konumlandırma sistemi; yeryüzü üzerinde mevkiinin sayısal değerinin uydusal olarak bulunmasını sağlayan sistemlere denmektedir. GPS (ABD kaynaklı), GLONASS (Rusya Federasyonu Kaynaklı), GALILEO (Avrupa Kaynaklı), COMPASS/BEIDOU (Çin Halk Cumhuriyeti Kaynaklı) bilinen sistemlerdir.  

 

 

Şekil1.4.Uzaydan uyduların hareketleri 

Uydular ile ölçmelerin hassaslığı çok büyük seviyelerdedir. Tabi gerçek zamanlı ölçmeler ve anlık bildirimleri seyr-ü seferde çok işe yaramaktadır. Gemilerde gerçek zamanlı kullanılabilirken elektronik seyirin vazgeçilmez unsuru elektronik seyir haritası ESH (ENC-Electronic Navigation Chart) üzerinde geminin nerede olduğunu gösterebilmektedir. Aynı zamanda harita üzerinde ölçülebilen noktadan çizgiye, fotoğraftan videoya kadar her detay ile ilgili üretici hidrografi dairesi tarafından üretim standartlarına uygun hizmet sağlamaktadır.  

 

Şekil 5. Kâğıt ve Elektronik harita kıyaslaması (SHODB internet sayfası) 

Son olarak, geçmişten günümüze haritacılık bilimi özellikle denizcilikte ilerleme kaydetmiştir. Deri üzerinde nakşedilmesi ile başlanan haritacılığın, kâğıt üzerine ve daha sonra gelişen teknoloji sonucunda elektronik olarak hizmet vermesi akıldan şu soruyu geçirmeden edilememesine neden oluyor, ‘’Nereden, nereye?’’