GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE KIYILARIMIZDA DENİZ TİCARETİ VE DENİZCİLİĞİMİZ

GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE KIYILARIMIZDA DENİZ TİCARETİ VE DENİZCİLİĞİMİZ

Tarihimize ait kaybolan kayık, tekne ve gemileri yeniden modelleyen sanatçı Hakkı Yücel, geçmişten günümüze kıyılarımızda yapılan deniz ticareti ve denizcilik faaliyetlerini detaylı şekilde aktardı.

adscode

Kıyılarımızda Deniz Ticareti ve Denizciliğimiz

Rüzgâr doğal bir enerji kaynağıdır. İnsan bu enerji kaynağını teknede deneme yanılma sonucunda matematiksel bir yöntemle kullanmayı öğrenmiş neticesinde içerisinde yaşadığı geniş coğrafyayı keşfetmiştir.

Yelken kullanımının artması ile farklı bölgelerde yaşayan topluluklar arasında ticari seferler yapılması kolaylaşmış mal ve insanın yanında kültürel değerlerin tanınması mümkün olmuştur.

Tekne yapımı zanaatı günümüze dek kümülatif bir biçimde ilerlemiş, kıyılarımızda da süregelmiş ve yöreye özgü bir kültürün gelişmesine katkı sağlamıştır. Anadolu kıyılarında binlerce yıldan beri nitelik ve nicelikleri farklı, coğrafyaya uygunluk gösteren özellikte deniz taşıtları imal edilmiştir. 

Ülkemiz, denizcilik için son derece zor koşullara sahip olmasının aksine hammadde konusunda oldukça fazla olanaklara sahiptir. Konu bu açıdan ele alınacak olursa tekne yapımı zanaatının köklerinin oldukça eski olduğunu söylemek mümkündür.

Taşıma şekilleri ve değişimi toplum yapılarına ve coğrafyaya göre farklılık arz etse de tarihin her döneminde deniz taşımacılığı hayatın devamlılığını sağlayan önemli bir unsur olmuştur. Yaşam tarzı ve ihtiyaçlarımızın farklılaştığı dönemimizde bu önem bir kat daha artmıştır. Tarihimiz boyunca coğrafi şartlara bağlı olarak ulaşım açısından da deniz taşımacılığının büyük bir önemi oluşmuştur. Denizaşırı seferlerde tabii olarak daha büyük gemiler kullanılmakla birlikte kıyı seferlerinde tekne ve kayıklar ulaşımın temel aracıdır ve bu sebeple deniz araçlarının günlük hayatta önemli bir yeri bulunmaktadır. 

Coğrafi bakımdan da oldukça verimli ancak bir o kadar da zorlu bir topoğrafyaya sahip olan ülkemizin kıyı yapılarının engebeli olması üretilen ürünlerin farklı destinasyonlara ulaştırılmasını zorlaştırmıştır. Bu noktada deniz taşımacılığı seçeneği devreye girmiştir. Kader olan coğrafyada denizcilik gelişmiş, çeşitlenmiş ve zirvesine ulaşmıştır. Günümüzde toplumun bir kesimi kader olan bu coğrafyada yetişen denizciler hakkında  “Biz denizci değiliz.’’deyişinde bulunmakta olsa da Prof. Dr. İdris Bostan hocanın söylemini hatırlatalım:

"Türklerin, deniz ticaretiyle bir ilgileri yok ; ticareti hep gayri müslimler yaptı diye nesilden nesile söylenen bu lüzumsuz gayretkeşliklerin kaynağına baktığımızda muhtemelen kasıtlı eğilimler olduğu görülüyor. Çünkü tarihi gerçekler hiç öyle değil. Osmanlılar sadece kendileri deniz ticareti yapmakla kalmamışlar denizlere bir deniz hukuku getirmişler. Osmanlı sadece kara devleti ise, o halde padişahlar kendilerini neden “Sultanü’l-berreyn ve hakanü’l-bahreyn” diye tanımladılar?”



Bizim arşivlerimiz muazzam bir deniz tarihi malzemesi barındırıyor ama biz onlardan adeta denizden bir damla almış gibi çalışmalarımızda ancak bu kadarını kullanmış gibi oluyoruz. Deniz tarihi ile ilgili bütün malzeme arşivlerde bir; onu araştıranları bekliyor, iki; onları yayınlayacakları zamanı bekliyor.’’                                                            

O halde soralım yoktur dediğiniz denizciliğin çerçevesini çizebilir misiniz? Toplum mühendislerinin oluşturduğu bu saçma deyim maalesef tutmuş konuyla ilgilenenler tarafından da söylenir olmuştur. Uygulanan bu toplum mühendisliği sonucunda Karadeniz’de hiç olmayan bir tekneyi Karadeniz’in tek teknesi haline getirmişiz “TAKA’’. Karadeniz’de onlarca ayrı özellikleri olan teknelerimiz olmasına rağmen bilinçaltımıza koca Karadeniz’de sizin bir tane tekneniz var algısını yerleştirdiler. Oysa seyahatnamesinde hamsi yemeği tarifini bile anlatan Evliya Çelebi “taka” kelimesinden hiç bahsetmemekte (yok olan bir şeyden nasıl bahsetsin) yörede yolculuk yapmış olduğu Laz Melekselerinden bahsetmektedir.

Denizcilikle ilgili bu konuyu konuştuğumuzda ‘’bu işin mimarları’’ belli diyorlar. Ben de dedemi örnek vermiştim.

Dedem 19 metre Ağrıbarı ile kıyı ticareti yaparmış. Rize’den portakal satın alır Batum’da satar, oradan gazyağı, şeker satın alır Samsun’da satar, pirinç satın alır bu şekilde ticaret yaparmış. Askere gitmiş 4 yıl sonra dönmüş ticaret yapacak, her seferberlikte Anadolu’dan çağrılan can vermeye hazır binlerce insan gibi Çanakkale’ye çağrılmış, hayatının 10 yılı askerlikte geçmiş, ticaret alanı kime kalmış, gayrimüslimlere. Mimar da olmuşlar, ticaret erbabıda. Nasıl olsa meydan boş. Limanların az olduğu bir coğrafyada yelken ve kürekli teknenizle hırçın denizde tekne dolaştıracaksınız, ama denizci olamayacaksınız.

Sahillerde açık mekanlarda konumlanan tekne imalathanelerinde yöredeki, deniz yapısına uygun özelliklerde kendine has tekneler geliştirildi.  

                   

Yörede yaşamış ustalarının mükemmeliyete ulaştırdıkları formalar yöre özeliklerini uygun amaçlı çeşitlendirilmiş. Kalite oluşturacak sağlamlıkta üretilen ahşap teknelerimiz, coğrafyamızda seyrüsefer yapmış. Yelken döneminin sona erip makine döneminin başlangıcına kadar başarıyla yük ve yolcu amaçlı kullanılmışlardır. Makine dönemiyle birlikte teknelerimiz maalesef bu kültür çeşitliliğinden beslenerek günümüze gelebilmeyi başaramamıştır. Makineleşme ile birlikte tekne formaları değişime uğramış, estetik değerler kaybolmuş, donanım tamamıyla iptal edilmiş, daha çok yük ve yolcu taşımaya yönelik tekdüze bir yapılaşmaya gidilmiştir.

Deniz kültürümüze ait bu nadide teknelerin birçoğu kaybolup yitmiş, isimleri unutulmuş bize yabancılaşmıştır. Ancak derinlemesine yapılan araştırmalardan sonra, bu teknelerin ansiklopedik bilgi izlerine rastlayabilmekteyiz. Kıyılarımızda dedelerimizin kullanmış olduğu yelken ve kürekle hareket eden tekneler üzerinde uzun zamandan beri yaptığım çalışma sonucunda geldiğim noktayı sizlerle paylaşayım istedim. Kanımca bir hayli yol aldık, denizcilik konusunda bir farkındalık oluştu.

Geçmişte kıyılarımızda bu kullanılan teknelerin birçoğunun planlarının çıkartılıp, ölçekli modelleri yapılmıştır. Tekneler DTO İzmir şubesinin ikinci katında süresiz sergilenmektedir. Kalan teknelerin modelleme süreci devam etmekte, bu konuda destek olacak sponsorlara ihtiyaç duyulmaktadır. Koleksiyonerler için bu teknelerin modelleri yapılıp satışa sunulmuştur, bunlardan elde edilen gelirle diğer tekneler tamamlanacaktır.

Deniz kültürümüzü gelecek nesillere taşımayı amaçlayan kitap çalışması devam etmektedir.

Türk Kıyı Tekneleri (Facebook) grubumuz aracılığıyla edinmiş olduğumuz binlerce fotoğraftan oluşan teknelerin sınıflandırma ve albüm oluşturma çalışmaları devam etmektedir.Türk Kıyı Tekneleri Denizcilik Müzesi oluşturma çalışmaları devam etmekte, bu konuda destek aranmakta, bu alanda uzun zamandan beri DTO ile yapılan görüşmelerde henüz bir netice alınamamıştır. Dört belediye denizcilik müzesi kurma çabaları içerisinde çalışmalara başlamıştır. Kültürümüze ait bu teknelerin replikalarının yeniden imal edilebilmesi için ‘’ Her il’e bir tekne ‘’ projesini hazırladık. KOSDER Derneği çabalarıyla bir kısım armatörler konuyla ilgili bilgilendirildi. Her armatörün kendi bölgesindeki tekneye destek olup kamuoyu oluşturulması düşünülmektedir. Bu konuda medya yayın organları ile ilişki kurulmasına yardımcı olacak kişilere ihtiyaç duyulmaktadır. 

Her bölge veya il yöresine ait bu teknelerden birinin yapımını üstlenecek, proje üniversite veya odalar koordinatorlüğünde, kalkınma ajanslarında veya AB projeleri kapsamında değerlendirilmesi düşünülmektedir. Bu konuda kamuoyu oluşturularak proje ortağına ihtiyaç duyulacaktır. Proje bittiğinde tüm tekneler Hopadan İskenderuna bütün limanlara uğrayarak seyir yapacaklardır. Konu tartışmaya açılıp yapılabilecekler konusunda ortak fikir oluşturulması düşünülmektedir.

Konuyla ilk girişim yapılmış olup İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi gemi inşa fakültesi bünyesinde, İzmire ait 19 metre Pereme teknesinin yelken kürek dönemini yansıtacak replikasının yapımı için proje yazılmış olup İzmir Kalkınma Ajansına (İZKA) ve Milli Eğitim Bakanlığı fonlarına değerlendirilmesi için gönderilmiştir.

Projeyi anlatıp hayata geçirilmesi konusunda yardımcı olacak kişilere ihtiyacımız vardır. Planları çıkartılıp, ölçekli modelleri biten tekneler:

1-Ağrıbar 2-Alamana 3-Barça 4-Bozburun yük teknesi

5-Çekeleve 6-Çektirme 7-Çoruh kayığı 8-Fethiye piyade, 

9-Fethiye sandalı 10-Gagalı 11-Haliç kayığı 12-İnebolu Kütüğü

13-İğrip kayığı 14-İzmir Kayığı 15-İnebolu yelkenlisi 

16-Kancabaş 17-Martiko 18-Meşhuf 19-Moda sandalı

20-Mavna 21-Pazar kayığı 22-Şayka 23-Şahtur 24-Tombaz 

25-Tav 26-Tirhandil 27-Varka

Gövdesi bitmiş donanımı tamamlanacak tekneler:

1-Azeban 2-Balam 3-Bumbarta 4-Çırnik 5-Gulet 6-İşkampavya

7-Kırlangıç 8-Melekse 9-Pereme 10-Şehtiye 11-Sunbeki

12-Zarok

Araştırma safhası devam eden tekneler:

1-Aktarma, 2-Akabe, 3-Ateş Gemisi, 4-At Gemisi, 5-Avizo,6-Brolik, 7-Balık kayığı, 8-Baştarde, 9-Borazan,10-Burtun,11-Cerim, 12-Çamlıca, 13-Celiye, 14-Çete Kayığı, 15-Çifte kayığı, 16-Fırkate, 17-Funda Kayığı, 18-Gırab, 19-Gambot, 20-Geç Kayığı, 21-Gabar, 22-Harraka, 23-Haçapa, 24-Hanım iğnesi, 25-Hünkâr kayığı 26-Karamürsel, 27-Kıyase, 28-Kaliyata, 29-Kelek, 30-Kik, 31-Koç kayığı,32-Limbo teknesi, 33-Menzil Kayığı, 34-Marmara Kayığı, 35-Nasad, 36-Oransa, 37-Odun kayığı, 38-Pergende, 39-Pembe, 40-Palaşkerme, 41-Şalopa, 42-Şayka, 43-Su kayığı, 44-Saltanat kayığı, 45-Safra kayığı, 46-Sürmene sandalı, 47-Trade, 48-Taş Gemisi, 49-Tuz Kayığı, 50-Top çeker, 51-Üstüaçık, 52-Uçurma,53-Uraniçe, 54-Uşkol, 55-Vardakosta, 56-Varna Beşlisi, 57-Zarbona.

Hakkı Yücel