'Gemi ve Filo Yönetimi Çalıştayı' Karamürsel'de düzenlendi

'Gemi ve Filo Yönetimi Çalıştayı' Karamürsel'de düzenlendi

Kocaeli Üniversitesi Denizcilik Fakültesi tarafından 1. Gemi ve Filo Yönetimi Çalıştayı düzenlendi.

adscode

Deniz Ticaret Odası Kocaeli Şubesi sponsorluğunda yapılan çalıştaya Türk denizcilik camiasının önemli isimleri katıldı. 


Çalıştayın açılış konuşmasında İMEAK Deniz Ticaret Odası Kocaeli Şubesi Meclis Başkanı Kürşat Bal, çalıştayın önemine vurgu yaparak: “Bu tip etkinliklerin deniz ticaretine fayda sağlayacağını düşünüyorum. Sürdürülebilir olması da çok önemli. Denizlere hakim olan cihana hakim olur. Bunun için elimizden geleni yapacağız. Ülkemizin 500 milyar dolar ihracat hedefi var. Toplamda 1,5 trilyon dolarlık ticaret hedefi bulunuyor. Türkiye’nin hedefleri gerçekleştireceğine inanıyorum. Riskler de bulunuyor. Deniz ticaretinin önünün açılması için bürokratik engellerin aşılması gerektiğini düşünüyorum. Limanların hedefi tutturabilmek için yasal şartların yerine gelmesi gerekiyor. “ ifadelerini kullandı.



Kürşat Bal’ın ardından kürsüye çıkan İMEAK Deniz Ticaret Odası Meclis Başkanı Salih Zeki Çakır, denizcilikte filo yönetiminin önemine vurgu yaptı.

Salih Zeki Çakır’ın konuşması şu şekilde: “Bu değerli çalıştayın düşünülmesini şahsen takdire şayan bulduğumu ifade etmek istiyorum. Türkiye’de böyle işlevsel çalıştayların denizcilikte artması gerektiğini düşünüyorum. Ayrıca bu çalışmaların daha fazla beyin fırtınası tarzında yapılması yeni ufuklar açacaktır. Bu konuda üniversitelerimizin de metod geliştirmekte zorlanacağını sanmıyorum.

Filo yönetimi Türk denizcilik camiasında münferit olarak çok iyi başarılan bir konu olsa da batılı anlamda, ölçek ekonomisi oluşturmak ve toplu hareket etmek konusunda daha çok çalışmamız gerekiyor. Konuyu akademik olarak çok farklı dallarda inceleyebiliriz ama ben bir giriş olması bakımından filo yönetiminden de anlaşılmalı bu konulardan bahsederek başlamak istiyorum.

“FİLO YÖNETİMİNİ TİCARİ STRATEJİ OLARAK DÜŞÜNMEK GEREKLİDİR”

Mikro ölçekte filo yönetiminden, teknik, personel ve operasyon yönetimini anlıyoruz. Makro ölçekte ise filoların varlık yönetimi be bu minvalde ticari yönetimi söz konusudur. Bu yönetimi gündelik gemi bağlamak değil, ticari strateji olarak düşünmek gereklidir.

UNCTAD verilerine göre 2018 sonu itibariyle dünya genelinde çeşitli tip ve tonajlarda toplan 50.732 adet gemi ile denizyolu taşımacılığı yapılmaktadır ve toplamda yaklaşık 1.9 milyar DWT taşıma kapasitesi bulunmaktadır.

Türk armatörleri ise 2018 sonu itibariyle, 1.552 parça gemiden oluşan 27,3 milyon DWT toplam taşıma kapasiteli bir filoya sahiptir.



“TÜRK SAHİPLİ FİLONUN YARISI KOSTERLERDEN OLUŞMAKTA”

ISTFIX İstatistikleri dikkate alındığında adet olarak Türk sahipli filonun yaklaşık yarısı, koster olarak adlandırdığımız 1.000  - 12.000 DWT aralığında taşıma kapasitesine sahip küçük tonajlı gemilerden oluşmakta ve bu gemilerin büyük çoğunluğu da Karadeniz – Akdeniz ve kıta Avrupa’sını içine alacak bölgede kısa mesafe deniz taşımacılığında kullanılmaktadır.

 Bu açıdan bakarsak koster gemileri, Türk armatörlük yapısının ana omurgasını oluşturmaktadır. Türk armatörü de temelde kostercidir. Bu bakımda önce teknik, operasyonel ve personel işletmesine bakarsak, bazı konularda israfın olduğunu, varlık ve ticari yönetimi layığıyla yapmak için bu konuları havuz mantığına çevirmenin gerekliliğinden bahsetmek istiyorum.

Avrupa’da havuz sistemi hem ticari hem de teknik işletmecilik olarak oldukça gelişmiş durumda. Özellikle çok sayıda armatörün kendi işletmesini kurup yönetmesine kıyasla gemilerin tek bir çatı şirket altında toplanıp işletilmesi verimliliği arttırıcı bir etki yaratıyor ki bu da en temel ekonomi prensiplerinden olan ölçek ekonomisinin bir gereği.

Personel ve yedek parça temini, ekipmanların bakım tutumu, hasar yönetimi başta olmak üzere birçok işlem daha uygun koşullarda daha uygun maliyetlerde yapılabilecek iken Türk armatörleri kontırlü kaybetmemek adına bu tür bir işletme altında faaliyet göstermekten imtina etmektedir. Bu da her türlü riski üstlenmelerine neden olmaktadır.

Burada tek suçlu armatör değildir. Bu konuda ihtisaslaşmış şirket sayısının artması gerekmektedir. Mevcutların da bazıları hariç çoğunun raporlama ve idare konularında dünya çapında uygulamaları örnek alması gereklidir.

Personel kalitesinde ve personel idaresinde aynı anda uluslararası standartlara ulaşmak gereklidir. Bu iki yönden yürütülmesi gereken bir konu. Yine işletme şirketlerinin bu konuyu münferit şirketlerden daha iyi yönetmesi kaçınılmazdır. Eğitimli personel havuzları, personelin meslek içi eğitimi bu şekilde daha sıkı takip edilir.

Bu konuları eğitimli personellere bırakmak ve dolayısıyla okullu filo yöneticileri geliştirmek gereklidir. Ancak bu şekilde armatörler varlık ve ticaret yönetimine yani asıl amaç olan para kazanmaya veya duruma göre para kaybetmemeye yönelebilirler.



“FİNANS KAYNAKLARI ÇEŞİTLENMELİ”

Türk armatörlerinin finans kaynaklarını çeşitlendirmek gereklidir. Armatörün finansal okur-yazarlığı ve ekonomik bilgisinin artması gerekmektedir. BU şekilde doğru kararlar verilir. Doğru gemiyi doğru zamanda almak bu konuya konsantre olmakla olur.
Buna paralel olarak iyi paralar uzun seferlerde kazanılır. Bunun için de Avrupa’daki liman devleti kontrollerinden korkmayacak, Avrupa’daki kiracılarla anlaşabilecek, uluslararası kurallarla gemi bağlatıp para kazanacak işletmeler kurmazsak dünyanın değişim hızına ayak uyduramayacak ve hzla rekabetçiliğimizi kaybedeceğiz.

“ATALARIMIZ İLK DEFA DENİZLE KARAMÜRSEL’DE TANIŞTILAR”

Karamürsel Kaymakamı Ahmet Narinoğlu ise yaptığı konuşmada Karamürsel’in Türk denizciliği açısından önemine vurgu yaparak: “Atalarımız ilk defa denizle Karamürsel’de tanıştılar. Burayı fetheden Karamürsel Alp bir liman kurdu. Kendi adıyla bir kadırga. Burada bir çalıştay düzenledik. Hem atalarımızın kurduğu limanı ortaya çıkartmak, hem de Karamürsel kadırgasını aslına uygun tekrar inşa etmek ve varsa körfezdeki batıkları keşfetmek istiyoruz. Yüksekokulumuz var, fakültemiz var, hayalimiz denizcilik üniversitesi. İnşallah geleceğin söz sahibi insanlar bunu yapar. Denizi olmayan devletlerin geleceği yok. Gelecekte var olacaksak siz denizcilerin var olması gerektiğini düşünüyorum. “ şeklinde konuştu.

Kocaeli Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Sadettin Hülagü, Denizcilikte teknolojik trendlerin yakalanması konusuna vurgu yaptı. Prof. Dr. Sadettin Hülagü, yaptığı konuşmada şöyle konuştu:

“Denizcilikteki önemli gelişmelerde geride kaldığımızı düşünerek meslek yüksekokulumuzu fakülteye dönüştürmek için çalışmalar yaptık. Fakülte kurulması için destekleri olan hizmetleri olan herkese teşekkür etmek istiyorum. Su ürünlerinden deniz turizmine ülke ekonomisine büyük destek sağlayan denizcilik sektörümüz ülkemize katkı sağlamaktadır.



Ülkemizin insan gücü ve eğitimdeki gelişkinliğine rağmen teknolojiden geri bırakılmamıza rağmen yerli projelerle büyük bir atılımın olduğunu görmemek mümkün değildir. Yerli üretimde Yüzde 22’lerden yüzde 80’lere çıkmış durumdayız. Ülkemiz tersanecilik ve gemi inşa alanında da söz sahibi konumu gelmiştir. MİLGEM gibi askeri gemi projelerinin hayata geçirilmesi Türkiye’yi önemli bir merkez haline getirmiştir. 

“GEMİ OTOMASYON MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ İÇİN ÇALIŞMALARIMIZ SÜRÜYOR”

Lisansüstü ve doktora eğitimlerini denizcilik fakültemizde gerçekleştirmek için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Endüstri 4.0 insan gücünü en aza indirmeyi hedeflemektedir. Denizcilik alanında da kayda değer bir talep oluştu. Mürettebatsız gemi konusu bile tartışmaya açıldı. Denizcilikle ilgili bölümler eğitim faaliyetlerine devam etse de vizyonun farkında olarak gemi otomasyon mühendisliğini başlı başlına bir konum belirleyerek üniversitemizde bu bölümü açmak için çalışmalarımıza başladık. İnsan sermayesi göz ardı edilmemelidir. İnsan kalitesine çok önem vermemiz gerekiyor. Önümüzdeki günlerde danışma kurullarını oluşturarak fakültemizin eğitim planlarını yeniden yapılandıracağız. “

Kocaeli Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Dekan Yardımcısı Dr. Öğretim Üyesi Muhammed Bamyacı, çalıştayda yapılacak paneller hakkında katılımcıları bilgilendirdi. Bamyacı: "Çalıştayı yapmaktaki amacımız, gemi ve filo yönetimini masaya yatıran bir çalışma olmadığını gördük. Başka çalışmalar vardı fakat gemi ve filo yönetimini baştan sona masaya yatıran çalıştay yapılmadığını gördük. Konuyla ilgili yazılan kitap da yok. Bu konunun duayenlerini, Türkiye’nin en büyük üniversitelerinden mezun dostlarımızı davet ettik. Önce armatörün gemi ve filo yönetiminden ne sıkıntıları var dedik. İşin ticari boyutu var. Ticari perspektif de bu çalıştayda anlatılacak. Gemilerin teknik yapıları konusu da çalıştayımızın konuları arasında…Stok yönetimi ve satın alma konusunu da anlatacağız. " ifadelerini kullandı.



Açılış konuşmalarının ardından çalıştay panel kısmıyla devam etti. Gemi filo yönetiminde armatör perspektifi, ticari ve teknik perspektif konuları tartışıldı. Panelde Salih Zeki Çakır, Gemi Filo Yönetimini armatör yönünden anlattı. Gemi Filo Yönetiminin Ticari perspektini Harun Şişmanyazıcı, teknik perspektifini ise Behzat Esinduy anlattı.

Çalıştay'da ikinci panelde Tamir - Bakım, Yedek Parça / Malzeme Yönetimi konusunda Yaşar Canca, Sigorta konusunda Türk P&I Genel Müdürü Ufuk Teker ve Kılavuzluk Hizmetleri konusunda Cahit İstikbal katılımcıları bilgilendirdi.

Üçüncü panelde Kumanya ve Malzeme, Yakıt ve Yağ ile Su Temini konuları hakkında bilgi verildi.

Kumanya ve Malzeme Temini konusunda Vahit Şimşek, Yakıt Temini konusunda Mustafa Muhtaroğlu ve Yap ile Su temini konusunda da Barış Türkmen katılımcıları bilgilendirdi.


Son panelde ise Personel konusu masaya yatırıldı. Personel temini konusunda Özgür Alemdağ sunum yaptı. Özgür Alemdağ’ın sunumunun ardından KOSDER Müdürü Tibet Özay bir konuşma yaptı.

Tibet Özay, Personel Yönetimi başlıklı konuşmasında şu ifadeleri kullandı:

Yaklaşık 25 yıla yakın denizcilik sektöründe Personel Müdürlüğünden sonra Koster Armatörleri ve İşletmecileri Derneği KOSDER de hem İnsan Kaynakları Danışmanı hem de Dernek Müdürü olarak çalışmaya devam ediyorum. Hem İnsan Kaynakları Departmanları hem de Stajyerlerle ilgili tespitlerimden bahsetmek istiyorum.

Genelde bu tip toplantılarda hep gemi insanlarının yaşattığı sıkıntılar, problemler ve verdikleri zararlardan söz edilir. Bugün tam tersini Personel Müdürlerini ele alalım. Mesela ben personel müdürlüğü yaptığım dönemde kontratını bitirip seferden yeni dönmüş bir Kaptanımı o gece tekrar sefere yolladığımı bilirim…

Eşinden azar işitme pahasına da olsa, zorda kaldığım zaman tatilini yarıda bırakıp gemiye koşarak katılan personelimi de bilirim ben….

Peki sorarım sizlere bu kadar önemli bir kurtarışı para ile ölçebilir misiniz? Cevap kesinlikle HAYIR…..
Para için kimse tatilini yarıda kesmez veya kontrat dönüşünün gecesi 1 seferlik para için gemiye gitmez. Bunun formülü, Personel Müdürünün becerisi, kuvvetli olan beşeri ilişkisidir Değerli konuklarımız…Türk insanı vefalıdır.. ve bu fedakarlığı inanın ancak Türk insanı yapar.. bu benim şahsi görüşüm tabiki…

Bu durumda Personel müdürü de vefalı olmalıdır bu özel insanlara…
Personel müdürü güler yüzlü olacak
Personel müdürü iş bitirici olacak
Personel müdürü kötü günde personelinin yanında olacak
Personel müdürü personeline yeri geldiğinde destek olacak
Personel müdürü hukukçu olacak
Personel müdürü psikolog olacak
Asla hak yemeyecek, 
Armatöründe hakkını yedirmeyecek.

Uzun lafın kısası personel müdürü adına yakışır olup önce personeline değer verecek ve verdirtecektir.

Bir firmada işe başlarken Armatör bana “Portföyünüz kaç kişi” ? diye sormuştu. 
Bende portföyüm diğer personel müdürü arkadaşlarım demiştim.
Sektörümüz birbirlerine rakip olmalarına rağmen bir o kadar da destek olan tek sektördür..



Çağa ayak uydurmalıdır personel müdürü… Yeni fikirler üretmelidir. Çok iyi bir organizasyon düzenleme yeteneği bulunmalıdır. Bunun içinde yeri geldiğinde dışarıdan destek almalıdır. 

Farklı düşünebilmelidir. Sorun değil, sorun olanlara çözüm olmalıdır.

Personel Müdürünün hedefleri: Daha az personel değişimi ve Personelin gemide sorunsuz kontrat bitirmesini sağlamak../ Personelin en azından 1-2 kontrat sonra görev yükselmesine olanak sağlayacak ortamları yaratmak. Personelin şartları sorgulamaksızın tekrar firmaya geri dönmesini sağlamak……

Personelin kendisini şirketinde, gemisinde DEĞERLİ hissetmesinin olumlu geri bildirimleri için Gerek gemide bulunan gerekse görüşmeye gelmiş bir Gemi adamına “DEĞER” verdiğimizi onun bizim için önemli olduğunu davranışlarımızla bariz bir şekilde belli etmeliyiz... En basiti bir çay ile bir kahve ile. İşi bırakıp gözlerinin içine baka baka onunla iletişime girerek. Bu uygulama bize ummadığımız geri bildirimleri kazandıracaktır.

Gemi insanlarına gelince; Artık herkesin kabadayılıkla işlerin yürümeyeceğini iyi bilmesi gerekiyor. Gemilerde ortalığı karıştıran insanlar aylarca iş arıyorlar.. Firmalar referans almadan neredeyse kimseyi gemilerine yollamıyorlar.. O nedenle artık herkes kendine dikkat etmek zorunda eğer çalışıp kazanmak istiyorsa..

İşini çok iyi bilen ama geçimsiz bir insan asla kabul görmüyor.. İşini az bilen ama uyumlu insanlar tercih ediliyor artık işyerlerinde…Bugün birçok firmamız Türk Personelden vazgeçip Yabancı personele dönüyorlar. Oturup bunun sebeplerini düşünmek gerekir. Neden sorusunu sormak gerekir. Öz eleştirimizi yapmak gerekir. 

Kuşkusuz şu ana kadar bahsettiğim konuların hepsi stajyer arkadaşlarımız için de geçerlidir. Ancak doğal olarak sizler şu an sadece staj bulmaya endekslenmiş durumdasınız. 

Bu konu hakkında da sizlerle güzel bir bilgi paylaşmak isterim. Deniz Ticaret Odamız bu konuya el atmış ve çok faydalı olacağını düşündüğüm, keza danışmanlığını da yaptığım Stajyerlerle Firmaları sanal ortamda buluşturacak bir platformu hizmete sokmak üzeredir. Çalışmalar da sona gelinmiş ve en kısa sürede bu site yayına girecek olup sizlere konu hakkında da gerekli tanıtım yapılacaktır.
Son olarak; Stajyer kardeşlerime birkaç önerim olacak... 

İş müracaatına gittiğiniz firmalarda “gemilerde internet var mı?” sorusunu geminin tonajını, tipini, bayrağını, makinasını, sefer bölgesini öğrendikten sonra sorun…

Gemilere staj süresini bitirmek için değil, mesleğinizi nazari olarak öğrenmek için gidin.

Ama her şeyden önce kendinize dikkat edin, hem de çok dikkat edin…..

Değerli konuklar, sadece öğrenci arkadaşlarımızın değil, gemide, karada çalışan tüm denizcilerin kendilerini yenilemeleri, hedeflerini yükseltmeleri gerekiyor."

Tibet Özay’ın konuşmasının ardından çalıştay, Yalova Üniversitesi Öğretim Görevlisi Hakan İlağa’nın Mevzuatın Gemi ve Filo Yönetimine Etkisi konulu sunumu ile sona erdi.

TURKDENİZ.COM