Maltepe Üniversitesi’nin düzenlediği 9. Geleneksel Lojistik ve Ticaret Buluşması, Ticaret Bakan Yardımcısı Tuna Turagay’ın katılımıyla Maltepe Üniversitesi Kültür Merkezi Mimar Vedat Çakırca Konferans Salonu’nda yapıldı.

Yaklaşık binin üzerinde üniversite ve lise öğrencisinin dinleyici olarak katıldıkları konferansta akademisyenler de hazır bulundu.

Konferansın açılış konuşmasını yapan Maltepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Şahin Karasar, “Üzerinde bulunduğumuz kadim coğrafya, stratejik önemi açısından çok büyük avantajlara sahip. İpek Yolu, Baharat Yolu ve ö dönemin ticareti, bunun en büyük göstergesi. Fakat aynı ölçüde de dezavantaja sahip çünkü bütün dünyanın gözü de bir şekilde burada. Son zamanlardaki ekonomik saldırıları, döviz savaşlarını biliyor, görüyor ve yaşıyorsunuz. Biz bu toprakların üzerinde yaşadıkça bunların hepsi bu şekilde devam edecek. Ama biz uluslararası ticarette, lojistikte ne kadar güçlü olursak bunları defetme şansımız da o kadar kolay olacak.

"Hayatta her şey teorideki gibi olmuyor"

Rakamlara baktığımızda, 10-15 yıl önce belli bir kapasitede olan ticaret hacminin bugün kaça katladığını görüyoruz. Bu alanda bir araya gelmek, sektör profesyonellerini akademiyle ve öğrencilerimizle buluşturmak da Maltepe Üniversitesi’nin artık bir misyonu haline geldi. Sadece uluslararası ticaret ve lojistik alanında değil, bizim öğrencilerimiz hangi alanda eğitim görürlerse görsünler mutlaka sınıfın içine bir sektör profesyonelini sokmaya çalışıyoruz. Hayatta her şey teorideki gibi olmuyor. Hayatın, mesleklerin kendine has dinamikleri, özellikleri var. Öğrencilerimizin bunlarla da karşılaşmalarını ve tanışmalarını istiyoruz ki gerçek hayata daha sağlıklı bir şekilde hazırlansınlar” dedi. 
Ticaret Bakan Yardımcısı Tuna Turagay ise şu açıklamalarda bulundu: “Ticaret diyoruz. Ticaret tek başına bir şey ifade etmiyor, lojistikle tamamlanması gerekiyor. Bugün dünya ticaretine baktığımız zaman, dünya ticaret hacmi 18,7 trilyon dolar. Türkiye’nin ihracatı geçen sene 168 milyar dolara çıktı. Dünya ticaretinden aldığımız pay sadece 0,90. Düşünün, koskoca Türkiye’nin dünya ticaretinden aldığı pay 0,90. Bunu arttırmamız gerekiyor. Bunu nasıl arttırırız? Evet, üretimi arttırmamız lazım, ihracata yönelmemiz lazım, ama sizin gibi girişimcilere çok ihtiyacımız var. Konunun ehli, konusunda profesyonelleşmiş, ticareti a’dan z’ye bilen, lojistik konusunda uzmanlaşmış, gerçekten sizin gibi dinamik, çalışkan arkadaşlara ihtiyacımız var.

"Türkiye lojistik potansiyelinin sadece yüzde 13’ünü kullanıyor"

Bugün lojistik dediğimiz zaman, üretimden son nokta olan tüketiciye ulaşıncaya kadar tüm o arada yapılan hizmetleri kapsayan bir hizmet olarak görüyoruz. Türkiye coğrafi konumu açısından dünyanın önemli merkezlerinden biri ama bunu kullanamıyoruz. Yapılan araştırmalara göre, Türkiye lojistik potansiyelinin sadece yüzde 13’ünü kullanıyor. Bu kabul edilebilir bir şey değil. Burada devlet olarak bize de düşen çok büyük görevler ve sorumluluklar var. Her şeyden önce, lojistik konusunda bir koordinasyon eksikliği var ve bununla ilgili Lojistik Koordinasyon Kurulu oluşturulmuş durumda. Burada Ulaştırma Bakanlığı, Ticaret Bakanlığı, ilgili sivil toplum kuruluşları, ilgili diğer bakanlıklar, hep beraber oturuyoruz. Türkiye’nin lojistik mastır planı üzerinde çalışıyoruz. Lojistik merkezlerinin kurulması için bunun hukuki altyapısını oluşturmaya gayret ediyoruz. Hükumetimizin şu anda gösterdiği kararlılık çerçevesinde ihracatımızı arttırmak, sektörlerimizin önünü açmak için her türlü tedbiri almaya hazırız. Bu taahhüdü de Ticaret Bakanlığımız adına, Sayın Bakanımızın talimatları çerçevesinde sizlere vermeyi bir borç biliyorum.” 

Konuşmaların ardından Maltepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Şahin Karasar, Ticaret Bakan Yardımcısı Tuna Turagay’a plaket takdim etti.

Daha sonra Maltepe Üniversitesi Yılın Lojistik Şirketi Ödülü’nün kazananı PTT olarak açıklandı. PTT AŞ adına ödülü Genel Müdür Yardımcısı Gürbüz Akbulut, Rektör Şahin Karasar’ın elinden aldı. Akbulut, “Böyle önemli bir programda, böyle önemli bir konuda bize bu ödülü layık gören sizlere çok teşekkür ediyorum. 1840 yılında kurulmuş, ülkemizin istiklalinde ve istikbalinde var olan bir kurum olarak, bir dünya markası olma yolunda gece gündüz çalıştığımız, yaklaşım 45 bin çalışanıyla hep beraber coğrafyamızın her metrekaresine koşturan bir kurum olarak hem ülkemizin, hem de ülke lojistiği ve ticaretinin emrinde olduğumuzu belirtmek istiyorum” dedi. 

Ardından konferansın birinci oturumuna geçildi. İşletme ve Yönetim Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Gonca Telli’nin yönettiği oturumda Mustafa Albayrak, Adalet İnanç ve Salih Zeki Çakır konuşmacı olarak yer aldı. 

İMEAK Deniz Ticaret Odası Meclis Başkanı Salih Zeki Çakır, yaptığı konuşmada şu ifadeleri kullandı.

2018 sonu itibariyle dünya deniz taşımacılığı yaklaşık 12 milyar tonu bulmuş, bu miktarda yük yaklaşık 1.9 milyar DWT büyüklüğünde bir filoyla taşınmaktadır. Dünya ticaretinin yüzde 85’i deniz yoluyla gerçekleşmektedir. Türkiye limanlarında elleçlenen yük miktarı 500 milyon tona yaklaşmıştır. Bu da ülkemizin dünya deniz ticaretinin yüzde 4.2’sine kaynak olduğunu göstermektedir. Türk sahipli deniz ticaret filosu son Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı verilerine göre 27.2 milyon DWT ile yüzde 1.4’lük bir pay almaktadır ve 15. sıradadır. Toplam nüfusu 1520 parçayla 12. sıradadır. Komşumuz Yunanistan 330 milyon DWT ile dünya deniz ticaret filosunun yüzde 17.3’üne sahiptir.

"Koster filosunun en büyük sorunu yüksek olan yaş ortalamasıdır"

İstanbul Navlun Endeksi verilerine göre ise ülkemizin yakın çevresi olan Avrupa, Akdeniz ve Karadeniz sularında 2. Milyar ton civarında bir kısa mesafeli deniz taşımacılığı faaliyeti gerçekleşmektedir. Bunun 500 milyon tonu kuru/genel yükten müteşekkildir ve bu ticarette de 800 parçadan müteşekkil Türk sahipli koster filosu çok önemli bir rol oynamaktadır ve bölge filosunun yüzde 35’ini oluşturmaktadır. Koster filosunun en büyük sorunu 25’in üzerindeki denizcilik standartlarına göre çok yüksek olan yaş ortalamasıdır.

Deniz Ticaret Odası deniz ticaretimizin tüm paydaşlarını kapsamaktadır. Filomuzun gücünü arttırması, yukarıda aktarılan rakamlarda görülen payı gerek filonun genelinde gerekse koster özelinde daha yukarılara taşıması ve bölge ticaretinden daha faza pay alınması “Milli ülkümüz olarak benimseyip az zamanda başarmamız gereken” denizciliğimizin olmazsa olmazlarındandır.

"İstanbul süper denizcilik merkezi olmayı hak etmektedir"

Deniz Ticaret Odası’nın en büyük hedefi, Türk denizciliğini her yönüyle dünyanın en büyük denizci milletleri seviyesine çıkartmaktır. Finans merkezi olma yolunda ilerleyen İstanbul’umuzu bu gelişimin doğal bir sonucu olarak dünya denizcilik merkezleri arasında da çok önemli bir noktaya taşıma misyonunu üstlenmiştir. İstanbul süper denizcilik merkezi olmayı hak etmektedir.

Oda politikamız Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün gösterdiği yöndür ve bu Deniz Ticaret Odası’nın kuruluşundan bile eskiye gitmektedir. Hükümetimizin Türkiye’yi küresel bir güç haline getirmek için sar ettiği çabaya paralel olarak, artan ihracat gücünü desteklemek üzere bilhassa kısa mesafeli deniz taşımacılık filomuzun Pazar payını arttırmak için koster yenileme projesini desteklemekteyiz. Bu konuda Deniz Ticaret Odası Yönetimi olarak sektör paydaşlarıyla birlikte büyük bir motivasyonla finansal kaynak arayışımızı sürdürmekteyiz.

"Ticari/politik engel kalmaması ve rekabetçi gücünün arttırılması politikamızdır"

Bir diğer politikamız da ülkemizdeki gemi inşa sanayii olsun gemi yan sanayii olsun bu sanayi kollarının dünya çapında ticaret yapabilirliğini olumsuz etkileyen ve çeşitli platformlarda dile getirilen tarife dışı engellerle mücadeledir. Türk gemi işletmecisinin de üreticisinin de ihracatçısının da önünde ticari/politik bir engel kalmaması ve rekabetçi gücünün arttırılması politikamızdır.

Küresel büyüme arttıkça, küresel deniz ticareti de artacaktır. Güneydoğu Asya’da şahsi harcamalar hızla artmaktadır. Gelişmekte olan ülkeler kırılganlıklarına rağmen küresel büyümenin dinamosu olmaktadırlar ve bu ekonomilerin hepsinde deniz ticareti önemli bir araçtır. Kısa vadeli Brexit, ticaret savaşları gibi belirsizlikler ortadan kalktıkça ticaretin önünde tek düşünülmesi gereken finansal istikrar olacaktır. Bu sağlandığı sürece sağlıklı ticaret ve deniz ticareti büyümesi devam edecektir.

"İstikrarlı büyüme için her türlü gerekçe ve araç Türkiye’nin elinde olacaktır"

Türkiye’nin küresel konjoktöre entegre olarak yoluna devam edeceğini düşünüyoruz. İstikrarlı büyüme için her türlü gerekçe ve araç Türkiye’nin elinde olacaktır. Bu arada mücavir ülkelerin ekonomileri de dünyaya hızla entegre olabilirse şu anda Türkiye çevresinin getirdiği külfetleri nimete çevirecektir. Arap baharı, Ukrayna gerginliği ve Suriye gerginliği gibi meseleler ortaya çıkmadan önce ülkenin yakaladığı ivmeyi hatırlarsak bugün Mena Bölgesinde ve civar ülkelerde demokratikleşme ve liberalleşmesinin  artmasının Türkiye’ye yansıması rahatlıkla okunacaktır.

"Teknolojik gelişmelerin getireceği fırsatları kaçırmamak için çok çalışıp hazırlıklı olmalıyız"

Ülkemizin ve insanımızın refah düzeyinin artmasında denizcilik faaliyetleri / ticareti çok önem arz etmektedir. Bu alanda gelecek yollarda özellikle teknolojik gelişmelerin getireceği fırsatları kaçırmamak için çok çalışıp hazırlıklı olmalıyız.

Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı (UNCTAD) uluslararası ticaret ve lojistiği etkileyecek, şekillendirecek eğilimleri şöyle sıralamaktadır. Bu eğilimlerin lojistik firmaları ve dış ticaret firmaları açısından aynı zamanda fırsatlar ve tehditler oluşturduğunu söyleyebiliriz.

• Korumacılık
• Sayılsallaştırma (Digitalization – ETicaret)
• Çin devletinin; Bir Kuşak – Bir Yol – OBOR Projesi
• Kümelenme
• Limanlar ve konteyner hatlarının ilişkisi
• Gelişen yeni teknolojiler
• İklim değişikliği

Her bir başlık bir akademik çalışma ister. Üniversiteler – akademi camiası bunun için var. Bu başlıkların etki analizleri yapılıp ülkemiz lojistik ve ticaret sektörünün nasıl etkileneceğini, fırsatlar ve tehditleri ortaya koymalıyız.

TURKDENİZ.COM