Kabotaj Bayramı, İstanbul'da kutlandı

Kabotaj Bayramı, İstanbul'da kutlandı

1 Temmuz Denizcilik ve Kabotaj Bayramı kutlamaları İstanbul'da yapıldı.

adscode

1 Temmuz Denizcilik ve Kabotaj Bayramı İstanbul’da kutlandı. Beşiktaş Meydanındaki kutlamalarda birçok sektör temsilcisi hazır bulundu. Törenin açılış konuşmasını İMEAK Deniz Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Kıran yaptı. 

Denizciliğin ülkemiz için önemine vurgu yapan Tamer Kıran, şu ifadeleri kullandı: “Denizler, Ülkelerin güvenliği ve refahı için vazgeçilmez öneme sahiptir.  Tarih boyunca denizi iyi kullanabilen, deniz hak ve menfaatlerini koruyup, geliştirebilen ülkeler diğerlerine göre daha fazla başarıya ulaşmışlar, dünya refahından daha fazla pay sahibi olabilmişlerdir. Tarihimizin her döneminde denizcilik alanında pek çok başarı ve zafer kazanan ulusumuz, Osmanlı devletinin son zamanlarında yabancı ülke gemilerine tanınan ayrıcalıklar nedeniyle maalesef deniz ticaretinde ve denizcilik alanında ilerleme kaydedememiştir. 

Ulusal Kurtuluş Savaşımız sonrasında imzalanan Lozan Antlaşmasıyla Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsızlık ve egemenliği tüm dünyada tescil edilerek, siyasal, ekonomik ve toplumsal yaşam alanlarında yeni bir sayfa açılmıştır. Bu tarihi milattan sadece 3 yıl sonra, büyük Atatürk’ün direktifine istinaden 1 Temmuz 1926 tarihinde yürürlüğe giren Kabotaj Kanunu ile “Türkiye Limanları ve Sahilleri arasındaki yük ve yolcu taşıması ile kılavuzluk ve römorkaj hizmetlerinin bundan böyle, Türk vatandaşları ile Türk Bayrağı taşıyan gemilerle yapılacağı” tüm dünyaya ilan edilmiştir.  

"Denizlerimizdeki hükümranlık haklarımız perçinlenmemiş, aynı zamanda denizciliğimizin gelişmesi için de hayati önemi haiz bir adım atılmıştır"



350 yıldır süre gelen yabancılara verilen imtiyazları (Kapitülasyonları) sona erdiren bu Kanun ile, sadece bağımsızlığımız ve denizlerimizdeki hükümranlık haklarımız perçinlenmemiş, aynı zamanda denizciliğimizin gelişmesi için de hayati önemi haiz bir adım atılmıştır.

Kabotaj kanunundan 10 yıl sonra, 20 Temmuz 1936’da imzalanan Montö Boğazlar Sözleşmesi ile de Türkiye’nin egemenlik haklarındaki bütünlük tesis edilmiştir.
Kazanılan bu değerlerin bilinci içerisinde ve Mustafa Kemal Atatürk’ün “Denizciliği Türk’ün büyük milli ülküsü olarak benimsemeli ve az zamanda başarmalıyız.” vasiyeti doğrultusunda, yüce milletimizce büyük bir azim ve kararlılıkla çalışılarak, denizciliğimiz muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkarılabilmiştir.


Türk denizciliği bugün ulaşmış olduğu düzeyi, Cumhuriyet’e, Cumhuriyet’in kazanımı olan Kabotaj Kanunu’na, o ilk yılların inanılmaz çabalarıyla elde edilen düzenlemelere ve sonuçlarına borçludur. Bugün taşımacılıktan balıkçılığa, gemi inşa ve onarımından sigortacılığa, deniz turizminden limancılığa, ikmal hizmetlerinden deniz eğitimine, denizciliğin her alanında gösterdiğimiz gelişme ve başarılar, Cumhuriyet’in ve onun ilk yıllarında elde edilmiş olan Kabotaj Hakkının yarattığı olağanüstü imkan sayesindedir.



Bu vesileyle, Denizcilik Sektörümüz adına, Mavi Vatanımız olarak kabul ettiğimiz deniz yetki alanlarımızda hak ve menfaatlerimizin korunmasına büyük önem atfettiğimizi ifade etmek ve şu an Doğu Akdeniz başta olmak üzere denizlerimizde bu yönde yoğun ve etkin bir gayret ortaya koyan denizcilerimize şükranlarımızı sunmak istiyorum. 
Bu duygu ve düşüncelerle başta Cumhuriyetimizin kurucusu ulu önder Mustafa Kemal ATATÜRK olmak üzere, tarihimizin tüm büyük denizcilerini, deniz savaşlarında, deniz kazalarında hayatını kaybeden bütün şehitlerimizi, bu mesleğe emeği geçen ve ebediyete intikal eden tüm denizcilerimizi rahmet ve minnetle anıyor, bu sektörün gelişmesinde ve ilerlemesinde emeği geçen tüm denizcilerin ve tüm halkımızın Denizcilik ve Kabotaj Bayramı'nı kutluyorum.”

Tamer Kıran’ın ardından Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Kıyı Emniyeti Genel Müdürü Durmuş Ünüvar kürsüye çıktı.  Kabotaj Kanununun Türkiye’nin karasularındaki bağımsızlığını ilan etmesi demek olduğunu belirten Ünüvar, şu ifadeleri kullandı: “1926 tarihi itibariyle Türk denizciliğinin bağımsızlığı ve denizciliğimizin bu günlere gelmesi açısından büyük önemi bulunan kabotaj kanunu, bundan tam 93 yıl önce 1 temmuz 1926’da yürürlüğe girdiği malumlarınızdır. 

"Kabotaj Kanunu Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşu ile ilan ettiği tam bağımsızlığının karasularındaki egemenliği ile pekiştirilmesidir"


1 Temmuz 1926 tarihinde yürürlüğe giren kabotaj kanunu, Türkiye Cumhuriyeti’nin en büyük ulusal egemenlik ve bağımsızlık sembollerindendir. Bu kanun genç Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşu ile ilan ettiği tam bağımsızlığının karasularındaki egemenliği ile pekiştirilmesidir.

Kabotaj kanunu ve denizdeki kapitülasyonların kaldırılması ile Türk karasularında yük ve yolcu taşıması ile kılavuzluk ve römorkörcülük hizmetlerini verme hakkının Türk bayraklı gemilere tanınmış olduğundan, denizciliğimizin ve ekonomimizin bugün her geçen gün artan gelişim ve rekabetçiliğinin ilk temeli oluşturulmuştur.

“Kabotaj kanunu” ile artık yabancı devletlerin Türk deniz ticaretindeki hâkimiyeti sona ermiş, ülkemiz kıyılarında ve limanlarında her türlü denizcilik faaliyetleri Türk bayrağı taşıyan gemilerle ve yerli firmalarla yerine getirilmeye başlanmış ve denizcilik sektörümüzün gelişmesi için önemli bir süreç başlamıştır. 

1 Temmuz, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına denizcilikte ciddi menfaat ve ticari kazanç sağlayışının 93. yıl dönümüdür. Deniz gücünün sadece donanmadan ibaret olmayıp, ticaret filosu, gemi inşa sanayisi ve limancılık faaliyetleriyle bir bütün olduğunun ilk kez kanun düzeyinde bir devlet stratejisiyle teşvik edilmesinin de yıldönümüdür.

Ülkemizin denizlerde sahip olduğu bu zengin potansiyeli en iyi şekilde değerlendirerek, dünya denizciliğinde hak ettiğimiz yeri almamız hepimizin ortak dileğidir. Unutmayalım ki denize ve denizciliğe verilecek önem ölçüsünde Türkiye Cumhuriyeti büyüyecek ve güçlenecektir.

Mavi vatanımız olan denizlerimiz Türkiye’nin coşkulu rengi ve temiz kokusudur.  Bu hassasiyetle ulaştırma ve altyapı bakanlığımız vatandaşımızla mavi denizlerimizi buluşturacak nice çalışmaya imza atmakta ve bu azim ve sebatla denizciliğimizin önünü açacak birçok yasal düzenlemeleri ve projeyi hayata geçirmektedir. 
Sınırlarının yüzde 70 inden fazlası denizlerle çevrili olan ve üç kıtanın geçiş yolunda bulunan türkiye var olduğu coğrafyada tartışmasız bir deniz ülkesidir. Nüfusumuzun yüzde 50’sinden fazlası deniz kıyısında olan şehirlerde yaşamaktadır. 

Şunu bilmeliyiz ki yaşadığımız coğrafya denizci olmayan devletleri ve sırtını deniz dönen milletleri affetmemektedir.

Dünya Bankası ve IMF’nin Ocak 2018 verilerine göre dünyada yılda sağlanan gayri safi yurtiçi hasıla toplam 80 trilyon ABD dolarını aşmış olup bunun 25-30 trilyon dolarlık kısmı denizlerden sağlanmaktadır.

Denizler ve okyanuslar içerisinde Akdeniz havzası, Karadeniz, Ege Denizi ve Adriyatik Denizi dahil yaklaşık yüzde 1’lik bir satıh alanına sahiptir. Dünya deniz ulaştırmasında Akdeniz havzasının payı yüzde 25’in üzerinde olup Türkiye, Akdeniz havzasının önemli bir bölümüne ve en uzun kıyı şeridine sahiptir.

Dünya deniz ulaştırmasında Türkiye’nin payını arttırmak, Türk denizciliğini daha ileri noktalara taşımak için denizcilik sektörümüzle birlikte ortak projeler geliştirerek sektörün büyümesi yönünde çalışmalar devam etmektedir.    

2003 yılında Türk sahipli deniz ticaret filosu 8,9 milyon DWT ile dünyada 18. sırada iken bugün Türk sahipli 30 milyon DWT'lik deniz ticaret filomuzla dünya sıralamasında 15. ülke olarak diğer denizci ülkelerle yarışır konuma gelmiş durumdayız. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı olarak diğer kurumlarımızla birlikte, çevre denizleri ve ekonomileri izleyerek deniz ticaret filomuzu ve denizcilikten aldığımız payın arttırılmasının ancak aktif inisiyatif alarak deniz taşımacılığımızı ve gemi sanayini desteklemekten geçtiğini ve hepsinden önemlisi denizi kullanmayı bilen amatör ve profesyonel denizci gençleri yetiştirmek yoluyla sağlanabileceğini biliyor ve bunun sorumluluğunu daima omuzlarımızda hissediyoruz.

Bu amaçla 15 yıl önce kabotaj hattında çalışan yük ve yolcu gemilerimizin, ticari yatlarımızın, hizmet ve balıkçı gemilerimizin kullandıkları akaryakıt üzerinden alınan Özel Tüketim Vergisi'ne (ÖTV) son verilmiştir. O günden bugüne denizciliğimize 7 milyar liralık ÖTV desteği sağlanmıştır.

Ülkemiz kabotaj yük taşımacılığını değerlendirecek olursak, 2003 yılında kabotaj hattında toplam 28.671.526 ton yük elleçlendiğini, 2018 yılında ise %110’luk bir artışla toplam 59.555.845 ton yükün elleçlendiğini görmekteyiz. Kabotaj hattında taşınan yolcu miktarı son yıllarda sürekli artış göstermiş olup, 2003 yılı verilerine göre 99.825.813 yolcu taşınmış iken, 2018 yılında 139.556.332 yolcu taşınmıştır. Kabotajdaki araç taşımaları 2003 yılından itibaren sürekli bir artış göstermiştir. Şöyle ki, 2003 yılında kabotaj hattında taşınan araç sayısı 6.219.645 adet iken, 2018 yılında %112’lik bir artışla 13.159.820 âdete ulaşmıştır. 
Türkiye çok önemli bir deniz ülkesidir. Örneğin 22 milyar dolarlık turizm gelirimizin 4 milyar dolar civarındaki tutarı deniz turizminden elde edilmektedir. Sadece turizm açısından değil her açıdan önemli. Türkiye'nin ihracat ve ithalatının yüzde 58'i deniz yoluyla gerçekleştirilmektedir. 2018 yılında Türkiye’de parasal değer bakımından gerçekleşen 168 milyar dolarlık ihracatın 105.6 milyar doları, 223 milyar dolarlık ithalatın 132.8 milyar doları da denizyolu ile gerçekleşmiştir. Geçtiğimiz yıl Hopa'dan İskenderun'a kadar limanlarımızda 460.153.560 yük elleçlendi. 172 tane uluslararası trafiğe açık limanımız bulunmakta ve milli ekonomimiz içinde deniz ekonomimizin payı yüzde 9. birçok denizci ülkenin yüzde 7 civarında olduğunu düşünürsek bu çok önemli bir rakamdır.

Türkiye aynı zamanda çok önemli bir gemi inşa ülkesidir. Tüm yurtta 79 tersanemiz var. Yıllık 22 milyon ton bakım onarım kapasitesine, 4,5 milyon ton da gemi inşa kapasitesine sahibiz.  30 bin kişinin doğrudan istihdam edildiği, kriz döneminde bile doğrudan istihdam edildiği bir sektör.  Türkiye burada çok önemli başarılara imza atıyor. Yüksek teknoloji gemi inşasında dünya çapında marka olma yolunda ilerliyoruz. Hem kapasite hem de dizayn, tasarım ve üretim kabiliyetleri açısından dünyanın en önemli 3 yat imalatçısından biri olan ülkemiz 62 marinada 18.545 tekneye yat bağlama kapasitesi sunmakta. İnşaatı devam eden ve planlanan yat limanları ile 2023 yılında 30.000 yat bağlama kapasitesine ulaşılması hedeflenmektedir.

Ulaştırma ve altyapı bakanlığımızın çalışmaları ile ; Deniz kazaları sonucu oluşabilecek büyük kirliliklere acil müdahale için Tekirdağ Ulusal Deniz Emniyeti ve Acil Müdahale Merkezi’nin (UDEM) yapılanması ve inşası tamamlanmıştır. Kıyı devleti , bayrak devleti ve liman devleti olarak gemilerin emniyeti ile ilgili denetimler ve belgelendirme işlemleri bakanlığımızca yürütülmektedir. Bu kapsamda geçen yıl limanlarımızda Türk bayraklı 1597 gemiye ön sörvey, yabancı bayraklı 1831 gemiye denetim yapılmıştır.

Seyir emniyeti ile can, mal, deniz ve çevre güvenliğinin sağlanması için; başta Türk Boğazlar Bölgesi olmak üzere İzmit körfezi, İzmir ve Mersin Gemi Trafik Hizmetleri Sistemleri, otomatik tanımlama sistemi, uydu yardımlı arama kurtarma sistemi cospas-sarsat, uzak mesafede gemilerin tanımlanması ve izlenmesi sistemleri ile Karadeniz, Ege Denizi ve Akdeniz’in büyük bir kesiminde tüm gemileri ve ayrıca Türk bayraklı gemileri dünyanın neresinde olursa olsun anlık olarak izlenebilmekte ve ihtiyaç halinde yardımlarına koşulabilmektedir.

Kurduğumuz bu sistemler ile denizlerimiz yedi gün yirmi dört saat dinlenebilmekte, gözlemlenebilmekte ve yönetilmektedir. Keza limanlar kanununda yapılan değişiklikle liman başkanlığı idari sorumluluk sahalarında bulunan can, mal ve çevresel risk taşıyan, seyir ve seferin selametine engel olabilecek suret ve vaziyette karaya oturmuş, atıl halde bulunan gemilere yönelik liman başkanlıklarına resen satış ve bulunduğu yerden kaldırma yetkisi verilmiş, ve bu surette 56 gemi sorun olmaktan çıkartılmış, 56 geminin takibatı devam etmektedir. Öte yandan, Türkiye, gemi adamı yetiştirmede de dünya için çok önemli bir kaynak.  Türkiye 88 eğitim kurumuyla dünyada 120 bin aktif gemi adamına sahip olan en önemli denizci ülkelerden birisidir Cumhuriyetimizin 100. kuruluş yılı olan 2023’e kadar 1 milyon Türkiye Cumhuriyeti vatandaşına denizcilik kültürünü aşılamak, denizci millet denizci ülke hedefine ulaşmak, insanımızın yüzünü denizlere çevirerek ufkun ötesini görmelerini sağlamak amacıyla Ulaştırma ve Altyapı Bakanımız Sayın Mehmet Cahit Turhan tarafından amatör denizci eğitim programı projesi başlatılmıştır.
Türk bayrağına geçiş için yapılan bu düzenleme ile KDV yüzde bir'e indirildi. ÖTV dâhil her türlü vergi, rüsum, harç gümrük vergisi ve veraset intikal vergisi dahi düşünüldü ve bunların tamamı sıfırlandı. Sonuç olarak 6371 tekne Türk bayrağına geçmiştir.

Türkiye Uluslararası Denizcilik Örgütü (IMO) ve Uluslararası Deniz Seyir Yardımcıları ve Deniz Fenerleri Otoriteleri Birliği (IALA)’nın konsey üyeliklerine yeniden seçilmiştir. Türkiye ve Türk bayraklı gemiler Paris MOU ve denizcilik eğitimini düzenleyen Uluslararası STCW sözleşmesine göre beyaz listedeki yerlerini korumuştur.

Bu vesile ile büyük önderimiz Atatürk’ün öngörüsüyle, denizciliği geliştirmek ve çok daha iyi noktalara taşımak adına son zamanlarda atılan adımların, dünya standartlarında bir seviyeye getirilerek, dünya denizcilik sektöründeki payımızın daha fazla arttırılmasını temenni ederken, ebediyete intikal eden tüm denizcilerimizi rahmetle anıyor ve sektörde emeği geçenlerin, denizcilerimizin denizcilik ve kabotaj bayramını en içten duygularla kutluyorum. Denize hizmet etmekten asla vazgeçmeyiniz! vazgeçmeyeceğiz! Pruvanız neta, rüzgârınız kolayına olsun!

Törende kısa bir konuşma yapan İstanbul Valisi Ali Yerlikaya, “Türk denizciliği askeri anlamda geldiği yerle dosta güven düşmana korku vermektedir” dedi ve Deniz Kuvvetleri’nin teknolojik imkanlarının milli teknolojilerle artırıldığını söyledi.


Konuşmaların ardından İstanbul Teknik Üniversitesi Boru Trampet Takımının gösterisi protokol üyeleri ve törenleri izleyen İstanbulluların büyük beğenisini kazandı.


Tören, İBB Engelliler Müdürlüğü Mehter Takımı’nın konseri ile sona erdi.



Daha sonra protokol üyeleri Barbaros Hayrettin Paşa’nın alandaki türbesini ziyaret ettikten sonra  Denizden Çıkan İlginç Atıklar Sergisi’ni gezdi.



Protokol üyeleri daha sonra denize çelenk bıraktı.

KAYNAK: TURKDENİZ.COM