Pandemi Gölgesinde Koster Piyasaları

Pandemi Gölgesinde Koster Piyasaları

İhtişamlı, herkesin içinde bir seyahat hayal ettiği gemi binlerce yolcusuyla birlikte limandan ayrılmıştı. Gökyüzüyle denizin mavisi, geceye düşen yıldızlar, bitmeyen müzik, keyif üzerine keyif derken günler birbirini kovalamaya başlamıştı. Günlerden bir gün geminin kaptanı bütün yolcuların bir araya gelmesini isteyerek bir konuşma yapacağını söylemiş. Herkes bir araya geldikten sonra kalabalığa sormuş:

 

-Sizlere bir iyi bir de kötü haberim var. Önce hangisini duymak istersiniz? Kalabalık önce iyi haberi duymak istediğini söyleyince kaptan devam etmiş:

 

-11 dalda Oscar ödülü alacağız.

 

***

Zaten birçok armatör ve işletmeci için beklentilerin gerisinde geçmiş olan 2019 yılından sonra 2020’in erken dönemleri de henüz pandemi etkisi başlamamışken dahi önceki yılları aratır durumdaydı. Pandemi Çin’den dünyaya hızlıca yayılmaya başlayıp bunun yıkıcı etkilerinin neredeyse kaçınılmaz olduğu ortaya çıktığında ise öngörülebilir gelecek için hayatta tutulmaya çalışılan umutlar yerini karamsarlığa bırakmakta gecikmedi. İlkbahar aylarıyla birlikte, pandemi öncesi yapılan kontratlara ilişkin emtia da taşındıktan sonra koster piyasaları için bir piyasanın varlığından bahsetmek bile çok güç bir hale geldi. Zira “piyasa”nın varlığından bahsetmek için “arz” ile birlikte “talep”in varlığı şarttı. Talep yoksa piyasa da yoktu ve bu da armatör ve işletmecileri hiçbir şeye yetmeyecek bir damla su için bile yıkıcı bir rekabetin içerisine itti. Nitekim koster navlun seviyelerinde tarihi diplerin tecrübe edilmesi de uzun sürmedi.

 

Haziran ayının sonlarına doğru yaklaştığımız şu günlerde ise geleneksel yaz durgunluğu zaten mevcut olan sıkıntıların üzerine biraz daha yük bindirdi. Yakıt fiyatlarındaki büyük düşüş ise yerini küçük de olsa düzeltmelere bıraktı. Petrole olan talebin geçen seneki seviyelerine 2022 yılında ulaşabileceğine dair yaygın bir görüş olduğu notunu da buraya iliştirelim. Bu not aslında küresel ticaretin geleceğine dair birtakım ipuçlarını içinde barındırıyor. Armatör ve işletmecilerin geleceğe dönük planlarını yaparken, stratejilerini belirlerken bunları dikkate almasında fayda olabilir.

 

Bütün bu ahval ve şerait içinde dahi karamsarlığa kapılmak gibi bir lüksümüz maalesef yok. Önümüzdeki dönemde piyasaların nereye doğru gideceği konusunda belirleyici olacak olan yeni sezon hububat taşımaları ile pandemi sonrası demir-çelik mamullerinin üretim ve ticaretine ilişkin verileri takip etmek gerekecek. Öyle ya da böyle, az ya da çok hububat yüklerinin yeni sezonla birlikte piyasaya bir ivme getireceğini şimdiden söyleyebiliriz. Gübre piyasalarında ise normalde Eylül-Ekim aylarında olmasını bekleyeceğimiz hareketliliğin bu yıl bir-iki ay öne çekileceğine dair işaretler de geliyor.

 

Yine de bu yük grupları içerisinde arz – talep dengesi en kırılgan olan demir-çelik ürünleri… Pandemiyle birlikte çok büyük yara alan inşaat ve otomotiv gibi sektörlerin toparlanması şart. Üstelik bu demir-çelik ürünleri ile ilgili tarife, vergi, kota ve sınırlamalar ticaret savaşlarının çok gündemde olduğu bu dönemde hükümetlerin üzerinde çok fazla ve sıklıkla değişikler yaptıkları bir grup. Benim şahsi fikrim, piyasanın armatör ve işletmeciler için hangi seviyelere evrileceğini demir-çelik ürünlerine olan talep ve bu yük grubunun ticareti belirleyecek. Bir fikir vermesi açısından; 2019 yılı nisan ayı itibari ile Türkiye AB’ye yaklaşık 350 bin ton sıcak hadde sac ihracatı yapmıştı. Bu sene Nisan ayında bu sayı 196 bin tona geriledi. Avrupalı çelik üreticileri 2020 yılı geneli için %10 ila %15 daralma beklemekte.  

 

 

***

 

Sayılara gelecek olursak… Istfix (www.istfix.com) verilerine göre; 2-4K DWT arasındaki kosterler geçen senenin aynı dönemine göre (26. Hafta) günlük ortalama zaman kirası kazançlarında 1,485 Usd’den 927 USD’ye ( -%37); 4-6K DWT arası kosterler, yine aynı dönemde, 2,071 USD’den 1,325 USD’ye (-%37); 6-8K DWT arasındaki kosterler 2,681 USD’den 1,715 USD’ye (-%36); 8-12K DWT arasındaki kosterler ise 3,848 USD’den 2,461 USD’ye (-%36) gerilemiş durumda.

 

Umarım sektörümüz hiçbir zaman 11 dalda Oscar ödülüne aday olmaz.

 

Pruvanız neta, rüzgarınız kolayına olsun.