Uzun Kışın Ardından… Cemreler ve Bahar
Salgının getirdiği sisle uzun süredir toz duman olan piyasalar 2021 yılında aşılamanın hızlanmasıyla biraz daha öngörülebilir hâle gelmeye başladı.
Uzun Kışın Ardından… Cemreler ve Bahar
Salgının getirdiği sisle uzun süredir toz duman olan piyasalar 2021 yılında aşılamanın hızlanmasıyla biraz daha öngörülebilir hale gelmeye başladı. Aşıların çözüm olduğunun kesinleşmesi ve aşı üretim, lojistik ve uygulanmasına yönelik çabaların öyle ya da böyle bir plan dahilinde yürütülüyor olması, hemen her şeyle birlikte ticaretin ve deniz ticaretinin de normale dönüşünü bir patikaya oturttu; sel gidiyor, kumu kalacak; biz de şimdi bu kalacak kumu biraz eşeleyerek ne olduğunu, neler olabileceğini kendi çapımızda irdelemeye çalışalım.
2020 yılı, hepimizin malumu, artık üzerinde çok konuşmak, hatırlamak istemediğimiz bir sürecin simgesi haline geldi. Üzerine çok şey söylendi, tartışıldı ve hakkında herhangi bir lisanda söylenmemiş tek bir kelime kalmadığına eminim. 2021 yılı da aslında bu travmanın devamıyla başladı. Mutant virüsler, aşılar üzerindeki soru işaretleri derken 2021 yılı için olumlu konuşmak, en azından sene başında, sadece polyannacılık olabilirdi. Geleceğe dönük beklentilerimiz sorulduğunda profesyoneller olarak “iyi” ya da “kötü”den daha fazlasını söyleyebilmek mecburiyetindeyiz; “iyi”nin ve “kötü”nün altını ölçülebilecek verilerle, bilgilerle dolduran her görüş, her bakış açısı bu yüzden çok değerli. Aksi takdirde bu, her şartta şansımızın yüzde elli olduğu bir tahmin yarışması olurdu ki, böyle bir yarışma için yüzde elli hiç azımsanmayacak bir oran.
Bu yazı 19 Mart tarihinde yazılıyor. Geçen sene aynı gün dünya bir şokun içerisindeydi. İnsanlar ne yapacaklarını, bu şokla nasıl baş edeceklerini bilemez haldeydiler. Buna karşılık yapabildikleri tek şey “kapatmak”tı. İnsanları, sokakları, caddeleri, restoranları, okulları, fabrikaları, limanları, hayatı ve dahi bütün dünyayı kapatmak… Oysa o zamanlar henüz salgının başı sayılabilecek bir dönemdeydik. Bugün ise salgın, o gün olduğundan çok daha ileri seviyede; hem hasta sayısı, hem vaka sayısı o güne nazaran misliyle daha fazla, üstelik artık daha bulaşıcı mutant virüsler mevcut; ancak bugünün gündemi tam tersine “açılmak”. Her şey aslında geçen sene olduğundan daha kötüyken gündemin bugün “kapatmak” değil de “açılmak” olmasının sebebi ise “belirsizliği” yenmiş olmamız. Bilinmezliğin en büyük özelliği korkutucu ve ürkütücü olması belki de.
Evet, belirsizliği yendiğimize, normale dönüşü bir takvime oturtmayı başardığımıza göre artık geleceği daha sağlıklı değerlendirmeye başlayabiliriz. Şubat ayından başlayarak bugüne kadar armatör ve işletmecilerin yüzünü güldüren bir piyasanın içinde olduğumuzu rahatlıkla söyleyebiliriz. Adeta birinci, ikinci ve üçüncü cemrenin hepsinin aynı anda piyasaya düştüğü bir baharı yaşamak uzun zamandır hasretini çektiğimiz bir şeydi. Pekiyi, ne oldu da böyle oldu? Herkesin birbirine sorduğu “bu bahar ne kadar devam edecek?” sorusunun cevabı belki de bu “ne oldu da böyle oldu?” sorusuna vereceğimiz cevapta gizli.
Diyalektik düzlemde her şeyin birbirine nedensellik çerçevesinde bağlı olmasından hareketle, en azından yaşadığımız şu dönemde, navlunları ve piyasayı yukarı iten belki de yüzlerce neden var ama bunlar içinde bazıları, bana göre, çok belirleyici.
Taşıma işlerinde büyük tonaj arzının azalması ve kostere talebin şok bir artış göstermesi
Handysize, Supramax kira seviyelerinin rekorlar kırması, bu tonaja talebin şok bir artış göstermesi bu tonajda pozisyondaki gemi sayısını oldukça azalttı. Özellikle gübre gibi bazı yük gruplarında büyük tonajdaki arzın kısılması sebebiyle kostere olan talebi arttırdı. Öyle ki, normalde büyük tonajla taşınan birkaç taşımanın bile kostere dönmesi o taşıma periyodunda çıkış limanının olduğu bölgedeki piyasayı birdenbire yukarı itti. İki tane Handysize taşımanın kostere dönmesi bile, bu iki gemiyle yapılabilecek ama yapılamayan taşımanın ikamesi için, örneğin; 14 tane 5000 tonluk kostere talep doğmasına yol açtı. Arz talep dengesi armatörler lehine kiracılara şok yaratacak derecede bozuldu.
Olumsuz hava koşulları
Sebep ne olursa olsun, onun piyasaya etkisi, arz talep dengesine etkisiyle sınırlı. Mevsim itibari ile çok doğal olarak, hava koşullarının olumsuz seyretmesi sefer sürelerinin de uzamasına yol açtı. Bu da piyasada pozisyondaki gemi sayısını sınırlayan bir sebepti. Talebin arttığı bir dönemde arzın kısılması piyasalar için başka bir itici güç oldu. Bu tezi desteklemek adına şöyle bir örnek verelim; eğer yukarıda sıralama yaparken birinci sırada saydığımız büyük tonaj arzının azalması sebebiyle kostere olan talebin artması bu dönemde değil de yaz aylarında olsaydı etkisi muhtemelen bu kadar kuvvetli olmayacaktı.
Gübre ve demir-çelik ticaretinin hız kazanması
Spesifik olarak bu iki yük grubundaki ticaretin ve taşıma talebinin artışının piyasaya destek verdiğini gözlemleyebiliyoruz. Gübre taşımalarının artışı geleneksel olarak bu ürüne olan ihtiyacın arttığı bir dönemden geçiyor olmamızın yanı sıra büyük tonaj arzının az olmasına da bağlı. Öte yandan, çelik ticaretinin ve taşımaların artmasını salgının yarattığı belirsizliğin artık ortadan kalkıyor olmasına, talebin ve buna bağlı olarak üretimin artıyor olmasına, ertelenen ve veya iptal tarifelere bağlayabiliriz. Demir-çelik ticareti ile ilgili bu gelişmelerin, hatta demir-çeliğin yanı sıra başka birçok emtia grubuna talebin artışının, merkez bankalarının kollarında serumla hayata tutunmaya çalışan ekonomileri canlandırmak için durmaksızın para bastığı bir döneme denk gelmesi global enflasyonist bir etki yaratacaktır; bu etkinin de denizcilik piyasalarına etkisi mutlaka olacak ancak bu, bu yazının değil başka bir yazının konusu.
Brexit ve Avrupa Ticareti
Avrupa Birliği (AB) ülkeleri ile İngiltere arasında Brexit anlaşması imzalandı ancak bu anlaşmayla ilgili ihtilaflar hala devam ediyor. Son olarak AB, İngiltere’nin Kuzey İrlanda’ya gidecek ürünlere gümrük denetimi yapmayı ertelemesinin üzerine, İngiltere’ye karşı hukuki süreç başlattı. Brexit’in ihtilafsız yürürlüğe girip tarifelerin tam olarak uygulanmaya başlamasından önce hala açık olan kapılardan girmek isteyen tüccarlar İngiltere’ye mal satmakta yarışır haldeler. Bunun yanı sıra, aşılamada kat edilen yolla birlikte Avrupa’da açılmaların, talebin, üretimin ve ticaretin kazandığı momentum Avrupalı armatör ve gemi işletmecilerini gemilerini bölgede tutma konusunda motive ediyor. Bölgede artan talep, Avrupalı armatör ve işletmecilerini bölgede meşgul ederken onları Akdeniz içerisinde, Karadeniz’de ve Doğu Akdeniz’de daha az görmemize sebep oluyor. Bunun da Kuzey Avrupa – Baltık Denizi dışında kalan bölgelerde tonaj arzını kısan, buralarda piyasayı destekleyen sebeplerden biri olduğunu düşünüyorum.
Karadeniz Piyasası
Yayımlanan raporlara göre yıllık bazda düşüş gösteren hububat taşımalarından destek göremese de Karadeniz piyasasında da artış gözle görünür ve doyurucu. Karadeniz çıkışlı yüklerin ne kadar doyurucu olduğu ise, benim gördüğüm kadarıyla, Karadeniz’den nereye çıktığınıza göre değişkenlik gösteriyor. Karadeniz-Marmara-Ege-Doğu Akdeniz-Adriyatik Denizi taşımaları armatörler arasında rekabetin kıran kırana devam ettiği bir alan. Karadeniz-Kuzey Avrupa rotasında ise armatörlerin, diğer rotalara göre, istediklerini daha kolay aldıklarını görebildiğimi söyleyebilirim.
Bir parantez olarak “Konteyner Taşımacılığı”
Konteyner taşımacılığındaki sorunlar hepimizin malumu ve global bir sorun. Hemen her bölgede konteyner ve konteyner gemisi talebi çok fazla. Ürünlerini taşıtmak için konteyner ve veya konteyner gemisi bulamayan tüccarların, ürün paketlemesini değiştirerek yüklerini konteyner gemileri dışında çok amaçlı genel yük gemileri ile taşıtma talebi olduğu da ortada. Ancak, ben bu durumun bugün koster piyasalarına kayda değer bir etki ettiğini düşünmüyorum. Bu konunun önümüzdeki dönemde bir etki yaratıp yaratmayacağını ise yaşayarak göreceğiz.
“Bu bahar daha ne kadar sürecek?” sorusunun cevabını bulabilmek için ben, şahsen, yukarıda bahsetmeye çalıştığım konuları gözlemlemeye devam edeceğim. Elbette, bunlar dışında da piyasalara etki eden birçok etken; bu etkenlerin de o ya da bu derecede piyasaya etkisi var. Dilerim piyasayı destekleyecek faktörler etkisini giderek arttırırken, desteklemeyenler her gün biraz daha zayıflar da koster piyasaları güzel bir baharın ardından tatlı bir yazı da yaşar.
0 Yorum