PANDEMİ SONRASI EĞİTİM VE YÖNELİMLER

PANDEMİ SONRASI EĞİTİM VE YÖNELİMLER

2019 yılı aralık ayında Çin Wuhan kentinde ortaya çıkan Koronavirüs (Covid-19) Dünya Sağlık Örgütü tarafından küresel salgın ilan edileli bir yılı aşkın bir süre geçmiştir.

Başlarda ülkemizin pandemiden olabildiğince uzak durması, yerinde müdahaleler yapılması diğer ülkelere örnek teşkil etmiştir. Sokağa çıkma yasakları, mesafe kuralları, hijyen ve temaslardan kaçınılması gibi birçok bildirimlerde bulunulmuş ve vatandaşlardan bu konuya duyarlı olması beklenmiştir. Aynı şekilde ülkemizin gelişmiş sağlık sektörü pandemi etkisini olabildiğince azaltmaya çalışmış ve sağlık çalışanları salgının devam ettiği şu günlerde halen görevlerinin başında yorgun ancak; yılmadan çalışmalara devam etmektedir. Geçtiğimiz aylarda da Çin’den gelen aşılar Sağlık Bakanlığımızın plan ve programı dahilinde yapılmaya başlanmıştır.

Eleştirel gözle bakacak olursak: Sağlık Bakanlığımızın tavsiyeleri, sağlık çalışanlarının durumları, Cumhurbaşkanlığının yaptığı açıklamaları; maalesef vatandaşlar tarafından kulak ardı edilmiş, salgını tepe noktalara taşımıştır. Bunun nedeni; ülkemiz insanlarının aşırı sosyal olmalarından kaynaklandığı, ev gibi kapalı alanlarda kalmalarındaki psikolojik sorunlar ve pandeminin ilk zamanlarındaki korkunun şu an bastırılmış olması düşüncesindeyim. Neyse ki aşılanmayla birlikte azalan ölümler ve vaka sayıları Türk halkının ve diğer ulusların yüreğine su serpmiş, bir nebze de olsa rahatlamamıza vesile olmuştur. Ancak bu sorunun tamamıyla çözüme kavuşmasının; yöneticilerin tavsiyelerine uyarak ve en önemlisi yüksek aşılanma oranına ulaşarak mümkün olacağı kanaatindeyim.

Uzaktan Eğitim

Daha önceki yazımda uzaktan eğitimin tarihçesinden bahsetmiştim. Uzaktan eğitim pandemi öncesi bize uzak bir kavram değildi. Açık öğretim liseleri ve açık öğretim fakültelerinde uygulanmakta olan bir sistemdir. Kısaca tanımlamak gerekirse: Eğitici ile öğrenciyi mekân kavramından bağımsız olarak bir araya getiren eğitim sistemidir.

Uzaktan eğitimin yapılmasında ise en çok örgün eğitim yapan kurumlar etkilenmiştir. Eğitim kurumlarının yeterli alt yapı imkânlarının olmaması, yine bu kurumlarda bulunan çoğu eğiticinin böyle bir sisteme aşina olmamaları ülkemizdeki internet alt yapısı ve operatörlerin zorlanması gibi birçok olumsuzluğu da yanında getirmiştir. Bu bir seneyi aşkın süre zarfında gerek ilgili bakanlıklar olsun gerekse eğitim kurumları ve diğer kuruluşlar olsun hızlı bir adaptasyon sağlamıştır.

Adaptasyon ile ilgili olarak gözlemim neticesinde bazı durumlar şu şekildedir:

· Operatörler yaşanılan internet hızı problemleri nedeni ile hızlı internet altyapılarını geliştirmişler ve EBA gibi eğitim konularında ekstra destekler sağlamışlardır.

· Örgün eğitim yapan kurumlar alt yapılarını güçlendirmişler, öğrenciler ile uzaktan iletişim kurma metotlarını standartlaştırmışlar ve öğrenciler ile temas olmadan sorun çözme metotları geliştirmişlerdir. Aynı zamanda sektör günleri, seminerler ve diğer etkinlikler internet ortamları üzerinden yapılarak öğrencinin desteklenmesi de sağlanmıştır.

· Eğiticiler için ise uzaktan eğitim metotları, öğrencilerin derse katılma teşvikleri, ödevler ve öğrencinin ev ortamında öğrenmesini destekleyecek verilere ulaşımı konusunda dur durağı olmayan eğitimler verilmiştir. Ayrıca eğitimcileri destekler nitelikte verilere ulaşımlar da kolaylaştırılmıştır.

Bu dönemde gerekli izolasyon ile sadece kendini eğitime adamış öğrenciler teorik yönden ve yapılabilen uygulamalar yönünden iş sektörüne hazır olacağı düşüncesindeyim; ancak pratik yetersizlikler ile karşılaşılması da çok normal karşılanmalıdır.

Pandemi Sonrası Eğitim

2020 yılı Mart ayından itibaren okulların geçici bir süre kapatılmasının ardından uzaktan eğitime geçilmiştir.  Aşılama faaliyetlerinin hız kazanması ile birlikte, ilk ve bazı kademe orta derecesindeki okulların 1 Mart 2021 itibariyle eğitim ve öğretime örgün olarak haftanın belirli günlerinde devam etmesi kararı alınmıştır. Özellikle ilköğretim öğrencileri, pandemi sürecindeki kısmi zamanlı da olsa eğitimin başlamasını mutlulukla karşıladılar.

Pandemi sonrasında kontrollü bir hayat olacağı gibi kontrollü bir eğitim de söz konusu olacağı düşüncesindeyim. Maskelerin uzun süre gündemde kalacağı, hibrit eğitim sistemleri oluşturulacağı ve yine kontrollü hayat sonrasında uzaktan eğitimlere bir süre daha devam edileceği görüşündeyim. Pandemi seyrine göre ilk, orta ve lise derecesindeki okulların tamamen açılmasının ardından ancak yükseköğretim kurumlarının açılması söz konusu olabilir. Lakin mesleki uygulamaları olan dersler için kısa süreli hızlandırılmış eğitimlerin örgün olarak verilmesi gerekliliğinden dolayı, farkı bir durum olarak değerlendirilmesi de gerekmektedir. Ayrıca örgün eğitim metodu uygulayacak eğitim kurumların sınıf kontenjanlarını ayarlaması veya ders havuzlarını genişletmesi gibi yollara gidebilirler. Pandemi sonrası eğiticiler çok yorucu ders programları ile karşılaşabilirler. Olası durumda önerim; eğitici başına düşen öğrenci sayısını sınırlamak olmalıdır.