Sahil Güvenlik İHA'larla gözleyecek
Sahil Güvenlik Komutanlığı da yerli ve milli İHA’lara kavuşuyor… İHA'ların hangi amaçla kullanılacağını ve gelecekte SİHA ve SİDA’ların da filoya katılma ihtimalini uzmanıyla konuştuk.
Savunma Politikası Analisti Turan Oğuz ile bu konuyu konuşurken aslında kamuoyunda genellikle Deniz Kuvvetleri Komutanlığı sorumlulukları ile Sahil Güvenlik Komutanlığının sorumluluklarının birbirine karıştırılabildiğini görüyoruz…
Oğuz, öncelikle iki kuvvetin görev yerleri ve sorumlulukları arasında ciddi farklar olduğunu anlatarak başlıyor sorularımızı yanıtlamaya. Dikkat çektiği noktalardan biri, savaş zamanında Deniz Kuvvetleri Komutanlığının emrine giren Sahil Güvenlik Komutanlığının, barış zamanında yetki alanının çok geniş olması...
Karadeniz, Ege, Akdeniz gibi ana denizler, Marmara gibi bir iç deniz ve büyük akarsuların bot girebilen kısımları… Tüm bunların yanı sıra Mavi Vatan sınırlarının dahi ötesinde geçen arama-kurtarma sorumluluk alanları…
Sahil Güvenlik Komutanlığının görev yerlerinin ne kadar geniş bir çerçevede olduğunun altını çizen Turan Oğuz, “Arama-kurtarma faaliyetleri, tahliye ve hasta nakli, önemli tesislerin korunması, Türk boğazlarından geçen patlayıcı ve/veya tehlikeli madde yüklü gemilere refakat, hudutlarda kontrol sağlama, yabancı askeri gemileri gözetleme ve onlara refakat etme gibi vazifeleri de eklediğinizde tablo biraz daha netleşiyor” diyor.
Deniz yetki alanlarında sorumluluk Sahil Güvenlik Komutanlığında
Turan Oğuz, görevlerin sadece bunlarla sınırlı olmadığını belirtip, kamuoyunda pek de bilinmeyen bir duruma dikkat çekiyor:
“Biliyorsunuz son dönemlerde hem Karadeniz hem Akdeniz’de hidrokarbon arama faaliyetleri var. Aslına bakarsanız Münhasır Ekonomik Bölge vatanın bir parçası olarak kabul edildiğinden bu gibi yerlerde süreci takip etmek, izinsiz araştırma faaliyetlerini engellemek ve arama yapan kendi unsurlarımıza eşlik etmek de Sahil Güvenlik Komutanlığı görevleri arasında.
Karadeniz’de durum nispeten sakin olsa da Akdeniz’de maalesef çok ciddi riskler vardı. Bu nedenle Türkiye, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı üzerinden bu süreci yürüttü çünkü sıcak temas ihtimali yüksekti. Aslına bakarsanız bu gibi alanlarda da Sahil Güvenlik işleri yürütüyor. Neden bunu anlatıyorum? Sahil Güvenlik Komutanlığının görev ve yetkilerinin ne kadar geniş olduğunu bilirsek, envantere girecek 6 İHA’nın nasıl kullanılacağını da daha net anlamış oluruz.”
Çevresel koruma için dahi kullanılacak
Envantere girecek İHA’ların yukarıda bahsi geçen tüm durumlarda kullanılacağını ve kesintisiz bir gözetleme imkanı sağlayacağını kaydeden Oğuz, madalyonun diğer yüzünde de ‘çevre koruma ve yasa dışı göç’ olduğunu vurguladı.
Turan Oğuz’a göre son dönemde yaşanan gelişmeler kaçakçılık ve göç gibi 20 yıl önce daha düşük riskler içeren başlıkları çok daha kritik bir noktaya taşıdı. Bu kapsamda, alınacak İHA’ların öneminin daha net anlaşılacağını ifade eden Oğuz, şöyle devam etti:
“Ayrıca denizlerimizde gemilerin bilinçsiz bir şekilde atıklarını suya bırakarak ne tür çevresel zararlara sebep olduklarını biliyoruz. Bu tür işleri takip için dahi İHA’lar kullanılacak.
Burada bir şeyi daha eklemekte fayda var. Sahil Güvenlik Komutanlığının yetki alanları Mavi Vatan’ı dahi aşıyor. Sahil Güvenlik Komutanlığının, 2016 yılında, 2 adet sahil güvenlik korveti ile Libya açıklarında, uyuşturucu yüklü bir gemiye operasyon düzenlediğini çoğumuz hatırlayacaktır.
Böylesine geniş bir alan için Sahil Güvenlik Komutanlığının elinde günümüzde sadece 3 adet uçağı var. Hava unsurları bu kadar az sayıda olduğu için havadan gözetleme faaliyetleri de doğal olarak oldukça sınırlı.
İşte alınacak İHA’lar yaklaşık 462 bin kilometrekarelik Mavi Vatan’ın ötesinde dahi çok daha sıkı ve tam zamanlı bir gözetleme imkanını beraberinde getirecek. İHA’lar 7/24 görev yapacakları için gözetleme faaliyetlerini katbekat artıracak.”
Peki gelecek dönemde Sahil Güvenlik Komutanlığının daha da fazla SİHA alma ihtimali var mı? Turan Oğuz bu soruya “Tabi ki var. Hatta mecburi” dedikten sonra Silahlı İnsansız Deniz Aracı (SİDA) seçeneğinin de çok muhtemel olduğunu şu sözlerle anlatıyor:
“Az önce kısaca bahsetmiştik hidrokarbon yataklarından… Buralarda bulduğumuz ve bulacağımız gazın çıkartılması için petrol platformları inşa edilmek zorunda. İşte bu varlıkların korunması da Sahil Güvenlik Komutanlığının sorumluluk alanında olacak.
Tüm bunlara, barış zamanı aidiyeti tartışmalı ada, adacık ve kayalıkların gözetim sorumluluğunun da Sahil Güvenlik’te olduğu bilgisini eklersek, yakın gelecekte silahlı insansız hava araçları, insansız deniz araçları ve hatta insansız denizaltı araçları ihtiyacı olup olmayacağı sorusuna da daha net bir yanıt vermiş oluruz.”
KAYNAK: TRT HABER
0 Yorum