TBMM'DE MİLLETVEKİLİ OLARAK GÖREV ALACAK İLK KAPTAN VEHBİ KOÇ, TÜRK DENİZ MEDYA'YA ÖZEL AÇIKLAMALARDA BULUNDU...
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde Milletvekili olarak görev yapacak ilk kaptan olan Vehbi Koç; Turkdeniz.com’a Türk denizciliğinin son durumu hakkında açıklamalarda bulundu.
28. Dönem Milletvekilliği Seçimlerinde AK Parti’den Milletvekili seçilen Vehbi Koç; Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde Milletvekili olarak görev yapan ilk uzak yol gemi kaptanı olacak.
Vehbi Koç yaptığı açıklamada; Trabzon ile birlikte ülkemizdeki denizcilik faaliyetlerine öncülük ederek sektörün gelişmesi için elinden geleni yapacağını dile getirdi.
AK Parti Trabzon Milletvekili Vehbi Koç; Türk Deniz Medya’ya yaptığı değerlendirmede: “Mecliste ve kabinede görev alan denizcilik kökenli Binali Yıldırım, İsmet Yılmaz ve Ahmet Arslan beyefendilerin tecrübeleri ve destekleri ile önemli işlere imza atacağız. Sektörümüzü; bu değerli isimlerin getirdiği seviyenin daha da üzerine taşımayı hedefliyoruz. TBMM’de görev yapacak ilk uzak yol kaptanı olmam sevindirici ancak umarım ilerleyen dönemlerde meclis sıralarında daha çok denizci dostumuzu görürüz. Türkiye’deki denizcilerin sorunlarına vakıfım. Sorunların konuşulduğu ve çözüm önerilerinin konuşulduğu ortamlarda yıllarca yer aldım. İş hayatımda armatörlük, gemi inşa sanayi, brokerlik ve daha birçok alanda bulundum. Sıkıntıların çözümü adına kanaat önderleri ve sivil toplum kuruluşları ile bir araya gelerek çözüm için gayret içinde olacağım.” şeklide konuştu.
Türkiye’nin ilk uzak yol gemi kaptanı olarak tarihe geçen AK Parti Trabzon Milletvekili Vehbi Koç ile gerçekleştirdiğimiz röportaj şu şekilde:
Türk denizciliğinin geleceğini nasıl görüyorsunuz? Özellikle deniz taşımacılığı ve gemi inşa alanlarında sektörü gelecek yıllarda nerede nasıl bir seviyeye gelecek?
Türk denizciliğinin her konuda global ölçekte söz sahibi olmasını istiyoruz. Türk bayraklı ve Türk sahipli filomuz DWT bazında 40 milyon DWT taşıma kapasitesini aştı. Filomuz; 2022 yılında yüzde 30’luk artış gösterdi. Yüzde 30’luk artışa rağmen 15. sıradan 14.’lüğe yükselebildik. Bu konumdan sonra sıralamaların değişmesi çok daha zor. Üst basamaklara doğru taşıma kapasiteleri çok yüksek. Uzun vadede mutlaka filomuzun ilk 10 arasında gireceğine inanıyoruz. Son birkaç yılda Türk bayrağına geçişte de önemli artış yaşanıyor. Buradan sizlerin vesilesiyle Türk armatörüne bir kez daha teşekkür etmek istiyorum. Devletimizin Türk bayrağına geçiş yönündeki çağrısı güzel karşılandı ve çok sayıda farklı tiplerde geminin Türk bayrağı çektiğine tanıklık ettik. Hem yeni inşalarla hem Türk bayrağına geçişlerle ve de yeni satın almalarla birlikte hep birlikte filomuzu güçlendireceğiz. Yeni, çevreci, güvenli gemilerimizle; nitelikli gemi adamlarımızla hem Mavi Vatanımızda hem de dünya denizlerinde bayrağımızı dalgalandıracağız.
Gemi inşa alanında ise tersanelerimiz çok iyi işler yapıyor. Dünyanın her yerine son teknoloji ile donatılmış gemiler üretiyoruz. Özellikle balıkçı gemileri, römorkör ve yat inşasında tersanelerimiz dünyada söz sahibi ilk 5 ülke arasında yer alıyor. Tersanelerimiz bu anlamda ihracatımıza hatırı sayılır miktarda katkıda bulunuyor.
Bakım – onarım konusunda da tersanelerimizdeki kaliteli iş gücü sayesinde bölgede önemli bir güce sahibiz. Bakım – onarım için demirleme süreleri ve bölgeleri ile ilgili kısa süre içinde Liman Başkanlıklarımızın reaksiyon alarak değişiklik yapmasını da takdirle karşılıyorum.
Sektörümüzün içinde bulunduğu sıkıntılardan birisi de finansa erişim konusudur. Gemi inşa sanayinde teminat sorununun çözülmesi hem de sektörün finansa erişebilirliğinin ortadan kalkması için bir denizcilik yatırım bankası kurulmasına ihtiyaç vardır.
Denizciliğin, deniz yolu taşımacılığının önemine ülkemizi derin bir yasa boğan Kahramanmaraş merkezli depremlerde bir kez daha tanıklık ettik. Deprem nedeniyle karayollarının hasar görmesi nedeniyle deniz üzerinden bölgeye hızlı bir şekilde yaşam malzemeleri, iş makineleri, çadırlar ve konteynerler taşındı. Adeta seferberlik ilan eden denizcilerimiz tüm imkanları ile birlikte depremzede kardeşlerimizin yanında oldu. Sivil ve askeri gemileriz lojistik malzemelerin yanında depremzedelerimize sağlık ve konaklama imkânı sağladı. Denizciliğimizin önemini sürekli anlatmaya sürekli gündemde tutmaya gayret edeceğiz.
Vatandaşlarımızın TCG Anadolu’ya gösterdiği ilgi bizim son derece mutlu etti. Büyük bölümü yerli ve milli imkanlara yapılan TCG Anadolu’ya vatandaşlarımız İstanbul ve İzmir’de çok büyük ilgi gösterdi. Savunma sanayinde yerli ve milli imkanlarla yapılan yapımı devam eden gemilerimiz ve silahlı insansız deniz araçlarımızı sabırsızlıkla bekliyoruz. Başarı ekip çalışması ile gelir. Sektördeki kanaat önderlerinin de katkıda bulunduğu 2024-2028 yıllarını kapsayacak 12. Kalkınma Planı Denizyolu Ulaştırması Özel İhtisas Komisyonu Raporu’nda öne çıkartılan hususları dikkate alarak biz de ekip çalışması ile birlikte denizciliğimizi en üst noktalara taşımaya gayret edeceğiz.
Bir diğer önemli çalışmamız da denizcilerimizin yıpranma paylarının hakkının geri gelmesi konusunda olacak. Siyaset, netice alma sanatıdır. Ulaştırma ve Altyapı Bakanımız Sayın Adil Karaismailoğlu; denizcilerimizin bu sıkıntısını Meclis’e sundu. Kısa zamanda bu soruna da çözüm bulunacaktır.
Türk gemi adamlarının sorunları neler? Nitelikli gemi adamı yetiştirebilmek için neler yapılabilir? Bu konuda denizcilik eğitimi ile ilgili çalışmalar olacak mı?
Denizcilik Genel Müdürlüğümüz Türkiye’deki toplam gemi insanı sayısının 136.103 olarak açıkladı. Bunun 30 bini zabitan, 104 bini de tayfa. Birçok fakülte, meslek yüksekokulu ve denizcilik lisemiz olmasına rağmen bu sayının yeterli olmadığını düşünüyorum. Gemilerde çalışan zabitan ve tayfa sayımızı artırmalıyız. Okullarımızda kaliteli eğitimle birlikte nitelikli gemi adamı yetiştirmek zorundayız. Özellikle yabancı dil konusunda hem mevcut gemi adamlarımızın hem de denizcilik eğitimi gören öğrencilerimizin sürekli kendilerini geliştirmeleri gerekiyor. Sadece İngilizce bilmenin yeterli olmadığı zaman diliminin içerisindeyiz. Vazgeçilmez olmak adına İngilizcenin yanına en az bir yabancı dil daha eklemenin mecburiyet olduğu dönemi yaşıyoruz. Çok daha fazla Türk gemi adamı ihraç etme adına Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığımız ile Denizcilik Genel Müdürlüğümüz çok önemli çalışmalar yapıyor. Çok sayıda ülke ile STCW anlaşmaları yapıldı. Başka ülkelerle de görüşmeler muhakkak devam ediyordur. Vizyoner, nitelikli, birkaç dil bilen ve vazgeçilmez zabitan ile tayfa sınıfı yetiştirmek adına çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Bunların gerçekleşebilmesi adına atmamız gereken en önemli adımlardan biri de öğrencilerimizin uluslararası standartlarda staj yapabilmeleridir. Çağın şartlarına uygun uluslararası örneklerinin de ilerisinde birden fazla eğitim gemisini inşa ederek üniversitelerimizin dolayısıyla öğrencilerimizin hizmetine sunmalıyız.
Trabzon Milletvekili olarak Trabzon özelinde denizcilik alanında hayata geçirmeyi planladığınız projeler neler?
Trabzon, denizcilik alanında tarihi bir kent. Denizcilik kültürü olan bir şehir. Ulaştırma ve Altyapı Bakanımız Adil Karaismailoğlu ile birlikte denizcilerimizle sık sık bir araya geldik. Sorunları biliyoruz. Çözüm yollarının neler olduğunu ve nasıl çözüleceğinin farkındayız. Mevcut tersanelerin kapasitesinin artırılması ve iyileştirilmesi önceliklerimizden olacak. Balıkçı barınaklarının durumu, limancılık faaliyetlerinin geliştirilmesi, Trabzon’un deniz turizminden daha fazla pay alabilmesi adına çalışmalarımız olacak.
Trabzon’un orta ölçekli bir hub olması ve bölgenin denizcilik üssü olması adına birçok çalışmaya imza atacağız.
Denizcilik ile ilgili Sivil Toplum Kuruluşları ve diğer paydaşlarla bir araya gelmeyi düşünüyor musunuz?
Denizcilikle ilgili Sivil Toplum Kuruluşlarımız çok değerli işler gerçekleştiriyor. Diğer sektörlere baktığımızda denizcilikle ilgilenen sivil toplum kuruluşlarımızın örnek bir konumda olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Sivil toplum kuruluşlarımızın öncülüğünde çok sayıda eğitimler, seminerler, konferanslar ve çalıştaylar yapılıyor. Kuruluşlarımız çok büyük organizasyonlara imza atarak dünya denizciliğinin alanında en etkili isimlerini sıklıkla Türkiye’ye getiriyor ve dünyadaki büyük organizasyonlarda yer alıyor. Doğal afetlerde hızlı bir şekilde reaksiyon alarak elini taşın altına sokuyor. 6 Şubat’ta Kahramanmaraş merkezli depremlerde STK’larımız çok önemli yardım ve desteklerde bulundu ve bulunmaya devam ediyor. Sivil toplum kuruluşlarımızla ve sektör paydaşlarımızla sık sık bir araya geleceğiz. Hem kuruluşların mevcut sıkıntıları hem de üyelerinin sorun ve taleplerini çözme adına elimizden geleni yapacağız.
Sektörümüz; Ankara’daki bürokratlara ulaşmakta bir sıkıntı yaşamıyor. Gerek Sivil Toplum Kuruluşları gerekse İMEAK Deniz Ticaret Odası aracılığıyla sorunlar ve çözüm önerileri Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı, Denizcilik Genel Müdürlüğü ya da ilgili bakanlıklara direkt olarak ulaştırılabiliyor. Denizciliğe hizmet etmiş eski bürokratlar, her partiden denizcilik ile ilgilenmek isteyen milletvekilleri ile birlikte Denizcilik Dostluk Grubu kurmayı planlıyorum. Dostluk Grubunu kurarak belirli periyotlarda bir araya gelebilir; sorunları ve talepleri alarak çözüme ulaşmak için adımlar atabiliriz.
Koster Yenileme Projesi’nde yaklaşık beş yıl önce imzalar atılmıştı. Ancak o günden bu yana beklenen ilerlemenin sağlanamadığı düşünülüyor. Siz de bu projenin dönemin hükümetine kabul ettirilmesinin öncesinde çalışma grubu içerisindeydiniz. Sektörün uzun yıllardır beklediği bu proje ile ilgili adımlar atılacak mı?
Koster Yenileme Projesi ile ilgili uzun yıllar yapılan çalışmalar yapıldı. Ben de bu çalışmaların merkezinde yer aldım. 11 Haziran 2018’de dönemin Başbakanı Binali Yıldırım, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi ve Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan ve İMEAK Deniz Ticaret Odası’nın katılımları ile imza töreni düzenlendi. Bu projeye katılan ve imza atan bakanlıklar çok önemliydi. Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı kriterleri belirleyecek; Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı inşa konusunda destekte bulunacak ve Ekonomi Bakanlığı finansal katkıda bulunacaktı. Tüm paydaşların bir arada bulunduğu ve ilgili tüm kurumların en üst düzey yetkililerinin imzalarıyla hayata geçirilmesi planlanan projede sona ulaşmıştık. Ben de projenin imza aşamasına getirilmesi, Başbakan ve ilgili Bakanların katılımıyla büyük bir imza töreni yapılmasının gerçekleşmesinin öncesinde çalışma grubunun içerisinde bulundum. Projeye tüm detayları ile hakimim. Sektörün bu konudaki taleplerini tüm yönleriyle biliyorum. Masanın diğer tarafından yorumlayacak olursak; devlette süreklilik esastır. İmzaların atıldığı tarihten bu proje ile ilgili KOSGEB desteği ve Hurdaya Ayrılan Türk Bayraklı Gemilerin Yerlerine Yeni Gemi İnşa Edilmesinin Teşvikine Dair bazı yönetmelikler hayata geçirildi.
Hurda Teşviki ile sadece kosterler değil diğer gemi tiplerinin de yenilenmesinin önü açıldı. Denizcilik Genel Müdürlüğü’nün bu konuda önemli çalışmaları var ve bu çalışmalar devam ediyor. Genel Müdürlüğümüzün çalışmasıyla yılda beş gemi yenilenmesi hedefleniyor. Koster Yenileme Projesinin rafa kalktığı yönündeki endişeler doğru değil. Projenin imzalar atılarak resmiyete dökülmesinin ardından Türk ve Dünya ekonomisi bazı zorluklar yaşadı. Dünyayı etkisi altına alan pandemi dönemi geçirdik. Yapılacak çalışmalarla, günümüz şartlarına uygun revizelerle ve en önemlisi sektörün taleplerinin tam karşılığını vererek projenin daha güçlü bir şekilde hayata geçeceğine inanıyorum. Dünyanın en işlek deniz yollarından olan Akdeniz-Karadeniz bölgesinde yenilenmiş, son teknolojilerle inşa edilmiş, çevreci ve güvenli gemilerle hakimiyet sağlayacağımızı düşünüyorum.
Deniz teknolojilerinin geliştirme konusunda çalışmalar ne durumda, yeni dönemde bu konuda ne tür çalışmalar yapılması planlanıyor?
Deniz teknolojileri alanında dünyada her gün yeni gelişmeleri takip ediyoruz. Otonom gemiler, elektrikli gemiler, yapay zekâ destekli seyir ekipmanları, yine yapay zeka destekli liman araçları, navigasyon ve takip sistemleri ile deniz enerjisi ile ilgili yeni teknolojilere tanıklık ediyoruz. Sektörümüzün teknolojiyi üreten, takip eden değil takip edilen konumda olmasını istiyoruz. Teknoloji alanlarında Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımızın çalışmaları bulunuyor. Bu çalışmaların artarak devam etmesi adına tüm imkanlarımızı seferber etmeliyiz. Özel sektörde de teknoloji alanında faaliyet gösteren önemli şirketlerimiz bulunuyor. Denizcilik teknolojimize büyük resimden bakarak; Devletimizin ilgili kurumları, savunma sanayimiz, tersanelerimiz, AR-Ge merkezlerimiz, teknoparklarımız ve sektörümüzde faaliyet gösteren teknoloji şirketlerimizle birlikte hareket etmeliyiz. Deniz teknolojileri üretme konusunun deniz ticareti, gemi inşa ve limancılık faaliyetleri kadar önemsiyoruz.
Deniz teknolojileri alanında denizciliğimizin bir Denizcilik Teknolojileri Araştırma-Geliştirme ve Uygulama Merkezi’ne ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. Denizciliğe gereken destek ve talepler karşılanırsa sektörün ülkemizin cari açığını kapatacağına inanıyorum.
Türk denizciliğinin son haftalardaki en önemli gündem maddelerinin başında Suat Hayri Aka’nın IMO Genel Sekreterliği adaylığı konusu yer alıyor. Suat Hayri Aka’nın adaylığı konusunda neler söylersiniz? Dünya denizciliğine yön veren kuruluşlarda daha fazla Türk yönetici görebilecek miyiz?
Denizcilik sektörünün gelişmesi, Türkiye için hayati öneme sahip. Bu nedenle IMO gibi dünya denizciliğinin kural ve standart oluşturan lider kuruluşunun çalışmalarına katılmak ve katkı vermek de Türkiye açısından önemli. Şadan Kaptanoğlu'nun BIMCO Başkanlığı yaptığı süre zarfında Türkiye'yi onore etmesi kadar önemli olduğunu düşünüyorum. Sektörü Türkiye adına temsil eden herkesin destekçisi olacağız. Benim için devlet büyüklerimiz tarafından bu üst düzey göreve aday gösterilmek, o liyakate sahip görülmek gurur verici.
Suat Hayri Aka'nın adaylığının ülkemiz içinde özel bir niteliği var. Kendisine desteklerimizi sunacağız. Vaktimiz el verdiği sürece, IMO Genel Sekreterliği seçimlerine Suat Hayri Aka’nın yanında olmaya çalışacağız. Suat Hayri Aka’nın da IMO Genel Sekreteri olarak dünya denizciliğinde kural koyan kurumun en tepesinde görev alacağına inanıyorum. IMO ve diğer denizcilik kurumlarında daha fazla yönetici ve delege olması için var gücümüzle çalışacağız.
Aynı zamanda Piri Reis Denizcilik Vakfı'nın Başkanısınız. Piri Reis Denizcilik Vakfı'nda daha önce son Başbakan Binali Yıldırım ile kabinede görev almış İsmet Yılmaz gibi isimler de başkanlık yaptı. Bu konuyla ilgili neler söylemek istersiniz?
Vakıf duası almak önemlidir. Öğrencilere ve tarihimize sahip çıkıyoruz. Vakfımız Türk denizciliğine hizmet etmeye devam edecek. Binali Yıldırım ve İsmet Yılmaz Beyefendilerin ardından Vakıf'ta başkanlık görevini yaptım ve sürdürmekteyim. Şimdi de onların ardından Gazi Meclisimizde görev alacağım. 1996 yılında kurulan ve o tarihten bu yana denizciliğimize hizmet eden vakfımız da sektörümüzde önemli bir yere sahip. Piri Reis Denizcilik Vakfı güzel ve örnek teşkil edecek hizmetlerini sürdürmeye devam edecektir.
TÜRK DENİZ MEDYA ÖZEL RÖPORTAJI
0 Yorum