Dünya'daki Küresel Taşımacılığı Etkileyecek Jeopolitik ve Ekonomik Senaryolar 5 ana başlık altında toplandı. O başlıklar ise şu şekilde:

DONALD TRUMP'IN ABD BAŞKANLIĞINA GERİ DÖNME İHTİMALİ KÜRESEL TİCARETİ SEKTEYE UĞRATACAK

Donald Trump göreve geldikten sonra %10'luk genel bir ithalat vergisi uygulama tehdidini yerine getirecek.

Sadece bu tehdit bile gerilimi ve ticaret maliyetlerini artıracaktır. Onun yönetimi ABD-Meksika-Kanada Anlaşması'nın (USMCA) yenilenmesi müzakerelerini de engelleyerek ABD'nin komşu ülkelerle olan yakın ticari ilişkilerinin kötüleşmesine neden olabilir.

Ayrıca; Çin'e yönelik yeni ticaret ve yatırım kısıtlamalarını duyurması, bu ülkedeki aksaklıkları daha da kötüleştirecektir.

ABD'deki sanayi ve tüketici ürünleri maliyetlerini artıracaktır.

YEŞİL TEKNOLOJİ YARIŞI KÜRESEL BİR TİCARET SAVAŞINA DÖNÜŞÜYOR

Batılı ekonomiler, işletmelerin temiz enerjiye yatırım yapmaları için cömert teşvikler sunuyor.

Teknolojileri ile net sıfır sera gazı emisyonu elde etmek ve daha fazla rekabet sağlamak için Yeşil Teknoloji üretiminde dünya lideri olan Çin, AB ve ABD arasındaki gerilimi artıracak ve muhtemelen yeşil teknolojilerin maliyetini yükseltecek.

Eğer Batı ve Çin ile ilişkiler önemli ölçüde bozulursa, Batılı ekonomiler Çin'e uygulanan mevcut gümrük vergilerini artırabilir.

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNİN NEDEN OLDUĞU HAVA OLAYLARI KÜRESEL TEDARİK ZİNCİRİNİ BOZUYOR

İklim değişikliği modelleri aşırı hava olaylarının sıklığının arttığına işaret ediyor. Şimdiye kadar bu durum; düzensiz ve dünyanın farklı bölgelerinde gerçekleşiyordu.

Şiddetli kuraklıklar ve sıcak hava dalgaları halihazırda mahsul verimini olumsuz etkiliyor.

El Niño'nun ortaya çıkması hava olaylarını şiddetlendirebilir. Küresel sıcaklıkları 2023'te ulaşılan rekorların üzerine çıkarabilir.

Aşırı hava olaylarının üretim üzerinde önemli bir etkisi olursa, bu durum kıtlığa yol açabilir. Küresel tedarik zincirlerini zorlayabilir. Daha da kötüsü yukarı yönlü enflasyona katkıda bulunabilir.

ÇİN-TAYVAN ARASINDAKİ GERİLİM SAVAŞA DÖNÜŞÜRSE KÜRESEL AYRIŞMA MEYDANA GELEBİLİR

Çin ve Tayvan arasında doğrudan bir çatışma yaşanması, ilgili tüm taraflar için riskler nedeniyle olası değil gibi gözüküyor.

Bununla birlikte, tansiyonun yükseldiği dönemler olacaktır. Geçmişte Tayvan'ın resmi bağımsızlığını destekleyen açıklamalar yapan Tayvan'ın seçilmiş başkanı Lai Ching-Te'nin Mayıs ayındaki yemin töreni bir kıvılcım görevi görebilir.

Askeri bir çatışma Tayvan ekonomisine ağır bir yük getirecek. Adanın teknoloji sektörüne olan bağımlılığı ve bölgesel nakliye rotalarındaki konumu göz önüne alındığında küresel endüstriyi ciddi şekilde sekteye uğratacak.

Boğazlar arası bir savaş muhtemelen ABD ordusunun Tayvan'ın savunmasına dahil olmasıyla sonuçlanacak.

Avustralya, Güney Kore ve Japonya gibi ABD'nin bölgesel müttefiklerinden de farklı şekillerde destek gelecek.

AB ile ABD'ye bağlı diğer hükümetleri Çin'e ticaret ve yatırım kısıtlamaları getirmeye sevk edecek.

Nükleer tırmanma ciddi bir risk olacak.

İSRAİL-HAMAS SAVAŞI'NIN BÖLGESEL BİR ÇATIŞMAYA DÖNÜŞMESİ PETROL FİYATLARINI ETKİLEYECEK

İsrail güçlerinin Gazze'yi uzun süreli işgalinin Filistinliler arasında bir ayaklanmaya neden olması halinde, diğer devlet ve devlet dışı aktörler Filistin davasına sempati ile yaklaşabilir.

İran'ın savaşa müdahil olduğuna dair kanıtlar İsrail'in karşı önlemler almasına yol açarak çatışmayı bölgesel bir çatışmaya dönüştürebilir.

Bölgenin deniz taşımacılığı rotalarında meydana gelen aksamalar ve devlet dışı aktörler tarafından gerçekleştirilen küresel terör faaliyetleriyle ilgili riskler de mevcut.

Zaten sıkışık olan petrol piyasasında, Orta Doğu'dan petrol üretiminin ve sevkiyatının aksaması uluslararası petrol fiyatlarını önemli ölçüde artıracak.

Economist Intelligence Unit'in "Five Global Risks" isimli Analiz Raporu'ndan çeviridir.

Haber Editörü: Ömür Topaloğlu