GİSBİR Sponsorluğundaki Boat Show Fuarı başladı. Beklentileriniz neler?

Yönetim olarak sponsor olma kararı verdik. Bu işin biraz daha ses getirmesini istiyoruz. Biz de bu işte üretici olma noktamızda denizciliği destekleme, gemi inşayı destekleme noktasında biraz daha topa kararı verdik. Bu doğrultuda Tuzla’da üç senedir düzenleniyordu, her zaman destek oluyorduk ama dördüncüsüne biraz daha destek verip ismimizi de koyalım istedik. Şu an itibariyle gayet güzel. 130 katılımcımız var. Bu sene yine iki fuarımız var. Ondan dolayı biraz bölünmeler oldu. İki fuarı da etkiliyor, çok da hoşumuza gitmiyor. Burada 130 firmamız geldi, sağ olsunlar. Geçen yıl 27 bin ziyaretçi gelmişti. Bu sene bunu ikiye katlayacağını düşünüyorum. İzmir otobanı da bitti. İzmir ve Bursa’dan da çok sayıda katılımcı bekliyoruz.  Sabiha Gökçen Havalimanı’na çok yakınız. Bu da bizim için bir avantaj.

"TUZLA'DA FUAR ALANI OLSUN İSTİYORUZ"

Açılış töreninin ardından Belediye Başkanımız ile konuşma fırsatı bulduk. Tuzla’mız çok güzel bir ilçe. İstanbul’un doğudan en son ilçesi.  Beş tane OSB’si olan, tersaneleri içinde barındıran, İçinde üç tane büyük hastanesi, üniversiteleri olan gen bir nüfusa sahip çok kıymetli bir ilçemiz.  Bir de fuar alanımız olsun dedik. Belediye Başkanımızın bu konuya da ilgisi var. Sadece denizcilik olarak değil, genel olarak İstanbul’da fuarların düzenlenebileceği bir yer neden olmasın? Bu işin yatırımcıları var. Onlarla da görüşülür. Yeter ki insanların ulaşabileceği bir yer olsun. Onlar da araştıracaklardır. Biz de üzerimize düşen görev varsa yapmaya hazırız. Bu doğrultuda bir şey kazandırabilirsek ne mutlu bize.

Fuarlara desteğiniz sürecek mi?

Tabii ki. Gemi üretiyoruz. Tekne üretiyoruz. Yat sanayine ekstra önem veriyorum. Yat sanayii bizim yüzyıllardır ata mesleğimiz. Takacılıktan başlıyor, mavnalardan devam ediyor, bu topraklarda binlerce yıl evvel ağaçtan yapılan teknelerle ticaret yapılıyordu. Bizim elimizde çok kıymetli olan ağaç ustalığı var. Dünyada baktığımız zaman ağaç ustalığı meşakkatli ve işçilik istediği için birçok firma artık fibere ve kompozite döndü.  Biz de öyle yapmalıyız. Bizde de o işe dönen çok sayıda üreticimiz var ama ağaç ustalığını kaybetmemeliyiz. Ağaç teknenin kalitesi her zaman daha farklıdır. Suda duruşu, ses alışı, gidişi daha farklıdır. Bu ustalığı kaybetmememiz gerekiyor. Bu doğrultuda biz GİSBİR olarak Yat Komisyonu kurduk. Başkanlığını yat üreticimiz Bursa Tersanesi’nin sahibi Sedat Ergün dostumuza verdik. Bu komisyonun birçok amacı var ancak temelde yat sanayiinde çalışacak ağaç ustalarının istihdamını artıracak, sayıyı daha da artıracak faaliyetlerde bulunacağız. Bunun için de Türkiye’nin dört bir tarafından gençleri davet edeceğiz. Büyük bir destek olacak. Bu kısa vadeli değil, uzun vadeli bir iş. Biz bunu ayakta tuttuğumuz sürece eminim ki bu ülke bu işte daha fazla ekmek yer. Daha çok döviz girdisi olur.

"MARKA, DESTEKLE VE ÇOK ÜRETMEKLE OLUR"

Problemimiz var, marka olamıyoruz. Marka nasıl oluyor? Marka, destekle ve çok üretmekle olunur. Çok üretme noktasında devam ettiğimizde bir gün bir şeyler olacaktır. Burada birçok ithal tekneler de var. Ben, birkaç tanesini de gezdim. Çok başarılı işler var. Biz de ülke olarak bunu yapıp bunu başarmalıyız.

Yılın son üç ayının içindeyiz. Ocak 2019’da belirlenen hedefler tutacak mı?

Tabii ki hedefsiz çalışılmaz. Biz ona kümülatif olarak bakıyoruz. Bizim yaptığımız ihracatlar adetsel bazda teknelerin veya gemilerin teslim tarihi ile alakalı. Tekne yapımı uzun bir süreç. 2018’de başlarsınız ama teslimatı 2019’da olur, 2019’da başlarsınız teslimatı 2020’de olur. Daha uzun projeler de olur ama onun ihracatını yaptığınızda daha büyük rakamlar girer. Bugün baktığımızda tekne ihracatı olarak 100 milyon dolar civarına dayandık. Birkaç tane daha tekne var, onların da yıl sonuna kadar satışı olacaktır. Yıl sonuna kadar herhalde 150 milyon dolar civarında kapatırız. Ancak buna kümülatif bakmak lazım.

"BİZ KATMA DEĞERİ ÇOK YÜKSEK BİR SANAYİYİZ"

Biz gemi inşa sanayii olarak yatla beraber ortalama 2,5 milyar dolar girdimiz oluyor. Bunun içinde sayılmayanlar da var ancak ben kümülatifini söylüyorum. Tamir bakım, refit, serbest bölge, savunma sanayiine yaptığımız işler var. 2,5 milyar dolarda şuna bakarım; bu ülkeye kaç parası kalıyor? Biz katma değeri çok yüksek bir sanayiyiz. 2,5 milyar dolarlık ihracat yaptığımızda bunun yarısını bile ithal etmiyoruz. Yarısından daha aşağıdayız. Bu büyük bir başarı. Döviz ülkemize kalıyor. Dolayısıyla bu sene böyle olur ama önümüzdeki yıl 3-5 teknenin satışıyla rakam ikiye katlanabilir. Yat sanayimiz 300-350 milyon dolarları rahatlıkla yaptı, yine yapacaktır. Yeter ki biz dirayetli olalım, direnelim ve ayakta kalalım.

1 Milyon Denizci Projesi ile tekne satışları ilerleyen vadede artabilir mi? İnsanlarımıza denizi sevdirebilecek miyiz?

Denizi insanlarımız seviyor ama deniz halen pahalı. Pahalı olmadığını göstermeye çalışıyoruz. Yüzen bir şeye hükmediyoruz. Bunlar da çok ucuz değil ama bugün orta sınıf bir araba fiyatına tekne alınabilir hale geldi. Dolayısıyla geriye bunu sevmek ve yaşamak kaldı. Tabii ki bazı masrafları var. Tekne aldığınızda mutlaka bir marinaya, bağlama yerine ihtiyacınız var. Hükümetimiz bu işle ilgili kolaylaştırma adına büyük yatırımlar yaptı. İdarecilerimizle görüşüyoruz. Bunu daha cazip hale getirerek 1 Milyon Denizci hedefini tamamlayıp sadece cüzdanda duran kart değil, denizleri gerçekten kullanan denizleri bilinçli kullanan denizciler yetiştiririz.

"DENİZLER BİZİM GELECEĞİMİZDİR"

Çöpünü denize atmaya, pisliğini denize bırakmayan, gereğini yapan denizciler oluşturmak durumundayız. Denizler bizim çöplüğümüz değildir. Denizler bizim geleceğimizdir. Bizden sonraki nesillere emanet olarak aldığımız görevi layığıyla teslim etmek zorundayız bir görevdir.

KAYNAK: TURKDENİZ.COM